14 Mayıs’a Giderken Türkiye’de Seçim Güvenliği

Serbest ve dürüst seçimler, demokrasinin en temel unsurudur. Bir rejime demokratik niteliğini kazandıran birden fazla siyasi partinin hür bir rekabet ortamında yarıştığı genel oya dayalı seçimlerdir. Şüphesiz günümüzün çoğulcu demokrasileri sandıktan ibaret değildir. Seçimle iş başına gelse dahi siyasi iktidarların denge ve denetleme mekanizmalarıyla sınırlandırılması, gücün kuvvetler ayrılığı prensibiyle dağıtılması, bağımsız yargının temel hak ve özgürlükleri koruması liberal demokrasilerin vazgeçilmez koşullarıdır. Ama bütün bunlar demokrasinin en karakteristik niteliği olan seçimlerin önemini azaltmaz.

Serbest ve dürüst seçimler, demokrasinin en temel unsurudur. Bir rejime demokratik niteliğini kazandıran birden fazla siyasi partinin hür bir rekabet ortamında yarıştığı genel oya dayalı seçimlerdir. Şüphesiz günümüzün çoğulcu demokrasileri sandıktan ibaret değildir. Seçimle iş başına gelse dahi siyasi iktidarların denge ve denetleme mekanizmalarıyla sınırlandırılması, gücün kuvvetler ayrılığı prensibiyle dağıtılması, bağımsız yargının temel hak ve özgürlükleri koruması liberal demokrasilerin vazgeçilmez koşullarıdır. Ama bütün bunlar demokrasinin en karakteristik niteliği olan seçimlerin önemini azaltmaz.

Özellikle Türkiye gibi geniş toplum kesimlerinin çeşitli saiklerle siyasal ve ekonomik merkezden uzakta, periferide tutulduğu ülkelerde seçimler siyasetin toplumsallaşmasının biricik yoludur. Nitekim Türk seçmeni de çok partili yaşama geçilmesinden itibaren kendisine sunulan oy hakkına hep sahip çıktı. Türkiye seçimlere katılım oranının en yüksek olduğu ülkelerden biri oldu. 1950’den bu yana gerçekleşen 21 cumhurbaşkanı ve milletvekili seçiminde seçimlere ortalama katılım oranı yüzde 82,2 olarak gerçekleşti. Bu dünyadaki en yüksek katılım oranlarından biridir.

Gerçekten vatandaşların seçimlere etkin şekilde katılması ve yaptığı sağduyulu tercihler, Türk siyasetine her zaman en doğru istikameti çizdi. Bürokratik elitlerin Türkiye üzerine yaptığı toplumsal ve siyasal mühendislik girişimleri sandıkta akamete uğradı. Ordu ve yargı eliyle özgürlüklerin kısıtlanması ve siyasetin vesayet altına alınması çabalarına karşı demokrasinin nefes almasını sağlayan başlıca öğe seçimler olmuştur. Türkiye’de siyasal alanın sivilleşmesi, vesayetin ortadan kaldırılması, iktidarın demokratik meşruiyetinin güçlendirilmesi, refahın daha eşit şekilde dağıtılması, dindar kitleler ve başta Kürtler olmak üzere farklı etnik/dini aidiyetler üzerindeki ötekileştirici uygulamaların tasfiye edilmesi, seçimlerin iş başına getirdiği otoriteler eliyle mümkün olabilmiştir.

Sandık İktidardan Bağımsız Neticeler Üretebilmiştir

Öte yandan seçimlerde milli irade iktidarda olan, diğer bir ifadeyle devlet aygıtına hükmeden siyasi partilerin aleyhine olacak şekilde tecelli edebilmiştir. Yaptığı paradigma değiştiren reformlarla Türk siyasetinin on yılına damgasını vuran Turgut Özal’ın Anavatan Partisi 1989 yerel seçimlerinde sandıktan üçüncü parti olarak mağlubiyetle ayrılmıştır…

 

Devamını Kriter sitesinde okumak için tıklayın: 14 Mayıs’a Giderken Türkiye’de Seçim Güvenliği

[Kriter, 1 Nisan 2023]

Etiketler: