Zeytin Dalı Harekatı PKK Balonunu Söndürdü

Amerika Birleşik Devletleri ve bazı Avrupalı devletler bir terör örgütü olmasına rağmen PKK'yı Suriye'de desteklemelerini en başından beri sadece bir argümana dayanarak savunuyorlardı.

Amerika Birleşik Devletleri ve bazı Avrupalı devletler bir terör örgütü olmasına rağmen PKK’yı Suriye’de desteklemelerini en başından beri sadece bir argümana dayanarak savunuyorlardı. Bu argümana göre Suriye’de DEAŞ’la mücadele edebilecek en etkin güç PKK terör örgütüydü. Türkiye’nin “gelin Özgür Suriye Ordusu’nu silahlandırıp eğitelim” çağrılarını, “ÖSO disiplinsiz, birbiriyle kavgalı gruplardan oluşuyor, bundan dolayı da etkin savaşamaz” diye reddediyorlardı.

Neticede silah, askeri eğitim ve finansman desteği ile Beşar Esad’ın muhalefeti bölmek üzere davet ettiği PKK’yı adım adım Kuzey Suriye’ye hakim kıldılar. Bundan çok daha önemlisi DEAŞ’a karşı başlatılan operasyonlarda DEAŞ karşıtı koalisyon adeta PKK’nın hava kuvvetleri, Suriye sahasındaki Amerikan askerleri ise topçu birlikleri rolünü oynadı. Dünyanın en modern ve ileri silahlara sahip hava kuvvetleri ve topçu birlikleri tarafından desteklenen PKK Rakka, Tabqa, Menbiç gibi şehirleri büyük kayıplar vererek DEAŞ’dan ele geçirdi.

Bu operasyonlar sırasında PKK’lılar Amerikalıların hiç bir sivil hassasiyet göstermeden ağır hava bombardımanıyla dümdüz ettiği Rakka’yı bile doğrudan ele geçiremediler. Sonuçta PKK’lıların bu başarısızlığından istifade eden DAEŞ teröristleri yapılan bir anlaşma ile Rakka’dan elini kolunu sallayarak çıktı gitti.

Batının PKK’ya verdiği destek bununla da kalmadı. Dünyanın görmüş olduğu en cani terör örgütlerinden biri olan ve bir NATO müttefiğine karşı yıllardır terör saldırıları yapan bu örgütle işbirliğini kendi kamuoyularına satabilmek için müthiş bir medya kampanyası başlattılar.

Bu kampanyanın başarılı olmasının iki temel nedeni bulunmakta. Öncelikle bu kampanyanın bariz bir şekilde PR şirketleri tarafından profesyonel olarak yapıldığı ayan beyan ortadadır. Diğer taraftan Batı’daki kamuoyu ve medya organları islamofobik tutumları nedeniyle „radikal islama karşı savaşan seküler PKK” imgesini çok kolay satın aldılar. Neticede ılımlı da olsa muhafazakar dindar ya da İslamcı bir görüntü veren Özgür Suriye Ordusu’ndansa sırf seküler olduğu için marksist leninist bir terör örgütünü müttefik olarak tercih ettiler.

Türkiye’nin başlattığı Afrin operasyonu yeterince eğitim verilmiş olan ÖSO birliklerinin hava kuvvetleri ve topçu birlikleri desteği ile PKK’dan çok daha etkin savaşabildiklerini ortaya koydu. Zira PKK’lıların Afrin’de batılılardan aldıkları askeri danışmanlıkla DEAŞ’a göre çok daha profesyonel bir tahkimat yaptıkları apaçık ortaya çıkmış durumda. Bundan dolayi Afrin Türk Ordusu’nun Stalingrad’ı olacak diyebilecek kadar kendilerine güveniyorlardı. Her savaşın kendi dinamikleri olduğu, ikinci dünya savaşında iki düzenli ordu arasında geçen bir savaşı Afrin operasyonu ile karşılaştırmanın ancak komik bir hayalden ibaret olduğu ortaya çıktı.

Bütün bu propagandaya ve tahkimata rağmen bir ay süren operasyon sonucunda Afrin’deki bir çok stratejik bölge Türk ordusunun desteğiyle ÖSO tarafından ele geçirildi. Neticede savunma hatları çöken ve ağır kayıplar veren PKK havlu atarak Afrin’e Esad’ı davet etmek zorunda kaldı. Yani Afrin operasyonu sadece PKK’yı askeri olarak yenilgiye uğratmadı aynı zamanda milyonlarca dolar harcanarak şişirilmiş olan PKK balonunu patlatarak PKK’nın Amerika için işe yarar bir ortak olduğu mitini de yıktı. Balon patladı.

 

[Fikriyat, 24 Şubat 2018]

Etiketler: