Selin M. Bölme

Hacettepe Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölümünde lisans, Uluslararası İlişkiler Bölümünde yüksek lisans eğitimi aldı. Ankara Üniversitesi, Uluslararası İlişkiler Ana Bilim Dalında "ABD'nin Üs Politikası ve Türkiye: Kuruluşundan Bugüne İncirlik Üssü" başlıklı tez ile doktorasını tamamladı. Tezi 2012 yılında İletişim Yayınları tarafından kitap olarak basıldı. Çeşitli gazete ve dergilerde Ortadoğu, Türk dış politikası, NATO ve savunma konularında yazı ve makaleleri yayınlandı. 2001 yılında İsrail Hükümeti Araştırma Bursunu, 2007 yılında Sasakawa Genç Liderler Bursunu ve 2012 yılında TÜBİTAK Doktora Sonrası Araştırma Bursunu kazandı. 2012-2013 dönemi için King’s College London Üniversitesi tarafından misafir araştırmacı olarak kabul edilmiştir.
  • Resim Yok
    SETA ve Pollmark tarafından 2497 noktada toplam 10577 kişi üzerinde gerçekleştirilen bu çalışma Türkiye'de bu konuda yapılmış en kapsamlı araştırma.
  • Türkiye’de İsrail’e ilişkin meseleler gündemin aceleciliğine kurban ediliyor ve konunun arka planı çoklukla es geçiliyor. Bu bakımdan “İsrail’i Anlama Kılavuzu” İsrail’in genel siyasi yapısını anlamaya dönük bütünlüklü bir İsrail çalışması niteliğinde.
  • SETA’nın hazırladığı raporda, Libya'da rejime karşı düzenlenen “Öfke Günü”yle başlayan ve Kaddafi’nin öldürülmesiyle sonuçlanan ayaklanma öncesi ve sonrasıyla ele alınıyor.
  • Resim Yok
    Obama, İran'ın üzerinde büyük bir baskı bulunduğu ve sorunun diplomasi yoluyla hala çözülebileceği yönünde İsraillileri ikna etme çabasında.
  • Batının gerilim üzerine oturttuğu İran politikası bir süre daha yeni kanıtlar ve tartışmalarla yoluna devam edecek gibi gözüküyor.
  • Libya'nın umutla baktığı örneklerden biri kendi yerel demokrasi tecrübesini yaratan, dünya ile entegre olurken bağımsız kalmayı başaran Türkiye'dir.
  • Başından beri izlediği politika Türkiye'ye, Libya'nın ateşkes sonrası sorunlarını aşmada güvenilir bir arabulucu olabilme imkânı veriyor.
  • Kaddafi'nin asıl dayanağı olan kara gücünü müdahaleye misilleme için acımasızca kullanması veya kimyasal silahlara başvurma olasılığı akılda tutulmalıdır. Libya ile ilgili gündem hızla değişmekte. BM Güvenlik Konseyi'nin Libya'da uçuşa yasak bölge oluşturulmasını ve işgal dışında 'gerekli tüm seçeneklere başvurulmasını' öngören karar tasarısının onaylanmasının ardından Pazar günü başlaması planlanan operasyon için hazırlıklar sürerken Libya Dışişleri Bakanı Musa Kusa, ateşkes ilan ettiklerini ve her türlü askeri operasyonu durdurma kararı aldıklarını belirtti.  Ancak başta Fransa olmak üzere tehdidin değişmediği kanaatinde olan operasyona destek veren ülkelerin tavrı BM kararların uygulanıp uygulanmadığını takip etme yönünde. Bu ise her şeyin an be an değiştiği Libya ile ilgili operasyon seçeneklerinin rafa kalkmadığını göstermektedir. Ateşkes çağrısı yapan BM kararı öncelikle uçuş yasağını kapsamakla birlikte, tanınan yetki sadece uçuş yasağı ile sınırlı değil. Karar gerekli olması durumunda Kaddafi'nin kara birliklerine de saldırı düzenlenmesine onay veriyor. Ancak bu kararın hayata geçirilmesi gerçekten Libya'ya düzen getirebilecek, sivil ölümlerin önüne geçebilecek mi? Bu noktada gerek daha önceki örnekler, gerekse Libya'nın kendi durumundan kaynaklanan zorluklar çok fazla umut vaat etmemekte.