Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde lisans (2000), Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Özel Hukuku Bölümü’nde Ticaret Hukuku alanında yüksek lisans (2002) ve Medenî Usûl ve İcra-İflas Hukuku alanında doktora (2008) eğitimini tamamladı. 2005 yılında Regensburg Üniversitesi Hukuk Fakültesi, Prof. Dr. Dr. h.c. Peter Gottwald’in Uluslararası Özel Hukuk ve Medenî Usûl ve İcra-İflas Hukuku Kürsüsü’nde misafir araştırmacı olarak çalıştı. 2006’da Hamburg Max Planck Mukayeseli ve Uluslararası Özel Hukuk Enstitüsü’nde araştırmalar yaptı. 2018 yılında doçent unvanını aldı. 2001’de araştırma görevlisi olarak çalışmaya başladığı Çankaya Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde halen Medenî Usûl Hukuku, İcra ve İflas Hukuku, Yargı Örgütü, Tebligat Hukuku gibi dersler vermektedir. İngilizce ve Almanca bilmektedir.
Süresiz nafaka tartışmaları yargı reformuna ilişkin çalışmalar kapsamında medyada yer alan kimi haberlerle yeniden gündeme geldi. Boşanma sebebiyle yoksulluğa düşecek olan tarafın geçimini sağlayabilmesi için diğer tarafın mali gücü oranında ödediği yoksulluk nafakası, yargı uygulamasında süresiz olarak karara bağlanmaktadır. Süresiz nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkmaktadır. Ayrıca, alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâllerinde ise mahkeme kararıyla nafaka kaldırılmaktadır.
Bu raporda kamuoyunda Üçüncü Yargı Paketi olarak bilinen 28 Temmuz 2020 tarihli 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile getirilen değişiklikler ele alınmaktadır.
Bu analizin konusunu pandemi sürecinde icra ve iflas hukukunda alınan tedbirlerin etkileri ve normalleşme sürecinde cebri icra sistemine ilişkin beklentiler oluşturmaktadır.
Bu analizde yargı reformundaki amaç ve hedeflere yönelik faaliyetlerin yargılamaya egemen olan ilkelerle ilişkisi ele alınmakta, ilkelerin yargı sisteminde daha fazla vücut bulması için yapılması gerekenler üzerinde durulmaktadır.
Bu raporda kamuoyunda Üçüncü Yargı Paketi olarak bilinen 28 Temmuz 2020 tarihli 7251 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile getirilen değişiklikler ele alınmaktadır.
Bu analizin konusunu pandemi sürecinde icra ve iflas hukukunda alınan tedbirlerin etkileri ve normalleşme sürecinde cebri icra sistemine ilişkin beklentiler oluşturmaktadır.
Bu analizde yargı reformundaki amaç ve hedeflere yönelik faaliyetlerin yargılamaya egemen olan ilkelerle ilişkisi ele alınmakta, ilkelerin yargı sisteminde daha fazla vücut bulması için yapılması gerekenler üzerinde durulmaktadır.
Analizde konkordato kurumunun hukuksal niteliğinin ne olduğu, amacı ve işleyişi ele alınmakta ve TBMM Genel Kurul gündemindeki kanun teklifi değerlendirilmektedir.
Süresiz nafaka tartışmaları yargı reformuna ilişkin çalışmalar kapsamında medyada yer alan kimi haberlerle yeniden gündeme geldi. Boşanma sebebiyle yoksulluğa düşecek olan tarafın geçimini sağlayabilmesi için diğer tarafın mali gücü oranında ödediği yoksulluk nafakası, yargı uygulamasında süresiz olarak karara bağlanmaktadır. Süresiz nafaka, alacaklı tarafın yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkmaktadır. Ayrıca, alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâllerinde ise mahkeme kararıyla nafaka kaldırılmaktadır.
Ticari uyuşmazlıklarda dava şartı (zorunlu) arabuluculuk nasıl tanımlanmaktadır? Ticari uyuşmazlıklarda dava şartı arabuluculuğun kapsamı nasıl şekillenmektedir? Dava şartı arabuluculuk uygulamasından beklentiler nelerdir?
Yükleniyor...
Yükleniyor...
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.TamamGizlilik Politikası