Muhittin Ataman

Insight Turkey Editörü
1992’de Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nden mezun oldu. 1994-1996 arasında Central Oklahoma Üniversitesi’nde yüksek lisans, 1996-1999 arasında Kentucky Üniversitesi’nde ise doktora çalışmalarını tamamladı. 2001-2014 arasında Abant İzzet Baysal Üniversitesi İİBF Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yaptı. Bu süre zarfında bölüm başkanlığı, enstitü müdür yardımcılığı ve dergi editörlükleri gibi idari ve akademik görevlerde bulundu. 2012-2014 arasında Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) genel sekreteri olarak görev yaptı. Aynı dönemde Yükseköğretim Kurulunda (YÖK) başkan danışmanı ve Dış İlişkiler Birimi koordinatörü olarak çalıştı. Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde öğretim üyesi olan Ataman aynı zamanda SETA tarafından yayımlanan Insight Turkey dergisi editörlüğü görevlerini de yürütmektedir. Ortadoğu siyaseti ve Türkiye dış politikası konularında yurt içi ve yurt dışında yayımlanan pek çok Türkçe ve İngilizce dergiye ve derleme kitaba makaleleriyle katkıda bulunan Ataman, Dünya Çatışma Bölgeleri I-II, Türk Dış Politikası Yıllığı 2009 ve Küresel Güç ve Refah adlı kitaplar ile Ortadoğu Yıllığı Dergisi’nin editörlerindendir. Daha çok Türk dış politikası ve Ortadoğu siyaseti konularında özellikle de Körfez ülkeleri hakkında akademik çalışmalar yapmaktadır.
  • 7 Ekim tarihinde Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugaylarının İsrail'in askeri hedeflerine yönelik düzenlediği operasyona tepki olarak İsrail'in başlattığı saldırılar kısa süre içerisinde her türlü savaş suçu, insanlığa karşı suç ve soykırımın işlendiği bir sürece evrildi. Altı ayı aşkın bir süredir bütün dünyanın gözü önünde modern tarihte benzeri görülmemiş bir kitlesel katliam yaşanmaktadır. Maalesef şu ana kadar hiçbir etkili aktör de bu vahşetin sona erdirilmesi konusunda bir şey yapamadı.
  • Yaklaşık altı aydır Filistin topraklarında masum Filistinli insanlara yönelik tarihin ender görebileceği bir vahşetle ve bütün dünyanın gözü önünde korkunç bir soykırım uygulanmaktadır. Zalim Siyonistler ve Batılı destekçileri, masum çocuklar, kadınlar ve hastalar dahil herkesin hedef alındığı saldırıları hem devlet hem de yerleşimci terörü üzerinden gerçekleştirmekte ve desteklemektedirler.
  • Batılı hükümetler dört aydır masum Filistin halkına yönelik devam eden İsrail vahşetine ve soykırım siyasetine kayıtsız ve şartsız destek vermeye devam ediyor. Batı'nın sağladığı askeri, siyasi, diplomatik ve ekonomik desteğin İsrail'in güvenliğinin sağlanması için değil, bilakis İsrail'in masum sivillere yönelik soykırım zulmünün devamı için olduğu açık. Batı'nın desteği olmadan İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırgan, yayılmacı ve sömürgeci politikalarını sürdüremeyeceğini herkes çok iyi biliyor. Bundan dolayı da Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve diğer Batılı ülkeler İsrail'in soykırım suçunun suç ortağı olduğu rahatlıkla iddia edilebilir.
  • Insight Turkey Editörü Muhittin Ataman, TRT Haber ekranlarında yayınlanan Birinci Sayfa programında, TBMM’nin İsveç’in NATO üyeliğine onay vermesi ve batının Türkiye ile ilişkileri üzerine değerlendirmelerde bulundu.
  • Insight Turkey Editörü Muhittin Ataman, TRT Haber ekranlarında yayınlanan Birinci Sayfa programında, son zamanlarda sosyal medyada gerçekleşen provokasyonlar ve provokasyonlardan korunmak için neler yapılabileceğine dair değerlendirmelerde bulundu.
  • SETA’nın her yılın sonunda hazırladığı gelenekselleşen SETA Yıllığı Türkiye’nin hem temel gündem maddelerini zengin bir içerikle analiz etmekte hem de gelecek yıllara dair bütüncül bir bakış açısı sağlamaktadır.
  • Kitap, Azerbaycan’dan ve Türkiye’den alanında yetkin akademisyen ve uzmanların katkısıyla Karabağ sorununu kapsamlı bir şekilde analiz etmektedir.
  • 2020’nin öne çıkan bütün gelişmeleri bu yıllıkta analiz edildi. Alanında uzman araştırmacılar tarafından hazırlanan '2020'de Türkiye', Türkiye’yi anlamak için önemli bir başvuru kaynağı.
  • Kitap, bölgesel ve küresel aktörlerin Libya politikalarını incelemektedir. Libya krizinin içinden geçtiği süreci ve Türkiye’nin hem sahada hem de masadaki tavrını ayrıntılı bir şekilde ortaya koyarak bu konu hakkında detaylı bilgiler vermeyi amaçlamaktadır
  • Kitap dinsel, tarihsel ve siyasal bakımdan Kudüs’ün ifade ettiği anlamı akademisyenlere, entelektüellere, siyasetçilere ve geniş halk kitlelerine doğru bir şekilde ulaştırmayı amaçlamaktadır.
  • SETA’nın her yılın sonunda hazırladığı gelenekselleşen SETA Yıllığı Türkiye’nin hem temel gündem maddelerini zengin bir içerikle analiz etmekte hem de gelecek yıllara dair bütüncül bir bakış açısı sağlamaktadır.
  • 2020’nin öne çıkan bütün gelişmeleri bu yıllıkta analiz edildi. Alanında uzman araştırmacılar tarafından hazırlanan '2020'de Türkiye', Türkiye’yi anlamak için önemli bir başvuru kaynağı.
  • Ermenistan, Birinci Karabağ Savaşı sırasında çok sayıda savaş suçu işlemesine rağmen uluslararası kamuoyu tarafından hiçbir zaman gerçek manada sorgulanmadı. 27 Eylül günü başlayan ve dördüncü haftasında giren İkinci Karabağ Savaşı'nda da savaş suçları işlemeye devam etmektedir. Bir anlamda Ermenistan Hükümeti otuz yıl önce kaldığı yerden devam etmektedir.
  • Bu analizde koronavirüs salgınının Körfez ülkelerini siyasi, toplumsal ve ekonomik açıdan nasıl etkilediği ele alınmaktadır.
  • Bu analizde Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)-Suudi Arabistan ekseninin Ortadoğu’daki demokratik halk hareketlerine özellikle Libya’daki meşru hükümete karşı izledikleri darbeci siyaset ele alınmaktadır.
  • 7 Ekim tarihinde Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugaylarının İsrail'in askeri hedeflerine yönelik düzenlediği operasyona tepki olarak İsrail'in başlattığı saldırılar kısa süre içerisinde her türlü savaş suçu, insanlığa karşı suç ve soykırımın işlendiği bir sürece evrildi. Altı ayı aşkın bir süredir bütün dünyanın gözü önünde modern tarihte benzeri görülmemiş bir kitlesel katliam yaşanmaktadır. Maalesef şu ana kadar hiçbir etkili aktör de bu vahşetin sona erdirilmesi konusunda bir şey yapamadı.
  • Yaklaşık altı aydır Filistin topraklarında masum Filistinli insanlara yönelik tarihin ender görebileceği bir vahşetle ve bütün dünyanın gözü önünde korkunç bir soykırım uygulanmaktadır. Zalim Siyonistler ve Batılı destekçileri, masum çocuklar, kadınlar ve hastalar dahil herkesin hedef alındığı saldırıları hem devlet hem de yerleşimci terörü üzerinden gerçekleştirmekte ve desteklemektedirler.
  • Batılı hükümetler dört aydır masum Filistin halkına yönelik devam eden İsrail vahşetine ve soykırım siyasetine kayıtsız ve şartsız destek vermeye devam ediyor. Batı'nın sağladığı askeri, siyasi, diplomatik ve ekonomik desteğin İsrail'in güvenliğinin sağlanması için değil, bilakis İsrail'in masum sivillere yönelik soykırım zulmünün devamı için olduğu açık. Batı'nın desteği olmadan İsrail'in Filistinlilere yönelik saldırgan, yayılmacı ve sömürgeci politikalarını sürdüremeyeceğini herkes çok iyi biliyor. Bundan dolayı da Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve diğer Batılı ülkeler İsrail'in soykırım suçunun suç ortağı olduğu rahatlıkla iddia edilebilir.
  • Filistin halkının en etkili direniş hareketi olan Hamas'ın 7 Ekim 2023 tarihinde gerçekleştirdiği el-Aksa Tufanı operasyonu, hem Filistin-İsrail meselesinde hem de Ortadoğu bölgesinde önemli bir kırılma oluşturdu. Hamas'ın direnişi karşısında çok zor durumda kalan İsrail, hıncını masum insanlardan almayı tercih etti. Bugüne kadar toplamda, çoğunluğunu çocuk ve kadınların oluşturduğu 20 binden fazla masum insan İsrail işgal güçleri tarafından şehit edildi. ABD başta olmak üzere Batılı devletlerin büyük çoğunluğu tarafından da desteklenen İsrail, uluslararası hukukun temel ilkelerini ve normlarını ve uluslararası kuruluşların konuyla ilgili kararlarını ihlal eden Gazze'de savaş suçu, insanlığa karşı suç ve soykırım suçunu işlemekten kaçınmadı.
  • Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail askeri hedeflerine yönelik başlattığı geniş ölçekli saldırılara tepki olarak İsrail'in giriştiği kitlesel katliamlar hem bölgede hem de tüm dünyada büyük bir tepkiye neden oldu. İsrail saldırılarının her nevi savaş suçunu işleyerek devam etmesi üzerine İsrail'e kayıtsız şartsız destek veren Batılı devletlerin bazıları bile İsrail'in artık durması gerektiğini ifade etmeye başladılar. İsrail'in ağır kayıplar vermesinin de etkisine ek olarak ABD'nin isteği ve müdahalesi, Katar'ın uzun süredir sürdürdüğü arabuluculuk faaliyetleri neticesinde taraflar arasında şiddetin durması konusunda bir uzlaşı sağlandı. Bu bağlamda Salı günü anlaşmaya varıldı, Çarşamba günü taraflar anlaşmayı duyurdu, Cuma günü de uygulamaya konuldu.