Tatlıyer, 2007 yılında İTÜ İşletme Mühendisliği bölümünden mezun oldu. Yüksek lisansını İstanbul Bilgi Üniversitesi Finansal Ekonomi bölümünde (2010), doktorasını ise İstanbul Üniversitesi İktisat bölümünde tamamladı (2014). Tatlıyer halen İstanbul Medipol Üniversitesi Ekonomi ve Finans bölümünde öğretim üyesi olarak çalışmalarını sürdürmektedir. İlgi alanları arasında makro iktisat ve uluslararası politik iktisat bulunan Tatlıyer’in çeşitli uluslararası dergilerde yayınları bulunmaktadır. Tatlıyer’in ayrıca İktisadi Düşüncenin Evrimi ve İktisat Politikası (2015) isimli bir de kitabı vardır.
TÜİK'in açıkladığı enflasyon oranına güvenmemek için elimizde hiçbir geçerli veri veya kanıt yok. Tam tersine TÜİK'in açıkladığı veriye güvenmek için birçok nedene sahibiz. Kendi kişisel çıkarları veya politik ajandaları nedeniyle TÜİK'in açıkladığı veriler üzerinde şüphe bulutları oluşturmaya çalışanlar sadece bilime ve mantığa değil, bu ülkeye de kötülük ediyorlar.
Bu kitapta Türkiye’nin en büyük problemlerinden biri olan işsizlik kapsamlı bir şekilde ele alınıyor. İstihdam piyasasının dönüşümü ve işsizliğin nedenleri ortaya konuyor. Ayrıca işsizlik için çözüm önerileri sunuluyor.
Bu rapor, koronavirüs salgınının ekonomiyi hangi kanallardan etkilediğini inceledikten sonra ülkelerin salgın sürecinde maruz kaldıkları ekonomik şoklara karşı uyguladıkları politikaları ele alıyor.
Bu raporda mevcut sistemden giderek artan oranda zarar gören ülkelerin “kısa vade”de ne gibi alternatif uygulamalara yöneldikleri/yönelebilecekleri ve “uzun vade”de ABD dolarının eksende olduğu mevcut küresel ticari/finansal sistemin yerini nasıl bir sistemin alabileceği tartışılmaktadır.
Bu raporda yeni sistemde Türkiye’nin önünü açabilecek ekonomik reform ve dönüşümler sanayi politikası, tarım politikası, maliye politikası, para politikası, kurumsal sistem ve bürokrasi olmak üzere beş boyutta ele alınmıştır. Her boyut kapsamında da birçok politika önerisinde bulunulmuştur.
Bu raporda finansal kesim ile devlet arasındaki etkileşimin doğası bir model çerçevesinde ortaya konulmaya çalışılmış, bu uğurda çeşitli kavramsallaştırmalar yapılmıştır. Ortaya konulan model çerçevesinde üretilen çok sayıda kavram aracılığıyla da finansal kesim ile devlet arasındaki etkileşimin ve yaşanan finansal spekülasyonların çok daha iyi bir şekilde açıklanabileceği bir zemine ulaşılmaya çalışılmıştır.
Bu analizde maliye politikasının ekonomik büyümeye ve ekonomik gelişmeye daha fazla katkı sağlayabilmesi için nelerin yapılabileceğine dair politika önerileri masaya yatırılacaktır.
TÜİK'in açıkladığı enflasyon oranına güvenmemek için elimizde hiçbir geçerli veri veya kanıt yok. Tam tersine TÜİK'in açıkladığı veriye güvenmek için birçok nedene sahibiz. Kendi kişisel çıkarları veya politik ajandaları nedeniyle TÜİK'in açıkladığı veriler üzerinde şüphe bulutları oluşturmaya çalışanlar sadece bilime ve mantığa değil, bu ülkeye de kötülük ediyorlar.
Yeni Ekonomi Programı (YEP) bu Salı günü Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak tarafından açıklandı. Programın öne çıkan başlıkları "yeni dengelenme", "yeni normal" ve "yeni ekonomi". İlk kavramdaki "yeni" vurgusunun arka planında 2018'de yaşanan finansal şok akabinde ekonominin "dengelenme" sürecinin bu yıl yaşadığımız pandemi ile birlikte kesintiye uğraması bulunuyor. Son iki kavram ise bir taraftan pandemi ile birlikte ekonomide yaşanan/yaşanacak kalıcı değişimlere atıf yaparken diğer taraftan Türkiye'nin ekonomik potansiyelinde yaşanması beklenen nicel ve nitel iyileşmelere işaret ediyor.
Genel olarak, siyasi ve ekonomik boyutlarda 2010'lu yıllarda sergilenen bağımsızlık arzusu ve güçlü olma iradesi –farkında olunsa da olunmasa da– insanların zihinlerindeki Türkiye imgesini ciddi ölçüde değiştirdi. Ve Türkiye mesafe katettikçe değiştirmeye de devam edecek.
Büyük ülke olmanın ve kendi başına hareket etmenin bedeli olduğuna dikkat çeken uzmanlar: 'Türkiye merkez ülke etme iddiasında olunca ve uysal koyun olmayı bırakınca elbette birtakım manipülasyonlara, operasyonlara tabi oluyor. Pandemi sadece ülkemizi değil, dünyayı sarstı. Enflasyonun yüksekliğine ve istihdam düşüşüne yoğunlaşmalıyız.'
Türkiye ekonomisinin çözülmeyi bekleyen belirli problemleri var. Özellikle istihdam piyasası, vergi rejimi ve gelir adaleti boyutlarında atılması gereken önemli adımlar bulunuyor.
Türkiye ekonomisi AK Parti döneminde nasıl bir seyir izledi? Ekonomik büyüme inşaat ve/veya ithalat eksenli miydi? Borçluluk düzeylerinde nasıl bir dönüşüm yaşandı?
Doç. Dr. Mevlüt Tatlıyer, işsizliği azaltmak için 'haftalık çalışma süresinin 45'ten 40 saate düşürülmesi, verimli çalışmaya odaklanılması, iş-yaşam dengesine değer verilmesi, aşırı çalışmanın norm olmaktan çıkması' gerektiğini belirtti.
SETA'nın raporunda, Türkiye'nin, tam bağımsız bir ülke ve yerel güç olma yolunda önemli adımlar attıkça ABD ve AB eksenli 'asimetrik finansal ultra tüzel organizmanın' askeri, siyasi, ekonomik ve kültürel hamleleriyle karşılaştığı belirtildi.
SETA Ekonomi Araştırmacısı Mevlüt Tatlıyer, pandemi sonrası dönemde oluşacak ekonomik koşulları değerlendirdi.
Yükleniyor...
Yükleniyor...
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.TamamGizlilik Politikası