Prof. Dr. Mehmet Yüce Uludağ Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Maliye Bölümü’nden 1991’de mezun olmuştur. Aynı üniversiteden 1993’te Mali İktisat Bilim Dalı’nda yüksek lisans, 1998’de de Mali Hukuk Anabilim Dalı’nda doktora eğitimini tamamlamıştır. Ayrıca Hoca Ahmet Yesevi Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler Bölümü Yüksek Lisans programını tamamlamıştır. Yüce, Uludağ Üniversitesi’nde İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi dekanı, Hukuk Fakültesi dekanı, genel sekreter ve rektör yardımcısı görevlerinde ve Kırgızistan İktisat ve Girişimcilik Üniversitesi’nde rektör yardımcısı ve dekan görevlerinde bulunmuştur. Halihazırda Azerbaycan İktisat Üniversitesi Türk Dünyası İktisat Fakültesi’nde dekan olarak görev yapmaktadır. Türk dünyası, vergi hukuku ve maliye alanlarıyla ilgili yirmi kitabı ve çok sayıda makalesi bulunmaktadır.
Kültürel ve coğrafi bir kavram olan Türk Dünyası büyük ve kadim bir coğrafyanın adıdır. Literatürde yıllardan beri kullanılan bu kavram ilk kez Türk Dünyası 2040 Vizyon Belgesinde resmi olarak kullanılmıştır. Coğrafi olarak Türk Dünyası, Orta Asya'dan Anadolu, Kafkasya'dan Rusya-Sibirya'ya, Orta Doğu'dan İran ve Balkanlara, kısaca "Adriyatik'ten Çin seddine" kadar uzanan bir coğrafi bölgeyi tanımlar. Asya ile Avrupa kıtasında yer alan bu coğrafya aynı zamanda Doğu-Batı arasındaki ticaretin geçiş güzergâhında yer alarak dünyanın jeopolitik kalbinde yer alan mümtaz bir bölgedir. 300 milyonluk nüfusu, 1,6 trilyon dolarlık milli geliri, 1 milyar doları aşan dış ticaret hacmine sahip olan büyük bir ekonomik güce sahiptir. Türk Dünyası kavramı sadece bağımsız Türk Devletlerini değil aynı zamanda özerk cumhuriyetleri ve farklı ülkelerde yaşayan Türk topluluklarını da içine almaktadır. O nedenle bu durumu da dikkate alındığında belirtilen ekonomik rakamların daha yukarı seviyede olduğunu söylemek mümkündür. 5 asıl üye 3 yedek üyesi bulunan ve Türk Dünyasının somut iradesinin teşekkülü olan Türk Devletleri Teşkilatına ilişkin IMF verilerine göre temel sosyo-ekonomik büyüklükleri şöyledir:
İlki Mart 2018'de Kazakistan'ın başkenti Astana'da düzenlenen "Orta Asya Devlet Başkanları İstişare Toplantısı'nın beşincisi 14 Temmuz 2023 tarihinde Tacikistan'ın ev sahipliğinde Duşanbe'de gerçekleştirildi. Bu toplantıda dikkat çeken bir husus da Azerbaycan Cumhurbaşkanı sayın İlham Aliyev'in onur konuğu olarak davet edilmesi oldu. Yine bu toplantıda yaşanan bir ilk de toplantı öncesi üye ülkelerin ulaştırma bakanlarının bir araya gelmesiydi. Ulaştırma Bakanların toplantısının gündem konusu ise Orta Asya ülkeleri arasında ulaştırma ve lojistik konusunda gerekli uyumlaştırmasını sağlanması ve Aral gölünün durumu oluşturdu. Böylece Orta Asya Devlet Başkanları İstişare Toplantısı giderek daha kurumsal bir yapıya dönüştüğünü söylemek mümkündür.
Erdoğan'ın Azerbaycan ziyaretinde Şuşa Beyannamesi hedefleri ve ortak bir gelecek vizyonu doğrultusunda, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki müstesna ilişkileri tüm boyutlarıyla daha da ileriye taşıma konusunda yüksek düzeyde somut bir irade oluştuğu görülmüştür.
Türkiye-Azerbaycan müttefikliği rol model olarak görülmüştür. Bu durumun yarattığı heyecan 2009 Nahçivan Anlaşması ile kurulan Türk Konseyi'nin 2021 İstanbul zirvesinde Türk Devletleri Teşkilatına dönüşmesine vesile olmuş ve bu kongrede Türk Devletleri Teşkilatının stratejik rehberi niteliğindeki Türk Dünyası 2040 Vizyon Belgesi kabul edilmiştir.
Bu rapor Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) bağlamındaki kurumsal gelişmeler ve üye devletler arasında örgütsel düzeydeki iş birliğine odaklanmaktan ziyade bunu dışlamayarak Türkiye’nin Türk devletleri ile geliştirdiği ikili ve çok taraflı siyasi ve ekonomik iş birliklerini irdelemektedir.
Bu rapor Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) bağlamındaki kurumsal gelişmeler ve üye devletler arasında örgütsel düzeydeki iş birliğine odaklanmaktan ziyade bunu dışlamayarak Türkiye’nin Türk devletleri ile geliştirdiği ikili ve çok taraflı siyasi ve ekonomik iş birliklerini irdelemektedir.
Türk cumhuriyetlerinin bağımsızlıktan bu yana Türkiye ile gelişen ve derinleşen ilişkilerini inceleyen rapor ortak iş birliğine dayalı çok yönlü ilişkilerde geleceğe yönelik potansiyel imkanları ortaya koymaktadır.
Kültürel ve coğrafi bir kavram olan Türk Dünyası büyük ve kadim bir coğrafyanın adıdır. Literatürde yıllardan beri kullanılan bu kavram ilk kez Türk Dünyası 2040 Vizyon Belgesinde resmi olarak kullanılmıştır. Coğrafi olarak Türk Dünyası, Orta Asya'dan Anadolu, Kafkasya'dan Rusya-Sibirya'ya, Orta Doğu'dan İran ve Balkanlara, kısaca "Adriyatik'ten Çin seddine" kadar uzanan bir coğrafi bölgeyi tanımlar. Asya ile Avrupa kıtasında yer alan bu coğrafya aynı zamanda Doğu-Batı arasındaki ticaretin geçiş güzergâhında yer alarak dünyanın jeopolitik kalbinde yer alan mümtaz bir bölgedir. 300 milyonluk nüfusu, 1,6 trilyon dolarlık milli geliri, 1 milyar doları aşan dış ticaret hacmine sahip olan büyük bir ekonomik güce sahiptir. Türk Dünyası kavramı sadece bağımsız Türk Devletlerini değil aynı zamanda özerk cumhuriyetleri ve farklı ülkelerde yaşayan Türk topluluklarını da içine almaktadır. O nedenle bu durumu da dikkate alındığında belirtilen ekonomik rakamların daha yukarı seviyede olduğunu söylemek mümkündür. 5 asıl üye 3 yedek üyesi bulunan ve Türk Dünyasının somut iradesinin teşekkülü olan Türk Devletleri Teşkilatına ilişkin IMF verilerine göre temel sosyo-ekonomik büyüklükleri şöyledir:
İlki Mart 2018'de Kazakistan'ın başkenti Astana'da düzenlenen "Orta Asya Devlet Başkanları İstişare Toplantısı'nın beşincisi 14 Temmuz 2023 tarihinde Tacikistan'ın ev sahipliğinde Duşanbe'de gerçekleştirildi. Bu toplantıda dikkat çeken bir husus da Azerbaycan Cumhurbaşkanı sayın İlham Aliyev'in onur konuğu olarak davet edilmesi oldu. Yine bu toplantıda yaşanan bir ilk de toplantı öncesi üye ülkelerin ulaştırma bakanlarının bir araya gelmesiydi. Ulaştırma Bakanların toplantısının gündem konusu ise Orta Asya ülkeleri arasında ulaştırma ve lojistik konusunda gerekli uyumlaştırmasını sağlanması ve Aral gölünün durumu oluşturdu. Böylece Orta Asya Devlet Başkanları İstişare Toplantısı giderek daha kurumsal bir yapıya dönüştüğünü söylemek mümkündür.
Erdoğan'ın Azerbaycan ziyaretinde Şuşa Beyannamesi hedefleri ve ortak bir gelecek vizyonu doğrultusunda, Türkiye ile Azerbaycan arasındaki müstesna ilişkileri tüm boyutlarıyla daha da ileriye taşıma konusunda yüksek düzeyde somut bir irade oluştuğu görülmüştür.
Türkiye-Azerbaycan müttefikliği rol model olarak görülmüştür. Bu durumun yarattığı heyecan 2009 Nahçivan Anlaşması ile kurulan Türk Konseyi'nin 2021 İstanbul zirvesinde Türk Devletleri Teşkilatına dönüşmesine vesile olmuş ve bu kongrede Türk Devletleri Teşkilatının stratejik rehberi niteliğindeki Türk Dünyası 2040 Vizyon Belgesi kabul edilmiştir.
Azerbaycan Laçın'ın stratejik öneminin farkındadır. O nedenle Laçın'ın teslim alınması konusunda ısrarlı davrandı ve Rusya'nın yükümlülüklerini yerine getirmesi için defalarca çağrıda bulundu. 26 Ağustos'ta Laçın koridorunu geri alan Azerbaycan, bu koridoru Zengezur koridorunun statüsünün belirlenmesinde bir araç olarak da kullanmayı hedeflemektedir.
Yükleniyor...
Yükleniyor...
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.TamamGizlilik Politikası