Uzatmalı Ateşkese Doğru mu?

Rusya'yı her istediğini alan değil de müzakere yapmak mecburiyetinde olan bir aktör olarak görmek daha doğru. Türkiye bunu Suriye'de yaptı. Rusya'yı zorladı. Benzer biçimde Azerbaycan da elini daha güçlü oynayabilir. Hele böylesi belirsizlik dönemlerinde Rusya gibi aktörlerin daha da tedirgin olacağı tahmin edilebilir. Azerbaycan ne kadar ileri giderse o kadar iyi. Çözümsüz bir ateşkes sürecine saplanmamak lazım.

Karabağ’da çatışmaların Azerbaycan lehine ilerlemesine rağmen Rusya uzun süre sessiz kalmakta sorun görmedi. Hepimizin asıl anlamaya çalıştığı bu suskunluktu. Paşinyan’ı sıkıştırmak istediğini biliyorduk ama bu işin ne kadar süreceği de merak konusuydu.

Moskova’da yapılan ateşkes görüşmesi meraklarımızı giderdi. Ama karşımıza pek de hoş olmayan bir görüntü çıkardı. “Karabağ, Azerbaycan toprağıdır” diyen Rusya bir anda büyük abi rolüne soyundu. Dediğim gibi, bunu bekliyorduk ama biraz erken oldu.

Rusya’nın işgal altındaki 7 bölgeden 5’inin Ermenistan tarafından terk edilmesini teklif ettiğini biliyoruz. Belki en azından bu 5 bölge özgürleşene kadar bekleyebilirdi. Ama onu da yapmadı.

Bu da açıkçası bizi yeni bir endişeye sevk ediyor. Rusya belki de bu 5 bölgeyi teklif ederken bile samimi değildi. 30 yıl boyunca bir şekilde idare etmeyi başardığı bu durumu çözümsüzlüğe götüren yöntemlerden biri de belki somut ama karşılanmayan teklifler olabilir.

Belki de Rusya baştan beri takındığı tavrı sürdürmek ve konuyu müzakere masasında boğmak istiyor. Nasıl 30 yıl boyunca konuyu buzdolabında tuttuysa bugün de biraz hareketlenmenin ardından tekrar donmaya bırakabilir. Ama bunu uzatmalı ateşkesler halinde yapmayı daha uygun buluyor galiba. Rusya her zaman olduğu gibi Ermenistan çıkarlarını korumanın peşinde. Ama Azerbaycan’ı da idare etmesi gerekiyor. Azerbaycan’ı bütünüyle iterek kendinden uzaklaştırmak Rusya adına akıllı bir seçenek olmaz. Ukrayna ve Gürcistan’da bu tür sorunlarla her karşılaştığında askeri müdahaleler yapmak zorunda kaldı. Ama Azerbaycan’ı ufak tavizlerle bekletmeyi becerebilirse kendini daha başarılı sayacaktır.

Azerbaycan’ın Rusya dışında yakın ilişkide bulunduğu aktörlere bakarsanız Rusya’nın endişe duyması için yeterince sebebinin olduğunu da görürsünüz. Amerika, İngiltere, İsrail ve tabii ki Türkiye, Azerbaycan’la oldukça yakın olan ülkeler. Azerbaycan ile Rusya arasında iplerin kopmasa da aşırı gerilmesi yeni durumlar ortaya çıkartabilir.

Rusya’nın bu bölgede kuş uçurtmadığını ve dolayısıyla Azerbaycan için bu tür ihtimallerin gerçekçi olmadığını düşünüyor olabilirsiniz. Büyük oranda da doğru. Ama Rusya’nın etkinliğini de aşırı abartmamak gerek. Her ne derseniz deyin, Rusya bugün aşırı yayılmış durumda. Hem ekonomik olarak bunu kaldırmakta güçlük çekiyor hem de çok farklı konu başlıklarını aynı anda idare etmek zorunda. Belarus’tan Kırgızistan’a, Libya’dan Suriye’ye her alanda ilerlemeye çalıştıkça sıkıntılarının sayısı da artıyor.

Bu nedenle Rusya’yı her istediğini alan değil de müzakere yapmak mecburiyetinde olan bir aktör olarak görmek daha doğru. Türkiye bunu Suriye’de yaptı. Rusya’yı zorladı. Benzer biçimde Azerbaycan da elini daha güçlü oynayabilir. Hele böylesi belirsizlik dönemlerinde Rusya gibi aktörlerin daha da tedirgin olacağı tahmin edilebilir. Azerbaycan ne kadar ileri giderse o kadar iyi. Çözümsüz bir ateşkes sürecine saplanmamak lazım.

[Sabah, 13 Ekim 25020]

Etiketler: