10 Ocak 2020 | Rusya Bilimler Akademisi Doğu Bilimi Enstitüsü Uzmanı Boris Dolgov, Erdoğan ve Putin’in Libya krizine ilişkin ortak açıklamasını değerlendirirken, "Bu, Libya’daki tarafların çatışmaları durdurması ve Libya meselesinin barışçıl yollarla çözülmesi yönünde olumlu bir açıklama. Bu kararı hayata geçirmek zor. Fakat başka ülkeler tarafından da desteklenen bu karar, Libya krizini çözüme kavuşturmak için tek diplomatik yoldur." ifadesini kullandı.

Türkiye’nin Libya’da Ateşkes Hamlesi

Türkiye ve Rusya Libya'da savaşan taraflara Cumartesi gününden itibaren geçerli olmak üzere bir ateşkes çağrısı yaptı. Ulusal Mutabakat Hükümeti çağrıyı olumlu karşıladığını açıklasa bile Hafter cephesinden henüz ses yok..

Maalesef sorun bir tane olmadığı için İran-ABD krizinin yatışması ile rahat bir nefes alamadık. Libya meselesi zaten eşzamanlı olarak yükseliyordu. Libya’da bir iç savaş olsa da şimdilik durum Suriye’deki kadar vahim değil. Türkiye uluslararası toplumun da desteklediği Ulusal Mutabakat Hükümetini destekliyor.

Sebebi ise çok açık; milli çıkarımız bunu gerektiriyor. Ne Ulusal Mutabakat Hükümeti ülkemizdeki laiklik takıntılı bazılarının zannettiği gibi İslamcı ne de isyancı general Hafter laik. Zaten Türkiye de tercihini bunlara bakarak yapmıyor.

Doğu Akdeniz’deki çıkarlarımız konusunda Ulusal Mutabakat Hükümeti ile anlaşabildiğimiz için orayı destekliyoruz.

Hafter’i destekleyen Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri gibi güçler Hafter’e Türkiye ile anlaşmamasını emrettikleri için de Hafter’le anlaşamıyoruz. Bu gerçeği kabullenmekte zorlananlar olacaktır ama tablo bu. Derdimiz ne tarafların kimliği ne ideolojisi ne de başka bir şey; olması gerektiği gibi Türkiye’nin milli çıkarları.

Çıkarlarımıza uygun olarak da Libya krizinin önemli aktörlerinden birisi olan Rusya ile bir mutabakata vardık. Türkiye ve Rusya Libya’da savaşan taraflara Cumartesi gününden itibaren geçerli olmak üzere bir ateşkes çağrısı yaptı. Ulusal Mutabakat Hükümeti çağrıyı olumlu karşıladığını açıklasa bile Hafter cephesinden henüz ses yok.

Ateşkes çağrısıyla ilgili bazı tereddütler var. Rusya her ne kadar Hafter üzerinde etkili olsa da Hafter’i destekleyen diğer güçlerin ateşkes konusunda nasıl bir tavır takınacakları bir sır değil. Muhtemelen Hafter’e saldırılarına devam etmesini salık vereceklerdir. Öte yandan Türkiye ile Rusya’nın ateşkes çağrısının henüz açıklanmış bir yaptırımı da yok. Evet iki ülke ateşkes konusunda anlaşıp bir çağrı da bulundular ama çağrıya uymayıp saldırganlığa devam eden taraflara ne tür yaptırımlar uygulayacaklarını açıklamadılar.

Tüm bu tereddütlere rağmen ateşkesin sonuç alması mümkün. Çünkü pek ala Libya meselesinin tüm tarafları Türkiye ile Rusya’nın daha önce vardıkları mutabakatlara öyle ya da böyle sadık kaldıklarını biliyorlar. Süreçte şüphesiz aksaklıklar, sıkıntılar, iki ülkenin de kazanımlarını arttırmak için dolandıkları arka kapılar oluyor ama günün sonunda varılan mutabakatlar da bir şekilde işliyor.

Bu pratiği bilen aktörler Türkiye ile Rusya’nın ateşkes mutabakatını hepten hesaba katmazlık yapamazlar.

Şimdi tüm bu gelişmelerin ışığında Türkiye’nin Libya’ya asker gönderme kararının ne kadar önemli bir hamle olduğu anlaşılmıştır diye umuyoruz. Asker gönderme kararı almak illaki askerimizin cephede göğüs göğse savaşması demek değildir. Aynı zamanda bir kararlılık mesajıdır.

Ve o kararlılık sayesinde ateşkes çağrısı mümkün olmuştur.

[Takvim, 10 Ocak 2020]

Etiketler: