Türkiye’de Uluslararası Öğrenciler

SETA tarafından hazırlanan raporda, küresel ve ulusal boyutta uluslararası öğrencilerle ilgili yaşanan gelişmelere ve farklı ülkelerce izlenen politikalara yer ve­riliyor.

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA), Küresel Eğilimler Işığında Türkiye’de Uluslararası Öğrenciler başlıklı raporu ile yükseköğretim alanında kapsamlı bir araştırmaya imza attı. Uluslararası öğrenci hareketliliği konusunda küresel eğilimleri ele alan rapor, Türkiye’de uluslararası öğrencilere yönelik izlenen politikaları, öğrencilerin tecrübeleri ve karşılaştıkları sorunlar doğrultusunda inceliyor. Öğrencilerle ve Türkiye’deki ilgili kurumların temsilcileriyle yapılan mülakatlara dayalı olarak gerçekleştirilen saha araştırmasında ise uluslararası öğrencilerin sorunlarına ayrıntılı bir şekilde değiniliyor.

ÇETİNSAYA: “ULUSLARARASILAŞMA KİLİT ÖNEMDEDİR”

Araştırma raporunun tanıtımı, SETA’da düzenlenen, Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Gökhan Çetinsaya’nın da katıldığı bir toplantıyla gerçekleşti.

Toplantının başında uluslararası öğrenciler hakkında bir konuşma yapan Çetinsaya, Türkiye yükseköğretiminde uluslararasılaşmanın önemine dikkat çekti: “Uluslararası öğrenci konusu, en önemsediğim konuların başında geliyor. Raporda en dikkat çekici husus, Türkiye’nin uluslararası öğrenci konusunda kapsamlı bir stratejisinin olmamasıdır. Buna karşın Türkiye’nin bölgesel rolü arttıkça üniversitelerden beklentiler de artmaktadır.  Uluslararasılaşma, kültürlerarası müzakere ve etkileşimlerin artması açısından kilit önemdedir ve yükseköğretim kurumlarının içe kapanık yapısını değiştirmek adına önemli bir fırsattır.”

Uluslararası öğrenci konusunda, önemli bir ihtiyaca cevap veren çalışma Murat Özoğlu, Bekir S. Gür ve İpek Coşkun imzasını taşıyor. Çalışmada öne çıkan bulgular şu şekilde sıralanıyor:

DÜNYADA ULUSLARARASI ÖĞRENCİLER
  • Uluslararası öğrenciler, genç nüfusun az olduğu gelişmiş ülkeler başta olmak üzere birçok ülkede, ekonomik kalkınmaya ve uluslararası rekabet gücüne büyük katkı sağlayan insan kaynağı olarak değerlendirilmektedir.
  • İnsan kaynağı olarak sağladıkları katkılara ek olarak, uluslararası öğrenciler, hem ödedikleri öğrenim ücretleriyle hem de konaklama, seyahat ve gündelik ihtiyaçlarını gidermek için aile fertleri ile birlikte yaptıkları harcamalarla, bulundukları ülkenin ekonomisine doğrudan ekonomik girdi sağlamaktadır.
  • Uluslararası öğrenci dolaşımı, ülkeler ve kültürler arasında karşılıklı anlayışı, işbirliğini ve dayanışmayı artırdığından önemli bir dış politika ve kamu diplomasisi aracı olarak değerlendirilmektedir.
  • 1980 yılında 1 milyon olan uluslararası öğrenci sayısı, sürekli artarak 2000 yılında 2 milyona, 2009 yılında ise 3,7 milyona ulaşmıştır.
  • Amerika Birleşik Devletleri, sayı olarak en fazla uluslararası öğrenci bulunduran, önemli bir cazibe merkezi konumundadır. ABD, bütün uluslararası yükseköğretim öğrencilerinin % 18’ine ev sahipliği yapmaktadır. ABD’yi sırasıyla İngiltere (% 10), Avustralya (% 7), Almanya (% 7) ve Fransa (% 6,8) takip etmektedir. Uluslararası öğrencilerin yaklaşık yarısı, bu beş ülkede eğitim görmektedir.
  • Çin Halk Cumhuriyeti yurtdışına en fazla öğrenci gönderen kaynak ülke konumundadır. Dünyadaki uluslararası öğrencilerin %15,3’ü Çin Halk Cumhuriyeti’ndendir. Çin Halk Cumhuriyeti’ni sırasıyla Hindistan (% 5,5), Kore (% 3,5), Almanya (% 2,8) ve Türkiye (% 2,0) takip etmektedir. Bu beş ülkeden yurtdışına yükseköğrenim görmeye giden öğrenciler, toplam uluslararası öğrencilerin yaklaşık %30’unu oluşturmaktadır.
ARAŞTIRMANIN ÖNEMLİ BULGULARI
  • Son yıllarda giderek bölgesel bir güç haline gelen Türkiye’nin, önümüzdeki yıllarda da bu rolünü sürdürebilmesi, diplomasinin yanında, hem ülke içinde siyasi ve ekonomik ihtiyaçlarını karşılayacak iyi yetişmiş bir işgücüne sahip olmasını hem de ülke dışında sağlam sosyal, ekonomik ve kültürel ilişkiler kurmasına bağlıdır. Türkiye’nin uluslararası öğrenci sayısını artırması, bu çerçevede oldukça önemlidir.
  • 2011 yılı itibariyle Türkiye’de yaklaşık 26 bin uluslararası öğrenci yükseköğretime devam etmektedir. Bu sayı, uluslararası eğitimde lider konumdaki ülkelerde öğrenim gören uluslararası öğrenci sayısı ile kıyaslandığında, oldukça düşüktür.
  • BÖP’ün başladığı andan itibaren, Türkiye’ye gelen 32 bin öğrenciden sadece 9.541’i mezun olmuştur. Yaklaşık 16 bin öğrencininse bursu kesilmiştir. Mezuniyet oranının oldukça düşük olması, BÖP’ ün verimliliği hakkında ciddi kaygı uyandırmaktadır.
  • Öğrencilerin Türkiye’yi tercih ederken, eğitimin kalitesi, eğitim ve yaşam maliyeti, öğrencilere sağlanan burs olanakları, Türkiye’nin kültürel, dini veya etnik yapısı ve yakınlarının veya kendi ülkelerindeki faaliyet gösteren Türk okullarında çalışan yetkililerin tavsiyeleri gibi etmenlerden birisini veya bir kaçını birden göz önünde bulundurdukları tespit edilmiştir.
  • Öğrencilerle yapılan görüşmelerde, Türkiye’de sunulan eğitim imkânlarının yeterince ve etkili bir şekilde tanıtılamadığı ve bu durumun uluslararası öğrenci politikası bağlamında Türkiye’nin en önemli eksiklerinden birisi olduğu tespit edilmiştir. Kurum temsilcileri ile yapılan görüşmelerde de, tanıtımın yetersiz olduğu ortak bir görüş olarak ortaya çıkmıştır.
  • Başvuru aşamasında bazı sorunlar yaşadıklarını belirten öğrencilerin yanıtlarından, sorunların genellikle yetersiz/yanlış bilgilendirmeye bağlı olarak yaşandığı anlaşılmaktadır. Sadece birkaç öğrenci vize ile ilgili sorun yaşadığını ve sorunun bekleme süresi ile ilgili olduğunu belirtmiştir.
  • Uluslararası öğrencilerin önemli bir kısmının derslerde ve akademik süreçlerde zorlandıkları ve bu sorunun birbirleri ile etkileşim halinde olan farklı etmenlere bağlı olarak geliştiği ortaya çıkmıştır. Yabancı bir dilde eğitim görmenin (Türkçe veya İngilizce) öğrencilerin derslerde zorlanmasının en önemli nedeni olduğu tespit edilmiştir.
  • Uluslararası öğrencilerin Türkiye’den genel olarak memnun oldukları tespit edilmiştir. Ancak, öğrencilerin bazıları, sosyal hayatta bazı sorunlar yaşadıklarını belirtmiştir. Bu sorunlar beş başlıkta toplanmıştır: kültürel farklılıktan kaynaklanan sorunlar, dile bağlı sorunlar, konaklama, sağlık sigortası ve maddi sorunlar.
  • Uluslararası öğrencilerin eğitimlerini yarıda kesip ülkelerine geri dönmelerine veya dönmek istemelerine neden olan etmenlerin başında maddi sıkıntılar gelmektedir. Özellikle, 2010 yılında harçların artırılması sonucu harç parasını yatıramadığı için dönen öğrencilerin olduğu tespit edilmiştir.
  • Bu araştırmanın sonucunda, Türkiye’de yükseköğrenim görmenin, eğitimin kalitesi, yabancı dil öğrenme, uluslararası tecrübe kazanma ve ülkelerinde Türkiye’ye karşı duyulan sempati ve saygınlık gibi etmenlerin etkileşiminden dolayı bazı ülkelerden gelen öğrencilere saygınlık kazandırdığı ve dolayısıyla kendi ülkelerinde özellikle özel şirketlerde etkin pozisyonlarda iş bulma kolaylığı sağladığı tespit edilmiştir.
  • Öğrencilerin Türkiye ile alakalı beklentilerinin büyük oranda gerçekleştiği tespit edilmiştir. Diğer taraftan, bazı öğrencilerin özel beklentilerinin olmadığı, bazılarınınsa barınma, eğitim sistemi, kültür ve inanç ile alakalı beklentilerinin gerçekleşmediği tespit edilmiştir.
  • Uluslararası öğrencilerin genel kanaati, Türkiye’de kalmanın oldukça zor ve bürokratik engellerle dolu bir süreç olduğu yönündedir. Buna rağmen kalmak isteyen öğrencilerin bazıları hiçbir koşul aramaksızın izin verilirse veyahut mezuniyet sonrası tanınan sürenin uzatılması durumunda kalmak istediklerini, bazıları ise iş imkânı buldukları takdirde kalmak istediklerini belirtmiştir.
ÖNERİLER
  • Türkiye’de yükseköğrenim görmek isteyen öğrencilere yönelik yapılan tanıtım ve danışmanlık hizmetlerinin artırılması gereklidir.
  • Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, Türkiye’deki üniversiteler de tanıtım süreçlerine daha fazla müdahil olmalıdır. Üniversitelerin daha fazla uluslararası öğrenci çekmek amacıyla yapacakları tanıtım ve pazarlama faaliyetlerinin, hükümet tarafından ihracat desteği kapsamına alınması ve tanıtım giderlerinin yarısının karşılanması, üniversiteler tarafından büyük bir avantaja dönüştürülmelidir.
  • Tanıtım, müfredat geliştirme, uluslararası öğrenci destek hizmetleri ve üniversite personelinin eğitimi gibi birçok farklı konuda üniversitelerin uluslararasılaşmaları desteklenmelidir.
  • YÖS’ün ve merkezi yerleştirmenin kaldırılması sonrasında, uluslararası öğrenciler için karmaşık ve pahalı bir hal alan başvuru süreci sadeleştirilmelidir. Başvuru işlemleri için, İngiltere’de UCAS ya da Amerika’da The Common Applications örneklerinde olduğu gibi, merkezi, çok dilli ve çevrimiçi bir başvuru sistemi kurulmalı ve başvurular bu sistem üzerinden alınmalıdır.
  • YÖS’ün kaldırılması sonrasında, başvuruların değerlendirilmesinde ortaya çıkan karmaşıklığın ortadan kaldırılması için, öğrenci seçiminde YÖS benzeri merkezi bir sınavın tekrar hayata geçirilmesi, ancak bu sınavın farklı ülkelerde ve farklı dillerde yapılması daha uygun olacaktır.
  • Üniversitelerde, sadece ERASMUS öğrencilerine değil, tüm uluslararası öğrencilere hizmet sunacak ofisler kurulmalıdır. Bu ofisler, öğrencilere hem akademik hem de sosyal destek sunmalıdır.
  • Özellikle kendi imkanları ile gelen uluslararası öğrencilerin yaşadığı maddi sorunu çözmek için, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, uluslararası öğrencilerin öğrencilikleri süresince, kampus içinde veya dışında, yarı-zamanlı olarak çalışmalarına imkân sağlayacak düzenlemeler yapılmalıdır.
  • Devlet yurtlarında kalan hem ulusal hem de uluslararası öğrencilerin sorunları (odaların kalabalık olması, hijyen sorunu ve gürültü, vb.) gerçekçi bir şekilde tespit edilmeli ve çözüme kavuşturulmalıdır.
  • BÖP kapsamında veya hükümet bursları kapsamındaki burslu öğrencilerin ilgileri ile yerleştirildikleri programlar arasındaki uyuşmazlıkların çözümü için, kontenjanların alan/bölüm bazında dağılımı ve öğrenci yerleştirme süreçleri yeniden gözden geçirilmelidir.
  • Mezun öğrencilerle –özelikle burslu olarak öğrenim görenlerle– ilişkileri koparmamak için sağlıklı işleyen bir mezun takip sistemi kurulmalı ve mezunların birbirleriyle rahatlıkla iletişim kurabilecekleri (çevrimiçi veya yüz-yüze) ortamlar geliştirilmelidir.
  • Türkiye’den alınan diplomaların denkliğiyle ilgili sorun çıkaran ülkelerle diplomatik kanallarla görüşülmeli ve denklik sorunu çözülmelidir. Bu şekilde, ilgili ülkelerden daha fazla öğrenci gelmesinin önündeki bir engel kaldırılmalıdır.
Etiketler: