Son bir yılda dünya genelinde kahve yüzde 79, pamuk yüzde 65, şeker yüzde 46, buğday yüzde 43, mısır yüzde 42, arpa yüzde 35, tahıl yüzde 31, et yüzde 22 ve süt yüzde 13 artış göstererek global enflasyonu ciddi oranda etkiledi. Yaşanılan çip krizi ise araç fiyatlarını yukarıya taşıdı. Farklı sektörlerde birleşen belirsizlik, arz sorunu ve güvensizlik küresel enflasyonun temel bileşenleri olarak ortaya çıkıyor. Az gelişmiş ülkelerde aşırı yoksulluk seviyesinin altına düşen milyonların küresel enflasyondan ciddi oranda etkilenmesi kaçınılmaz. Temel yaşam ürünlerine ulaşımın daha da zorlaşması küresel salgının etkilerini daha uzun yıllara yayabilir. Sonuç itibariyle 2008 finans krizinin etkileriyle kıyaslanabilecek bir süreçten geçen küresel ekonomi enflasyon sorunuyla karşı karşıya. Ancak hükümetler pandemi koşulları ve iklim krizi nedeniyle gerekli önlemleri zamanında alamayabilir. Bu sürecin etkilerinin azaltılması için üretimde istikrarın sağlanması, karbon salınımının kademeli olarak azaltılması ve tedarikteki sorunların kısa, orta ve uzun vadeli önlemlerle çözülmesi gerekiyor.
Başkan Kavcıoğlu’nun Merkez Bankası’nın odağına çekirdek enflasyonu koyduğunu açıklaması çok da şaşırtıcı değil. Ancak manşet ile çekirdek arasındaki makas çok açılırsa, TCMB’nin buna nasıl reaksiyon göstereceğine dair ipuçları verilmeli
Ekonomi, yılın ikinci çeyreğinde yüzde 21.7 büyüdü. Kademeli normalleşme ile birlikte hizmetler sektörü canlandı. İhracat rakamları oldukça iyi seyrediyor. Sanayi cephesinde de öncü göstergeler olumlu. 2021 sonunda % 8-9 yakalanır
Enflasyona sadece parasal bir mesele olarak bakmanın, hedefi tutturmada başarı sağlamadığını son 10 yılda defalarca gördük. İklim değişikliği, enflasyon için tehdit oluştururken, kuraklık gıda enflasyonunu küresel ölçekte artırıyor
Mali destekler ve aşılanma ile ekonomik aktivitenin normalleşmeye başlaması istihdam artışını beraberinde getirdi. Ancak, işsizlik halen salgın öncesi seviyelerin üzerinde. İstihdam kayıplarının bu yıl tamamen telafi edilmesi mümkün görünmüyor