Zamanın Hitler’i Hesap Vermekten Kaçamayacak

|
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Irak’taki temaslarının ardından dönüş yolunda uçakta bulunan gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Açıklamalarına, İsmailağa Cemaati’nin …
  • Son günlerde Columbia Üniversitesi’nde yaşananlar, Filistin yanlısı gösterilere antisemitizm damgası vurma çabalarının yoğunlaştığını gösteriyor. Aylardır Amerika’nın en prestijli üniversitelerinin kampüslerinde devam eden aktivizme karşı İsrail yanlısı gruplar antisemitizm yakıştırması yapıyordu. Bu konuda Amerikan Kongresi’ni harekete geçirmeyi başaran İsrail’e yakın lobi grupları, Harvard ve University of Pennsylvania gibi üniversite rektörlerinin halka açık oturumlarda sorguya çekilmesinde önemli rol oynamıştı. Bu oturumlarda her iki tarafa da yaranamayan bir performans gösteren rektörlere karşı istifa kampanyaları Harvard Rektörü’nün görevden alınmasında olduğu gibi başarılı da olmuştu. Geçen hafta Kongre’nin karşısına çıkan Columbia Üniversitesi Rektörü, siyasetçilerin baskısına daha açık bir profil çizerek olayların alevlenmesine katkıda bulundu.
  • İsrail'in İran'ın Şam'daki diplomatik yerleşkesini hedef almasıyla başlayan yeni süreç, geldiğimiz noktada bazı ilklerin yaşanmasına ve dolayısıyla on yıllardır var olan "eşiklerin" yükselmesine yol açtı. Suriye iç savaşı boyunca belirli aralıklarla, özellikle İran Devrim Muhafızları (İDM) ve Hizbullah unsurlarını hava saldırılarıyla hedef almış olan İsrail, ilk defa İran egemen toprağı kabul edilen diplomatik yerleşkesini hedef alarak üst düzey İDM komutanlarını öldürdü. İDM komutanları İsrail tarafından Suriye'de ilk defa öldürülmediği için İran açısından misilleme yapma zarureti, saldırının diplomatik misyona yapılması sebebiyle ortaya çıktı. İran hem caydırıcılığını korumak hem de on yıllardır inşa ettiği "direniş ekseninin liderliği" imajını kurtarabilmek adına İsrail'e –tıpkı İsrail'in saldırısında olduğu gibi- öncekilerden farklı bir şekilde mukabelede bulunmak mecburiyetiyle karşı karşıya kaldı.
  • Biden yönetimi İran’ın İsrail’e doğrudan saldırısının kontrolsüz bir savaşa dönüşmesini engellemeyi en azından şimdilik başarmış görünüyor. İran’a farklı kanallardan saldırının ‘orantılı olması gerektiğini’ mesajını ileten Beyaz Saray, Netanyahu hükümetine de ABD’nin İsrail’e desteğinin savunmayla sınırlı kalacağı mesajını verdi. ABD’yle birlikte İngiltere ve Ürdün’ün İran’ın İHA ve füzelerini İsrail’in hava sahasına ulaşmadan vurması sayesinde, Demir Kubbe’nin işi nispeten kolaylaştı. Buna karşın İran’ın maliyeti çok düşük silahlarla gerçekleştirdiği düşük şiddetli ve kontroll Nü saldırı, daha ‘gerçek’ bir savaşta İsrail’in işinin hiç de kolay olmayacağını gösterdi. İsrail’in savunmasının aciliyetini gündeme getiren saldırı, Temsilciler Meclisi’nde bir süredir sürüncemede kalan İsrail, Ukrayna ve Tayvan’a yardım paketini oylamaya sunulmasını sağlayacak görünüyor. Amerikan dış yardımının İsrail’e saldırı sayesinde onaylanma aşamasına gelebilmesi, Cumhuriyetçilerle Demokratları bir araya getiren meselelerin ne kadar azaldığını gösteriyor.

Bu Konuda Daha Fazla :

  • SETA Akademi Direktörü Ferhat Pirinççi, TRT Haber ekranlarında yayınlanan Haber 22 programında, İran’ın İsrail’e karşı yaptığı saldırı ve İsrail’in “bölgesel koalisyon” açıklaması üzerine değerlendirmelerde bulundu.

  • Hıristiyan siyonizmi, Yahudilerin Tanrı planında önemli bir yere sahip olduğunu ve günümüz İsrail devletini desteklemenin dini bir vazife olduğunu savunan kolonyalist, teopolitik bir ideolojidir. Bir Hıristiyan siyonist, Tanrı’nın Hz. İbrahim’le yaptığı ahit neticesinde Filistin coğrafyasını Yahudi halkına verdiğine ve Yahudilerin seçilmiş ırk olduğuna inanır. Hıristiyan Siyonistlere göre İsrail’i koşulsuz şekilde ekonomik, siyasi ve dinsel açıdan desteklemek Tanrı buyruğudur. Amerikan köktenci (fundamentalist) Protestanları arasında yaygın olan bu inanç, Amerikalı siyasetçilerden birçok taraftar bulmuştur. Böylece Amerikan siyasetinde ve Amerikan dış politikasında Hıristiyan siyonizminin etkili olduğu görülmektedir. Bu durum yer yer Amerikan sekülerizmine dair soru işaretlerini beraberinde getirmiştir. Kimi yazarlar, Amerikan siyasetinde Yahudilere ve İsrail’e gösterilen öncelik sebebiyle Hıristiyan siyonizminin Amerikan teokrasisine dönüştüğünü iddia etmiştir (Philips, 2006).

  • 13 Nisan gecesi İran’ın İsrail’e saldırısı bölgesel ve küresel dinamikleri doğrudan etkileme potansiyeli bakımından dünya genelinde çok geniş bir yankı uyandırdı. On yıllardır söylem düzeyinde ya da vekiller üzerinden yürütülen kontrollü düşmanlığın son günlerde cereyan eden gelişmeler nedeniyle büyük bir savaşa evrilme ihtimali, mevcut statükonun sarsılması ve dengelerin değişmesi anlamına geleceğinden uluslararası alanda ciddi bir tedirginliğe yol açtı. Tahran-Tel Aviv hattındaki karşılıklı restleşmelerin sıklığı ve bu durumun sıradanlaşması, her iki tarafın da büyük bir savaşı göze alamayacağı ve kendi kamuoylarını konsolide etmek adına sert söylemlere dayanan bir strateji benimsendiği algısını oluşturmuştu. Bu algıdan ötürü savaşın uzak olasılık kabilinden değerlendirildiği bir ortamda, İsrail’in Şam’daki İran misyon temsilciliğini hedef alması ve akabinde de İran’ın saldırısı yılların aşina olunan davranış biçiminin bu süreçte nasıl şekilleneceği ve tarafların gerilimi ne düzeye kadar tırmandıracağına dair esaslı ve bir o kadar da önemli soruları gündeme taşıdı.

  • İran-İsrail Çatışması

  • İran ile İsrail arasındaki doğrudan çatışma şimdilik kontrol altında. Ancak bölgemiz açısından yeni bir denkleme işaret ediyor. Malum, 7 Ekim sonrası Ortadoğu'nun Gazze/ Filistin merkezli bir gerilim sürecine girdiğini konuşuyorduk. Netanyahu'nun Gazze'deki katliamları bölgedeki normalleşme trendini durdururken İsrail'in uluslararası imajına da büyük zarar verdi. Batı'nın çokça eleştirilen "koşulsuz desteği" bile Batı kamuoylarındaki Filistin sempatisini ve İsrail eleştirisini engelleyemedi. İki devletli çözüm küresel gündemin başköşesine otururken İspanya başta olmak üzere bazı Avrupa devletleri, Filistin devletini tanıma kararına yaklaştı. İşte böylesi bir ortamda Netanyahu, savaşa İran'ı doğrudan dahil edecek 1 Nisan Şam saldırısını yaptı ve bir anlamda istediğine ulaştı. İtibarını, caydırıcılığını ve iç desteğini korumak için Tahran; ölçülü, haber verilmiş ama İsrail'e ilk doğrudan saldırısını gerçekleştirdi. Şam saldırısını yapan havaalanına füzelerini ulaştırabilmiş olmayı iç siyasetinde ve bölgesel propagandasında kullanacak.