Amerikan Siyasetinin İsrail ‘Trajedisi’

|
Biden yönetimi İran’ın İsrail’e doğrudan saldırısının kontrolsüz bir savaşa dönüşmesini engellemeyi en azından şimdilik başarmış …
  • Trump başkanlık yarışında Biden’ın ana gündem maddesi haline getirmek istediği kürtaj meselesinde ideolojik bir tutum almaktan kaçınıp bu konuda köşeye sıkışmayı kabul etmeyeceğini gösterdi. Muhafazakar Cumhuriyetçi grupların Trump’dan beklentileri, federal hükümetin bütün ülke çapında kürtaj sınırlaması getirmesini sağlayacak bir kanun geçmesini desteklemesiydi. Trump ara seçimlerde desteklediği Trumpçı adayların kürtaj yasaklarını savunmalarının seçimi kazanmalarına nasıl engel olduğunu gördüğü için aynı akıbeti yaşamak istemiyor.
  • Ukrayna lideri Zelenski, Amerikan yardımının gelmemesi durumunda geri çekilmek zorunda kalacaklarını ve Rusların ülkenin büyük şehirlerine ilerleyebileceğini söyledi. Ukrayna’ya Amerikan desteğinin son bir senede iç siyaset malzemesi haline gelmesi Zelenski açısından önemli bir talihsizlik olarak okunabilir. Öte yandan Biden yönetiminin bu desteğin Amerikan halkının doğrudan çıkarına nasıl hizmet ettiğini anlatmakta sınıfta kaldığını söylemek mümkün. Trumpçı siyasetin içeride kendi sınırımızı koruyamazken Ukrayna’nın sınırına niye milyarlarca dolar harcıyoruz babından popülist söyleminin etkisinin daha fazla olduğunu söylemek gerekiyor. Amerika’nın dünya liderliğine döndüğünü iddia eden Biden’ın halkı bu liderliğin maddi yüküne ikna edemediği açık. Ukrayna’ya yardımın siyasileşmesi ve her iki partinin desteğini alan bir mesele olmasına rağmen Trump’ın siyasi hesaplarıyla uyuşmaması yardımın kaderini belirsizleştiriyor.
  • Yeniden başkan adaylığına soyunan ve son zamanlarda ağır mahkeme cezaları yüzünden mali problemlerle uğraşan Trump’ın imdadına sosyal medya yetişmiş görünüyor. New York’ta Savcı Letitia James’in açtığı davada 454 milyon dolar gibi rekor bir ceza alan Trump, temyiz sürecinde mallarına el koyulmasını engellemek için gerekli teminatı yatıramadı.

Bu Konuda Daha Fazla :

  • Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’ndan (BMGK) ABD’nin çekimser kalması sayesinde çıkan ‘derhal ateşkes kararı’ Biden yönetiminin İsrail Başbakanı Netanyahu’ya siyasi baskısının devam ettiğini gösteriyor.

  • Cumhuriyetçi Parti ön seçim sürecinde Nikki Haley beklendiği gibi yarıştan çekildi. 15 eyalette ‘Süper Salı’ günü yapılan ön seçimlerde Trump bütün eyaletleri kazanmayı başardı. Trump birçok eyalette %70’lerin üzerinde ezici üstünlük sağladı ancak özellikle Virginia gibi eyaletlerde %60’lar civarında kalması parti içinde onun adaylığından memnun olmayan önemli sayıda seçmenin olduğunu gösterdi. Haley’nin kazanmaya en fazla yaklaştığı Vermont, Utah ve Colorado’da Trump’ın oyları %50,2, %56,4 ve %63,2 civarında kaldı. Trump’a karşı valilik yaptığı kendi eyaleti olan South Carolina’da yenilen Haley’nin Süper Salı’da zaten kazanması beklenmiyordu. Ancak merak edilen konu Trump’a karşı isteksiz seçmenin ne kadar olduğuydu. Bu seçim sonuçları Cumhuriyetçilerin kesin tercihinin Trump olduğunu ancak partinin tamamının eski başkanın arkasında kenetlenmediğini gösterdi.

  • Arap ve Müslüman seçmenin Kasım 2024 başkanlık yarışında kritik etki yaratabileceği eyalet olan Michigan’da yapılan ön seçimlerde Biden’a net bir Filistin mesajı verildi. Salıncak eyaletlerden biri olan Michigan’da 2016 yılında Trump 11 bin oy farkla Clinton’ı yenmişti. Bu hafta salı günü yapılan Demokrat Parti ön seçimlerinde 100 binin üzerinde seçmenin Biden’a karşı ‘bağlantısız’ opsiyonuna oy vermesi Başkan’a kritik bir uyarı teşkil ediyor. Ön seçim öncesinde başlatılan ‘Biden’ı terk et’ kampanyasının son derece etkili olduğu görüldü. Bunu seçim öncesinde hisseden Biden’ın basına yaptığı bazı açıklamaların parti içindeki Filistin tepkisini teskin etmeye yetmediği ortaya çıktı. Şu ana kadar Biden’a parti içinden gençlerin, siyahilerin ve Müslümanların tepkisi hep anketler üzerinden ölçülüyordu ancak Michigan ön seçim sonuçları bu kesimlerin seçmen davranışındaki değişimin sandıkta karşılığı olduğuna işaret ediyor.

  • Biden yönetimi, Rus muhalif lider Navalni’nin ölümü sonrasında Rusya’ya beş yüz yeni kurum ve isme karşı yaptırım açıkladı. Ukrayna savaşının ikinci yıldönümüne denk gelen Navalni’nin hapishanede ölüm (veya öldürülme) haberi, Amerikan Kongresi’nin Ukrayna’ya 60 milyar dolarlık yardım paketini geçiremediği bir aşamada geldi. Başkan Biden, Navalni’nin eşi ve kızıyla görüştü ve Rusya Devlet Başkanı Putin’i Navalni’nin ölümünden sorumlu tutan sert sözler sarf etti. Biden daha önce Navalni’yi bir şey olursa bedeli ağır olacak şeklinde tehditler savurmuştu. Yeni yaptırımlar açıklayarak hesap sorma yoluna giden Biden’ın Rusya’nın Batı bankalarındaki 300 milyar dolarına el koyma seçeneğinden uzak durması, şu aşamada Putin’le geniş kapsamlı bir kapışmaya hazır olmadığına işaret ediyor.

  • Rusya-Ukrayna savaşının ikinci yıldönümünde dünyanın hali iç açıcı değil. Sadece son birkaç haftada yaşanan gelişmelerin bazılarını sıralamak bile ne kadar parçalı, dağınık ama riskleri yükselen bir döneme geçtiğimizi anlamak için yeterli