Çıkış, solcuya, Kürde, İslamcıya baskı uygulayan "derin devlete" değil; milletin maslahatını gözeten "demokratik devlete" biatta.
Devletin "tehdit algısı"nın statik oluşu devlet seçkinleri açısından yadsınamayacak bir konforu da beraberinde getirir. Yakın dönem siyasi tarihimizde bunun onlarca örneğini bulabiliriz.
Ahlaksız siyaset yapanlar sadece siyasi alanda değil hayatın her alanında ahlak ilkelerinin dışındadırlar. Davranışlarının ahlak açısından ne anlama geldiği üzerine düşünmezler. Bu pozisyondaki kişiler vicdan duygusu taşımazlar.
Burhanettin Duran, 17-25 Aralık'ın olabildiği bir ülkede elbette demokrasi konsolide olamamıştır. yorumunda bulundu.
Siyasal şiddete maruz kalan devlet elitinin sağlıksız tepkisi güvenlik toplumuna kaymaktır. Devlet eylemi yapan kişilerin içinden geldiği toplumsal kesimlere baskı ve karşı şiddet geliştirirse, eylemciler yeni sempatizanlar kazanmış olur.