Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu

Suud ve Amerikan İstihbarat İlişkisi

Kendini Amerikan profesyonellerine korutan bir ailenin yurtdışında bir operasyonu tek başına yapabileceğini düşünebilir miyiz?

Basit bir sorum var. Kaşıkçı olayı Amerika’dan habersiz yapılmış olabilir mi? Bunu komplocu bir zihniyetle sormuyorum. Her taşın altında Amerikan oyunu arayanlardan değilim. ABD birçok taşın altındadır. Ama tüm taşları kontrol edemez. Bunu bilirim. Baştan sona bir Amerikan kurgusunun içindeyiz demiyorum. Suudi Arabistan özelinde başka bir şey söylemeye çalışıyorum. Suud’la ABD’nin iç içe geçmişliğini düşündükçe Amerikan istihbaratının bundan habersiz olacağı fikri bana inandırıcı gelmiyor.
Suud’un ABD ile sahip olduğu ilişki biçimi ortada. İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana ABD’ye haraç ödeyen, karşılığında güvenlik alan bir ülkeden bahsediyoruz. Baştan beri böyleydi. Ama son günlerde durum daha da vahim hale geldi.
İki yıldır Suud daha da sokuldu ABD’ye. Eskiden Kraliyet ailesi ülkeyi kontrol etmek adına Amerikan desteğini satın alırdı. Şimdi ailenin içinde bir grup hatta bir isim diğerlerini de ortadan kaldırırken, ABD’ye daha bağımlı hale geliyor ve daha fazla ödeme yapıyor.
Nereye elini attıysa başarısız oldu. Başarısız olmasına rağmen Amerikan desteğine sarılarak ve bedelini ödeyerek ayakta kaldı. Dışarıdaki krizlerle içerideki siyasi iktidarını kurmaya çalıştı. Yemen’e müdahalenin kendini kahramanlaştıracağı beklentisiyle saldırdı. Kaybetti ama sorun olmadı. Katar’a ambargo denedi. Eline yüzüne bulaştırdı. Ama onun da üstü kapatıldı.
Öte taraftan içeride korku salacak operasyonlar yapmayı becerdi. Ailenin diğer güçlü ve zengin üyelerini rehin aldı. Kimilerini öldürdü. Kontrolün mekanizması olan korku iklimini yarattı. Bunu yaparken de Amerikan desteğini hep aldı. Etrafı paralı Amerikan askerleriyle sarılı. Parayla profesyonel koruma orduları kuruyor. Karşılığında ABD’ye hem nakit ödeme yapıyor hem de iradesini teslim ediyor.
Öyledir. Mafya liderine yakın olduğu için mahalleye iş kesen soytarı takımından külhanbeyi tipler vardır. Aslında külhane beyidir. Küllükte yatıp kalkar. Ancak mafyanın serseri bir uzantısıdır işte. Sürekli ona buna sataşır. Başını belaya sokar. Ama yaptığı hizmetler nedeniyle hep korunup kollanır. Suud’un durumu da bundan ibaret.
Böylesi bir cüretkârlık ancak Amerikan desteği sayesinde sürdürülebilir. Cemal Kaşıkçı gibi bir kişiliğin böylesi hunharca katledilmesi/ kaçırılması başka türlü izah kabul etmez. Ya Trump’la bunun anlaşması yapılmıştır. Ya da Trump’ın bunu mazur göreceği inancı vardır. Kendini Amerikan profesyonellerine korutan bir ailenin yurtdışında bir operasyonu tek başına yapabileceğini aklım kesmiyor. Veya en azından şunu söylemek lazım. Kendi adamlarına yaptırdılarsa bile o adamların içine sızmış olan Amerikan istihbaratı muhtemelen bu olayı bir noktadan itibaren ya takip etmiş ya da idare etmiştir. Belki baştan beri idare etmediler. Ama mesela cürüm doğduğu andan itibaren temizlik faaliyetlerine katılmış olabilirler. Suud istihbaratının içinde Amerikan istihbaratı olmadığı fikri bana hiç inandırıcı gelmiyor. Suudlar davet etmediyse bile Amerikalılar kolayca sızmıştır. Yani Amerikan öncülüğünde değildir ama Amerikan bilgisindedir. İşte tam da bu nedenle bu olayın da örtbas edilmek isteneceğini düşünüyorum.

[Sabah, 11 ekim 2018]

Etiketler: