Suud Ailesi Ve İktidar Mücadelesi

Petrol gelirlerinin aile içinde dağıtımı sayesinde ayakta kalan teamüllerin ortadan kalkması demek cinin şişeden çıkması anlamına gelir. Muhammed Bin Selman iktidar yürüyüşünü tamamlasa bile yeni bir sistem kurmak zorunda kalacak..

Suudi Arabistan’da olanlar tabii ki bir devrim falan değil. Ne demokratikleşmeyle ne de “ılımlı İslam” kavramlarıyla bir alakası var.
Aslında veliaht prens bir darbe planladı ve bunu yolsuzluk soruşturması adı altında sahneye sürdü. Bu zamana kadar Suudi Arabistan’da veraset sistemi bir aşiret devletinden beklenmeyecek kadar başarılı bir biçimde işlemişti. Selman’a kadar tüm krallar kurucu Kral Abdülaziz’in çocuklarıydı. Geniş ailenin içinde çok sayıda prens var. Ve artık krallık torunlar nesline geçiyor. Yani Selman’ın oğluna geçerse diğer aileler kraliyet için devre dışı kalacak. Durum böylesi hassas olduğundan zaten belli bir süredir bu tür hareketlilikler bekleniyordu. Selman oğlunu adım adım tahta yaklaştırdı.
Önce veliaht prens ilan etmek için küçük bir operasyon yapıldı. Şimdi Muhammet’in önüne çıkabilecek güçlü kişiler sistemin dışına itiliyor. Muhammet bin Selman’ın iktidar yürüyüşü için zemin hazırlanıyor.
Muhammet oldukça hırslı ve aceleci görünüyor. Yemen savaşının, Katar krizinin, “ılımlı İslam” laflarının hepsinin arkasında bu genç veliaht var. Gerçi dış politika denemelerinin neredeyse tamamı başarısızlıkla sonuçlandı ama bu tür ülkelerde böylesi başarısızlıklara imza atan kişiler nadiren hesap verir. Öyle de oluyor. Muhammet bin Selman enerjisiyle Suud’un başını beladan belaya sokacak gibi duruyor.
Yemen’de ve Katar krizinde öyle oldu.
Ilımlı İslam meselesinde, eğer ısrar ederse, daha beter olacak.
Ama Muhammet öncelikle iktidara gelmenin peşinde. Dün olanlar bu anlamda atılmış en önemli adımlar.
Başarıp başaramayacağı yakında ortaya çıkar. Suudi Arabistan gibi bir rejimde başarma ihtimali oldukça yüksek. Yakın bir zamanda iktidarını garanti altına alabilir.
Ama bunu yaparken Suud ailesi için uzun zamandır başarılı biçimde işlemiş veraset sistemini de bozmuş olacak.
Suud prenslerinin hepsi muhtemelen iktidarı ele geçirme hayalleri kuruyordur.
Ancak buna ancak bazılarının şansı oluyor. Suudi Arabistan’da veraset Abdülaziz’in yaşayan en büyük oğluna geçer ilkesine bağlanmıştı. Birkaç suikast ve küçük darbeler sayılmazsa aslında bu sistem istikrarlı biçimde işledi. Bir aşiret devleti için büyük başarı. Bu sistem nasıl oldu da başarılı oldu diye bakarsanız, arkasında petrol ekonomisini bulursunuz. Sistem iyi hesaplanmış bir ekonomik paylaşım üzerine kurgulanmıştı. Bir çeşit pazarlıklar ve yolsuzluklar sistemi.
Siyasi tavizler için ekonomik rüşvetler ödeniyor veya yolsuzluklara göz yumuluyordu. Böylelikle petrol gelirleri aile içinde dağıtılıyordu. Prensler siyasi konumlarından rahatsız olsalar da ekonomik kazançlarını riske edemedikleri için sistemin teamüllerine uyum gösteriyordu.
Kendi aralarında düşecekleri siyasi mücadele pastayı paylaşan tüm tarafların zararına olacağı için anlaşmazlıkları çözebiliyorlardı.
Ayrıca iktidarın yaşlı kardeşler arasında devredilmesi gerçek iktidar kavgasının ertelenmesini ve amcaoğullarının sistem içinde kalmasını sağlıyordu. Fakat şimdi teamüller değişiyor. Teamüllerin değişmesi yapısal bir değişimi meydana getirir mi bilinmez ama petrol gelirlerinin daha farklı biçimlerde dağıtılması ihtimali herkesin tetikte olmasına neden oluyor.
Petrol gelirlerinin aile içinde dağıtımı sayesinde ayakta kalan teamüllerin ortadan kalkması demek cinin şişeden çıkması anlamına gelir. Muhammet iktidar yürüyüşünü tamamlasa bile yeni bir sistem kurmak zorunda kalacak.
Diğerleri ise bu sistemin kuruluşunda pay sahibi olmak isteyecek. Bu geçişin nasıl yönetilebileceği çok önemli. Kısa sürede etkin bir iktidar kuramazsa bu iktidar yürüyüşü Suud ailesinin baharı değil kışı olabilir. Genç Muhammet’in şimdiye kadarki performansına bakarsanız hırsları yeteneklerinin önüne geçmiş gibi. Böyle giderse Suudi Arabistan ciddi bir iç çekişme ve kavganın içine düşebilir.

[Takvim, 7 Kasım 2017]

Etiketler: