“Siz” Kimsiniz?

Ya gerçekten PKK ile beraber ve aynısınız ya da yüzde elli değilsiniz. Bu kimlik krizine acilen çözüm bulmanız gerekiyor. Yok öyle işinize geldiğinde farklı işinize geldiğinde aynı.

Seçim öncesi “bütün hayır diyenleri aynı kefeye koymayın” diyorlardı.

“Herkes farklı gerekçe ve kimliklerle hayır verebilir” diyorlardı. “Bu hayır verenlerin tek bir blok olduğu anlamına gelmez” diyorlardı. Şimdi çıkmış “biz de yüzde elliyiz” diyorlar.

Hepimiz beraberiz.

Hepimiz aynıyız demeye getiriyorlar.

Gel de ciddiye al bu söylemleri. Hangisi doğru karar verin. Hayırcıların hepsi aynı mı yoksa farklı mı?

Bu ifadelerden en az biri yanlış olmalı.

Ya gerçekten PKK ile beraber ve aynısınız ya da yüzde elli değilsiniz. Bu kimlik krizine acilen çözüm bulmanız gerekiyor. Yok öyle işinize geldiğinde farklı işinize geldiğinde aynı.

Ama maalesef öylesine bir yenilmişlik hissi var ki bu tiplerde. Öylesine nefret ve çaresizlik dolu ki, hemen ayranı kabardı bazılarının. İştaha geldiler.

Hemen o nefret dilini benimseyiverdiler.

Geri çıktılar siperlerinden. Başlamışlar yine düşmanlık ifadelerini kullanmaya.

“Eskiden siz bize katlanıyordunuz şimdi biz de size katlanıyoruz” deyivermiş biri.

Tutamamış yine kendini. Ayar veriyor tüm topluma.

Bunu yazan alçak on beş yıldır “aman rövanş almayın” diye mızıklayan bir tip.

Eline ilk fırsat geçtiğinde çekecek kılıcını ve doğrayacak önüne geleni. Yapmışlığı var biliriz. Köşesinden ve manşetlerden bu ülkenin her türlü insanına her türlü siyasal hareketine olmadık hakaretleri yağdırmış olmadık operasyonları çekmiş bir terbiyesizdir kendisi. Şimdi “biz de yüzde elliyiz” demiş. Hâlbuki referandum öncesi “Bütün hayırcılar aynı değil. Bana terörist diyemezsiniz” diyordu. Şimdi pek bir mutlu ve gururlu kendince elde ettiğini düşündüğü yüzde ellisinden.

Öylesine çaresiz ki, kendine bu yenilgiden bile bir zafer çıkarma gayretinde. Takdir etmek lazım çabasını ve umudunu. Fakat imrenmemek lazım bu aymazlığına. Daha kazanmadan meydan okuyor. Ama inandırmış kendini kazandığına.

Devam etmesini tavsiye ediyorum.

Çıkarsın dişlerini ortaya. Kazanıyorum zannetsin. Avutsun kendini. Onun gerçeklikten kopmuş avuntusu bu toplumun yararına olacaktır. Ömründe hayra soluk solumamış bir adam ne kadar gerçeklikten uzak olursa, toplum o kadar yakın olur gerçekliğe.

Dün de söyledim. Bu tipler hala farkına varamadı yaşanan dönüşümün.

Görmezden geliyorlar. Deli numarası yapıyorlar. Bu kafanın siyaseten çöktüğünü ve iktidar şansının bittiğini göremiyorlar. Ama alışacaklar. Bir seçim iki seçim en çok üçüncü seçim. Böylesi bir kimlik, böylesi bir söylem ve böylesi bir kavga ile iktidar olamayacaklar yeni sistemde.

Artık tek sorunlarının Erdoğan olmadığını görecekler.

Erdoğan’ı ortadan kaldırmakla artık kurtulamayacaklarını görecekler.

Çünkü yeni sistem Erdoğan olmasa da milli iradenin garanti altında olacağı anlamına geliyor. Bu çapulcuların yağmasını engelleyecek bir kurumsallaşma gerçekleşti sonunda.

Cumhurbaşkanlığı sisteminde iktidar olmak gerçekten toplumun yüzde ellisini gerektiriyor. Ve bu gibi azgın azınlıklar hiçbir zaman yüzde elli olamayacak. Toplumun makul çoğunluklarını ele geçiremeyecekler. Vesayet ilişkisi kuramayacaklar artık.

Millet bundan sonra istediği adayı destekler. Ama bu tür paçozlara teslim olmaz. Artık ülkenin kazanımları garanti altına alındı. Hepimize hayırlı olsun.

Hayır verenlerin de hayrına oldu. Hayır verenlerin içindeki makul çoğunluklar da rahat olsun. Ülke istikrara kavuşacak ve normalleşecek. Çoğunluğun iktidarını ve ülkenin istikrarını kurumsal bir yapıya bürünmeden azınlık hakları garanti altına alınamazdı ve alınamıyordu. Bu sistem değişimi ön şarttı. Şimdi ön şart sağlanmış oldu. Bundan sonra yapılması gereken, yeni devletin inşasında hem istikrar ve büyümeyi sürdürebilmek hem de bu sayede adaleti sağlayabilmek.

Artık en büyük kurumsal engelinden kurtuldu ülke. Vesayetin kurumsal aracı parlamenter sistem ve koalisyonlar gömüldü. İşte yeni Türkiye budur.

Tekrar hayırlı olsun çoğumuza.

[Takvim 19 Nisan 2017]

Etiketler: