SETA’da “BM ve Uluslararası Eşitsizlik’ Tartışıldı

SETA tarafından yayımlanan “BM ve Uluslararası Eşitsizlik” başlıklı analiz bağlamında düzenlenen panelde, BM'nin yapısal sorunları ve yapması gereken reformlar tartışmaya açıldı.

SETA, misyonunu uluslararası barış ve güvenliğin teminatı olarak tanımlayan 193 üyeli Birleşmiş Milletler örgütü ve örgüte ilişkin sorunların tartışıldığı bir panele ev sahipliği yaptı. Dünya değişirken ve yoksulluk, silahlanma, çevre tahribatı, gelir dağılımdaki adaletsizlik gibi sorunlar küresel hale gelirken, BM’nin hangi reformları yapması gerektiği panelin asıl tartışma konusunu oluşturdu. SETA Dış Politika Araştırmacısı Muhittin Ataman’ın moderatörlüğünde gerçekleşen panelin konukları ise BM Türkiye Daimi Temsilcisi Kamal Malhotra, AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Çavuşoğlu ve BM ve Uluslararası Eşitsizlik başlıklı SETA Analiz’in yazarı Fatih Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Prof. Dr. Berdal Aral idi.

ARAL: BM GÜVENLİK KONSEYİ, DAİMİ ÜYELERİNİN ÇIKARLARINA HİZMET EDİYOR

Panelde, moderatör Muhittin Ataman’ın konu ve konukları takdimi sonrası ilk söz alan Prof. Dr. Berdal Aral, BM’nin uluslararası barış ve güvenliği sağlama adına hayati öneme sahip bir örgüt olduğunu, ancak örgütün daha çok Güvenlik Konseyi’nin daimi üyesi olan ülkelere ayrıcalık tanıdığı ve bu ülkelerin çıkarlarına hizmet ettiği eleştirisinde bulundu. Aral, BM Güvenlik Konseyi’nin bilhassa Soğuk Savaş öncesi dönemde, özellikle ABD ve Rusya’nın saldırgan tavırları –örneğin; ABD’nin Dominik Cumhuriyeti ve Panama’ya saldırması, Rusya’nın Afganistan’ı işgali- karşısında etkili olamadığının altını çizdi. Soğuk Savaş sonrası dönemde bu durumun kısmen de olsa değiştiğini belirten Aral, buna rağmen BM Güvenlik Konseyi’nin dönemsel olarak uluslararası hukuk ihlalleri karşısında çözüm bulmak yerine işgal kuvvetlerinin elini kuvvetlendirdiğini ifade etti. BM’nin ve Güvenlik Konseyi’nin yapısal reform ihtiyacı içerisinde olduğunu belirten Aral, daimi üyelik sisteminin tamamen ortadan kaldırılmasını veya en azından başka ülkelere de bu hakkın verilmesi gerektiğini, bunun yanı sıra Güvenlik Konseyi kararlarının yargılanabilir ve reddedilebilir olması gerektiğine de dikkat çekti.

MALHOTRA: BM’NİN ASIL PROBLEMİ GÜVENLİK KONSEYİ DAİMİ ÜYELERİNİN FİKİR UYUŞMAZLIĞI

Prof. Aral’ın ardından söz alan BM Türkiye Daimi Temsilcisi Kamal Malhotra, reel-politik bir kurum olan BM’nin uluslararası sistem adına en ideal prensipleri temsil ettiğini ve bundan dolayı yalnızca Batılı ülkelerin çıkarlarını temsil ettiğinin iddia edilemeyeceğini ifade etti. BM Güvenlik Konseyi’ne başka üyelerin de dâhil edilmesinin hem BM’nin yapısal sorunlarını hem de uluslararası sorunları çözemeyeceğini ileri süren Malhotra, asıl problemin Güvenlik Konseyi’nin beş daimi üyesinin BM’nin reform gündemi konusunda fikir birliğine varamaması olduğunun altını çizdi. BM’yi üye ülkelerin eylemleri çerçevesinde değerlendirerek, başarısız bir örgüt olduğunu söylemenin yanlış olacağını belirten Kamal Malhotra, 3. Dünya Savaşı’nın çıkmamış olmasını BM’nin bir başarısı olarak yorumladı. Malhotra son olarak, son dönemde Türkiye ile ilişkiler ve anlaşmalar kapsamında İstanbul’un bir BM merkezi olacağını da belirtti.

ÇAVUŞOĞLU: REFORM YAPMAYAN BİR BM GÜVENİRLİLİĞİ KAYBEDER

Panelde son olarak söz alan AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Çavuşoğlu ise savaş veya krizlerden sonra kurulmuş olan her kurumun adım adım reform yapması gerektiğini belirter

Etiketler: