Perspektif: Referandum Sonrası Kerkük ve Tartışmalı Bölgelerin Durumu: Türkiye’nin Pozisyonu

Irak ordusunun Kerkük’e yönelik operasyonlarının amacı nedir? Tartışmalı bölgeleri “tartışmalı” kılan unsurlar nelerdir? Türkiye’nin tartışmalı bölgelerdeki krize ilişkin tavrı nedir? Kerkük’te başlayan krizin muhtemel neticeleri nelerdir?

Türkiye, İran ve Irak’ın sert tepkisine ve uluslararası itirazlara rağmen Mesut Barzani liderliğinde Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) bağımsızlık referandumu kararından geri adım atmadı. Onurlu çıkış olarak be­lirtilen tüm teklifleri geri çeviren IKBY 25 Eylül’de referandumu gerçekleştirdi. IKBY’nin açıkladığı ra­kamlara göre katılımın yaklaşık yüzde 72 olduğu re­ferandumda yüzde 92’lik bir oranla “evet” çıktı. Irak Parlamentosu ve Anayasa Mahkemesinin ilgili karar­ları çerçevesinde hukuki bir zemini olmayan referan­dumu Arap ve Türkmenler büyük ölçüde boykot etti. Referandumun ardından Erbil, Duhok gibi kentlerde coşkulu kutlamalar yapılırken Ankara-Tahran-Bağdat ekseninin oluşması ve Bağdat’ın Kerkük’ten başlaya­rak tartışmalı bölgelere ilişkin operasyon başlatmasıy­la coşku yerini tedirginliğe bıraktı.

Bölge ülkelerinin sert tepkisinin yanı sıra bekle­diği uluslararası desteği de bulamayan IKBY’nin eli zayıflarken Bağdat ise Başbakan İbadi liderliğinde ka­rarlı adımlar atmaya başladı. Irak Anayasası’na göre statüsü tartışmalı olan bölgeleri de içeren referandum Ortadoğu’nun Birinci Dünya Savaşı sonrası belirle­nen cari sınırlarına ilişkin son büyük meydan oku­ma olma niteliğini Irak ordusunun operasyonlarıyla yitirmeye başladı. Tartışmalı bölgelerde referandum yapılması IKBY’nin bu bölgelerde hakimiyet kurma iradesini ortaya koyarken Bağdat’ın başlattığı ope­rasyonlar Erbil’in hesaplarını altüst etti. Zira başını KDP ve KYB’nin çektiği Irak Kürtleri, Körfez Sa­vaşı’ndan günümüze değin ABD ile kurduğu angaj­man ve nihayetinde DEAŞ ile mücadelenin yarattığı meşruiyet zeminini kullanarak Irak’ta maksimalist bir siyaset izleyerek kontrol ettiği bölgeleri artırma gayreti içerisinde oldu. Demografik açıdan Kürtlerin yoğun olduğu bölgelerin de ötesinde Arap ve Türk­men nüfusunun çoğunlukta olduğu birçok bölgeyi de ele geçirdiler. Bu yayılmacı adımlarla IKBY “ba­ğımsız Kürdistan”ın hem savunulabilir sınır hatlarını oluşturabilmek hem de enerji ve su kaynaklarıyla gıda güvenliği temin edebilmek için söz konusu bölgelerde hakimiyet kazanmayı amaçlamaktaydı.

Etiketler: