Rapor: Teknolojik Soğuk Savaş | Birinci Faz Anlaşma ve Ticaret Savaşlarının Geleceği

Donald Trump’ın 2016 başkanlık seçimleri sürecinde Çin’e karşı yönelttiği tehditleri gerçekten hayata geçirebileceğini çoğu kimse beklemiyordu. Ancak Başkan Trump agresif yöntemlerle ticaret savaşının dozajını gittikçe arttırarak söylediklerinde ciddi olduğunu gösterdi. 2018’in başında başlayan ve karşılıklı misillemeler ile hem iki ülke ekonomisini hem de dünya ekonomisini endişelendiren ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşı yaklaşık bir buçuk yıl süren müzakerelerin ardından 15 Ocak 2020’de imzalanan “Birinci Faz Ticaret Anlaşması” ile geçici olarak durmuştur.

Washington ile Pekin arasındaki bu ticaret savaşının her iki ekonomiyi de yormaya başladığı bir dönemde dar kapsamlı bir ticaret anlaşması kaçınılmaz hale gelmiştir. Bu, iki taraf arasındaki bütün problemleri kapsayan geniş ölçekli bir anlaşma olmaktan ziyade ateşkes niteliğinde yüzeysel bir anlaşmadır.

Çok uluslu şirketlerin fabrikalarını kaydırmalarıyla birlikte küresel üretim üssü haline gelen Çin’in bisiklet, oyuncak, tekstil-giyim ve elektronik ev aletleri gibi emek yoğun ürünler üretmesi Batılı gelişmiş ülkeler tarafından bir tehdit olarak görülmemiştir. Ancak Çin’in zamanla yüksek teknolojili ürün gruplarına doğru gerçekleştirdiği sıçrama başta ABD olmak üzere Batı’yı endişelendirmeye başlamıştır.

ABD ile Çin arasındaki mesele basit bir dış ticaret dengesizliğinden ibaret de değildir. İki ülke arasında yaşananlar teknoloji rekabetinin merkezde olduğu bir hegemonya mücadelesidir. Birinci Faz Ticaret Anlaşması’nın iki ülke arasındaki teknolojik soğuk savaşı bitirmesini beklememek gerekir. 2020 seçiminin kazananı kim olursa olsun ABD, Çin’in gelişimini yavaşlatmak için çeşitli stratejileri ve politikaları uygulamaya devam edecektir.

Bu raporda ABD ile Çin arasındaki ticaret savaşını tetikleyen faktörlerin yanı sıra iki ülke arasındaki teknolojik soğuk savaşın küresel ekonomiye olan etkileri masaya yatırılmaktadır. Raporda bunlarla birlikte Birinci Faz Ticaret Anlaşması sonrası iki ülke arasındaki ekonomik ilişkilerin bundan sonra izleyebileceği seyre dair öngörülerde de bulunulmaktadır.

Çalışmayı incelemek için burayı tıklayın.