Perspektif: Türk Yargı Etiği Bildirgesi

Yargıya güven ilkesi açısından Türk Yargı Etiği Bildirgesi’nin anlam ve değeri nedir? Belgenin yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının geliştirilmesine katkısı ne olacaktır? Bildirge yargıya güven ve adalet hizmetlerine yönelik memnuniyete nasıl bir katkı sunabilir?

Yaklaşık üç yıllık kapsamlı bir çalışma sonrasında hazırlanan “Türk Yargı Etiği Bildirgesi”1 geçtiğimiz günlerde Adalet Bakanı başkanlığında toplanan Hakimler ve Savcılar Kurulunun (HSK) gerçekleştirdiği basın toplantısında kamuoyu ile paylaşılmıştır. HSK’nın 6 Mart 2019 tarihinde son şeklini vererek kabul ettiği bu bildirge Türk yargı mensuplarının mesleki etik ilkelerini kodlaştırmıştır. Söz konusu belge Avrupa Birliği (AB) müktesebatı fasıl başlıklarından “Yargı ve Temel Haklar” konulu 23. fasıl müzakereleri kapsamında 2009’da hazırlanan ilk “Yargı Reformu Stratejisi Belgesi” ile 2015’te revize edilen ikinci reform belgesinde öngörülen bir stratejiye dayalı olarak atılmış bir adımdır. İlgili reform belgelerinde yargı mensupları için “yargısal etik ve davranış ilkeleri”ni dermeyan edecek bir belgenin yüksek mahkemeler ile “Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu” iş birliğinde hazırlanması öngörülmüştür. Yargının tüm kademelerini kapsayacak bir kod olarak düzenlenmesi öngörülen bu belgenin hazırlanmasında uluslararası belgelerin de dikkate alınmasının gerekliliği vurgulanmıştır. Hazırlanacak bu belge münderecatının ilgili yargı mensupları ile çalışanlarına Adalet Akademisinin kurumsal eğitim modülleri ile aktarılması öngörülmüştür.

Kamuoyu ile paylaşılan bu bildirge 3 milyon 711 bin avro bütçeli ve yirmi dört ayda tamamlanmış bir projeyi de kapsayan uzun soluklu bir çalışmanın neticesinde varlık kazanmıştır..

Etiketler: