Nekahetteki Yükselenler: Rusya ve Brezilya

Cuma günü Çin'de bıraktığımız turumuzu Rusya ve Brezilya sürdürelim.

Geçtiğimiz hafta yola çıktığımız yükselen ekonomiler devriâlemine bugün devam ediyoruz. Hatırlayacak olursanız, söz konusu sınıfa bu yıl gelmesi beklenen ekstra performansta, emtia üreticilerindeki iyileşmenin de rol oynayacağını bolca hasbihal etmiştik. Bu kapsamda ise, Rusya ve Brezilya’nın isimleri öne çıkıyordu. Öyleyse Cuma günü Çin’de bıraktığımız turumuzu buradan sürdürelim ve sınırın hemen ötesindeki topraklara geçerek önce Rusya diyelim.

RUSYA RAHATA GEÇER Mİ?

Malumunuz Rusya ekonomisi 2016 yılının son çeyreğinde, tam 7 çeyrek daralmanın ardından şöyle bir düze çıkarak nefes aldı. Bununla birlikte, %0,3 oranındaki hissedilmesi zor bu gelişim, hazır ol pozisyonunda kalmayı gerekli kılıyor. Nitekim söz konusu düşük büyümenin, niceliğinin yanı sıra dengeyi pek tutturamayan niteliğiyle de izlenmesi lazım. Ne de olsa bu dönemde tarımdan ulaştırmaya birtakım sektörler artı gelişimi tadarken, imalat sanayiden inşaata belli başlı sektörler ise uzaktan öylece bakmakla yetindi. Ayrıca aynı dönemde dış talep canlanırken, iç talep hala bunalımdan çıkamadı.

2017’ye ait göstergeler dâhilinde ise, ilk çeyrekte sanayi üretiminde zayıf bir artış göze çarpıyor. Öte yandan bu dönemde iş dünyasının güveni (halen pozitif olmasa da) önceki çeyreklere göre belirgin bir toparlanma kaydetti. Hatta tüketici güveninin de benzer bir seyir yaşadığı söylenebilir. İşsizlik oranı ise, Mart itibariyle %5,4.

Rusya ekonomisinde enflasyon da, Mart ayında iniş yaptığı %4,3’lük düzeyle olumlu giden makro göstergeler arasında. Güçlenen Ruble’den de fayda gören tüketici enflasyonu, böylelikle kaç yılın en düşük seviyesine gerilemiş durumda… Ve bu bağlamda, en son %9,75’e indirilen faiz oranının daha da kırpılabileceği sinyalini geçenlerde almış bulunmaktayız. Bu da, ekonomiyi canlandırma yönünde yakın geleceğe dair ek ümitler doğuruyor. Bununla birlikte, ülkede bankacılık sistemindeki risklerin ise, halen rahatsız ettiğini eklemek durumundayım.

İşte makro görünümünde bu unsurların öne çıktığı Rusya ekonomisinin, enerji fiyatlarındaki son dönem gelişmelerin de dâhil olduğu bir senaryoda, bu yıl düşük de olsa bir büyüme gerçekleştirmesi muhtemel. Projeksiyonlar, şimdilik %1-1,5 civarlarında geziniyor.

Bunca paragrafı bir cümleyle özetleyecek olsaydık da, Rusya ekonomisine bakışın optimist ancak ihtiyatlı olduğunu söyleyebilirdik. Tabii şu da eklenmeli: Kurumsal yapı başta olmak üzere yapısal reformları hayata geçirmek, Rusya’nın asıl kurtuluşu olacak ancak bu noktada hesaplarda çatışmalar baş gösteriyor.

BREZİLYA’DA UMUT

Diyerek doğudan batıya geçiş yapalım ve yılın diğer iyileşme emareleri gösteren yükselenine varalım. Anımsayacağınız üzere Brezilya ekonomisi, 2016’nın son çeyreğinde rekorunu tazelemiş ve bir kez daha daralmıştı ancak emtiadaki toparlanmanın 2017 için pozitif haberler taşıdığını da konuşmuştuk.

O halde son gidişata bir bakalım.

Brezilya’da ilk çeyrek mevcut verileri, sanayi üretiminin çok uzun zaman sonra ilk kez Ocak’ta pozitif bir yıllık gelişim kaydettiğini, Şubat’ta ise hafif gerilediğini söylüyor. Mart ayında sanayicinin 3 yılı aşkın en yüksek seviyeyi kaydeden güveni ise, sanki olumlu sinyaller veriyor. Söz konusu güven, yılın ilk çeyreğinde grafiğin iyimser bölümüne çıpa atmış gözüküyor. Tüketicinin morali de, bir süredir pek bozulmuyor.

Bununla birlikte Brezilya’nın, henüz durduramadığı işsizlikteki yükselişle başa çıkması gerek. Nitekim ekonomi, işsizlik oranında bizim gibi hızlı bir çıkış yaşayarak %13’lere ulaşmış durumda.

Öte yandan Brezilya’nın, enflasyon konusunda ise aşağı eğimli bir patikada süratle yürüdüğü gözleniyor. Nitekim Mart tüketici enflasyonu %4,57 geldi. Ki henüz geçen yıl bu zamanlar %9-10 bandında ve hatta hemen öncesinde de çift hanelerle boğuşan bir enflasyondan bahsediyoruz. Böylece 2010 Ağustos ayından bu yana yakaladığı en düşük enflasyon oranı ile Merkez Bankası’nın da %4,5’lik hedefine ramak kalmış oluyor. Bu noktada, Brezilya’dan da faiz indirimlerinin devamını bekliyoruz.

Ülkenin toparlaması gereken bir dinamik ise, mali tarafta yatıyor. Zira bütçe açığı ve kamu borçları, orta ve uzun vadede sürdürülebilir bir hikâye yazmak için azami önem taşıyor. Hatta bu bağlamda emeklilik sistemine dair tasarlanan reformun, yakın dönemde ciddi tartışmalara ve olaylara sahne olduğuna da şahit olduk. Bu bağlamda, son siyasi gerginliklerin de yatışması gerekiyor.

Ve Brezilya bahsini de özet bir cümleyle kapayacak olursak; dev Latin ekonomi, geçirdiği uzun hastalıktan sonra nihayet ayağa kalkacağa benziyor ancak sıhhatine tam kavuşabilmek için ilaçlara devam etmesi şart.

[Yeni Şafak, 25 Nisan 2017]

Etiketler: