Koronavirüs Ateşinin Üzerine Benzin Döküldü

Dünya ekonomilerinde koronavirüs salgınının etkisi sürerken bir de petrolde fiyat savaşı başladı. Petrolde her 10 dolarlık düşüş Türkiye’nin enerji faturasını 4 milyar $ azaltıyor. Üretim maliyetleri ve enflasyonu düşürüyor

Virüsün merkezinin Avrupa’ya kayması piyasaların moralini bozdu. Amerika Merkez Bankası Fed’in erken faiz indirimi tedirginliği artırdı. Petrolde Rusya ve Suudi Arabistan arasında yaşanan fiyat savaşı ise adeta tüy dikti. Şu anda finansal piyasalarda hiçbir şeyin fiyatlaması rasyonel yapılamıyor. Belirsizlikler ve tedirginlik yüksek kaldığı sürece dalgalanmalar devam edecek. Petrol fiyatlarının düşmesi Türkiye gibi petrol ithal eden ülkelerin lehine gibi gözükebilir. Petrol fiyatlarındaki her 10 dolarlık düşüş Türkiye’nin enerji ithalat faturasını kabaca 4 milyar dolar aşağıya çekiyor. Cari açığımız enerji ithalatı kaleminden gerileyecek. Petrol fiyatlarının mevcut seviyesi üretim maliyetleri ve enflasyonu da rahatlatır.

AVANTAJ-DEZAVANTAJ

Ancak petrolün 40 doların altına inmesi, grafikte görüleceği üzere üretici ülkelerin bütçelerini denkleştirmemelerine neden oluyor. Petrol fiyatları başabaş noktasının altına inince üretici ülkelerin kamu maliyeleri zorlanıyor, büyümeleri hız kesiyor. Rusya ve Ortadoğu ekonomilerinin yavaşlaması, Türkiye’nin ihracatını ve turizm gelirlerini negatif etkileyebilir. Bu durum cari dengemize eksi yazar. Petrolde sağlıklı fiyatlamalara ihtiyaç var. Önceki yazılarımda altını çizdiğim üzere, virüsün Türkiye ekonomisine olumsuz yansıyacağı kanallar var. Bazı sektörlerimiz negatif etkilenecek. Özellikle Çin ve İtalya ile ticaret yoğunluğu yüksek olan sektörler. Ancak, bir taraftan da negatif unsurları dengeleyebilecek mekanizmalar mevcut. Türkiye’de iç talep Avrupa’daki kadar düşmeyebilir. Bazı sektörler ise üretim ve kârlılıklarını arttırabilir. Hatta orta ve uzun vadede Türkiye imalat sanayiinde yatırımları artırma imkânı oluşabilir. Bunları konuşmak için erken.

AŞIRI KÖTÜMSERLİK KAYBETTİRİR

Sanayi üretimi, ciro ve perakende satışlar ocakta yıllık bazda artış kaydetti. Yıla iyi bir başlangıç yaptık; ancak önümüzdeki birkaç ay bazı reel sektör verilerinde kötüleşme yaşanabilir. Bu süreçte dalgalanmaların oluşması normaldir. Şu aşamada itidalli davranıp, kısa vadeli etkileri asgari düzeyde tutmaya çalışmalıyız. Aşırı kötümser beklentiler ve davranışlar böyle dönemlerde kaybettirir.

ALMANYA ÇARK ETTİ

Batılı siyasetçiler maliye politikalarının devreye girmesi gerektiğini nihayet kabul ettiler. Teşvik ve destek paketleri açıklanmaya başladı. Dünya savaşları ve Berlin Duvarı’nın yıkılışından kalan travmalardan dolayı Almanya’nın uzun yıllardır devam ettirdiği bir bütçe dengesi saplantısı vardı. Bu saplantı, küresel finans krizi zamanında Almanya’nın İtalya ve Yunanistan gibi ülkelere kemer sıkma için büyük baskı uygulamasına neden olmuştu. Kemer sıkma Avrupa’da krizin etkilerini ağırlaştırmıştı. Bunun neticesinde birçok Avrupa ülkesinde sağlık sistemi kötüleşti. Almanya bu sefer çark etti. Virüsün ekonomik etkilerini azaltmak için hazinenin kesesini açtı. Virüsün küresel ekonomiye etkilerini sınırlandırmak için kamu harcamalarının arttırılmasına ihtiyaç var. Ülkelerin en az bir iki yıl bütçe açıklarını arttırmaları gerekiyor. “Her şeyi çok iyi bilen” büyük piyasa oyuncularının ve kredi derecelendirme kuruluşlarının ‘bütçe açığını arttırmayın, makro istikrarınız zedelenir’ diye parmak sallayarak önümüzdeki dönemde ülkelere baskı yapmalarına prim verilmemeli. Uluslararası ekonomik kurum ve örgütler maliye politikalarına dair destekleyici mesajlar vermeye devam etmeli. İşler sakinleştikten sonra G20 ülkeleri bir araya gelip artan bütçe açıkları ile ilerleyen yıllarda nasıl mücadele edileceğini konuşurlar. Gün, bütçe dengesinde muhafazakar davranma zamanı değil.

[Sabah, 15 Mart 2020]

Küresel bir tehdit oluşturan yeni tip Koronavirüs (COVID-19) ile mücadele sürecini inceleyen SETA çalışmaları

Etiketler: