• SETA Strateji Araştırmaları Direktörlüğü tarafından 6-27 Aralık 2017 tarihleri arasında İstanbul'da bir stratejik düşünce ve raporlama atölyesi düzenlenecektir. Atölye kapsamında doktora öğrencilerine stratejik düşünce biçimleri ve raporlama tekniklerine dair kısa bir eğitim verilecek ve sonrasında katılımcıların mentörler gözetiminde raporlama becerilerini geliştirmeleri için pratik yapmaları sağlanacaktır. 3 hafta sürecek program iki bölümden oluşmaktadır. İlk hafta yoğun bir teorik ve yazım pratiği eğitimi gerçekleştirilecektir. Diğer iki hafta boyunca katılımcılar seçtikleri alan ve konuda, SETA Strateji Araştırmaları danışmanlığında birebir çalışma yöntemiyle raporlama pratiği yaparak becerilerini geliştireceklerdir. Teorik Eğitim Başlıkları Sosyal Bilimler ve Stratejik Düşünce Araştırma Yöntemleri: Nicel ve Mukayeseli Araştırma Yöntemleri: Nitel ve Söylemsel Raporlama Teknikleri Başvuru Koşulları Program doktora öğrencilerine yöneliktir. Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler alanında doktora yapan tüm öğrenciler başvuru yapabilir. Başvuruda İstenecek Belgeler Özgeçmiş (Adayın akademik yeterlikleri veya iş tecrübesi hakkında bilgi alınabilecek iki referans isim ve iletişim bilgileri eklenmelidir) Varsa yayınlanmış veya yayınlanmamış yazı örneği Son Başvuru Tarihi Programa katılım için son başvuru tarihi 30 Kasım 2017’dir. İletişim Adayların başvurularını setastrateji@setav.org e-posta adresine, konu kısmına “Doktora Öğrencileri Atölyesi” yazarak göndermeleri gerekmektedir. Diğer SETA e-posta adreslerine gönderilen ve şahsen veya posta ile yapılan başvurular dikkate alınmayacaktır.
  • Uluslararası basında IŞİD haberlerinin İslamofobik kodlar eşliğinde sunulduğu bir dönemde, Avrupa'nın ilk İslam Yasası'nı kabul eden ülke olan Avusturya, zaman ve şartların farklılaşması nedeniyle 102 yıllık İslam Yasası'nın değişmesine ihtiyaç duyduğunu açıkladı. Yasanın, Avusturya hükümeti ve İslam Cemaati (IGGiÖ) arasında 2011 yılından beri karşılıklı yürütülen müzakereler neticesinde ortak hazırlanması amaçlanıyordu. Ancak yasa tasarısı, IGGiÖ yetkililerinin hac için Mekke'de bulunduğu ve kendilerinin tasarının son halinden bihaber oldukları bir sırada kamuoyu ile paylaşıldı.
  • Der Spiegel'in Almanca ve Türkçe hazırladığı “Erdoğan Devleti” başlıklı dosya, Erdoğan'ın ömür boyu iktidarda kalarak “Erdoğan Devleti” kurmak isteyen otoriter, despot ve adım adım şeriatı getiren bir lider olduğu imajı çiziyor. Der Spiegel'in kullandığı argümanlar ise oldukça tanıdık…

Bu Konuda Daha Fazla..

  • Enerji Borsası'nın kurulumu ile Enerji Borsası ve elektrik piyasasında oluşacak referans fiyat uygulamasının yerli ve yabancı yatırımcıların karar verme sürecini hızlandırması öngörülmektedir.

  • Kırım Tatarlarının yalnız bırakılmaması, ardından gelebilecek felaketlerin önünün alınması açısından oldukça önemli.

  • Sovyetler Birliği'nin mirasını devralan tüm ülkeler siyasi ve sosyal bunalımlara gebe durumda. Bu zincirin önemli bir halkası olan Ukrayna'da yaşanan bunalım da bu dönüşümlerin bir parçası olarak okunabilir.

  • Rusya'nın yumuşak güç arayışının son noktası, başlamasına günler kalan Soçi Kış Olimpiyatları. Ancak iç ve dış politikada pek çok seçimiyle eleştiri konusu olan Putin yönetiminin, bu olumsuz havayı ekonomik ve siyasi olarak ne kadar kendi lehine çevirebileceği meçhul.

  • 22. Kış Olimpiyat Oyunları, 6 – 23 Şubat tarihleri arasında Rusya'nın Soçi kentinde yapılacak. Rusya'nın en dezavantajlı bölgesi olarak kabul edilen Kuzey Kafkasya'nın kıyı bölgesinde yer alan Soçi, 2007'de olimpiyatlar için seçildi. Soçi Olimpiyatları, bu tarihten itibaren farklı argümanlarla protesto edilmeye başlandı. Bölgenin otokton (yerli) halkı olan Çerkesler, olimpiyat yapılacak bölgeyi soykırım toprağı olarak görüyorlar ve şehrin aday olarak açıklanmasından itibaren başlayan itirazları halen devam ediyor. Bugüne kadar hem Kafkasya'dan hem de farklı ülkelerde bulunan Çerkes diasporasından olimpiyatlara karşı boykot çağrısı yapıldı ve çeşitli protestolar düzenlendi. Bunun yanı sıra, çevre örgütleri olimpiyatlar için yürütülen inşa faaliyetlerinin bölgede geri dönüşü olmayan çevre tahribatına neden olduğunu öne sürerek olimpiyatlara ilişkin ciddi bir muhalefet sergilediler. UNESCO Kültür Mirası listesinde olan bölgede, ağaçların kesilmesi, toksik atıkların nehirlere dökülmesi gibi çevre hakkının ihlali niteliğinde olan faaliyetler, hem insanları hem de bölgede yaşayan diğer canlı türlerini tehdit ediyor. İnsan hakları örgütleri ve aktivistleri de Rusya'da devam eden insan hakları ihlallerine dikkat çekerek, olimpiyatların bu ihlallerin örtülmesine vesile olmaması gerektiğini belirtiyor ve bölgede uygulanan güvenlik politikalarının orada yaşayan insanların en temel haklarının ihlali anlamına geldiğinden bahisle endişelerini dile getiriyorlar. Bu muhalefet ve boykot çağrıları olimpiyatların iptali sonucunu doğurmasa da, uluslararası camiada Rusya'nın başını epeyce ağrıttı ve ağrıtmaya devam edecek gibi görünüyor.