İmaj Hiçbir Şeydir

Siyasal iletişimin sadece seçimden seçime gündeme gelen bir uğraş değil, seçim zamanları haricinde de titizlikle üzerinde durulması gereken bir iş olduğunu AK Parti uygulaması ile gösterdi.

AK Parti’nin Türkiye siyasetinde kalıcı etkiler bıraktığı devamlı tekrar ediliyor. 15 yıllık kesintisiz tek başına iktidarını devam ettiren bir parti için bu kesinlikle abartılı bir yorum değil. Bir çırpıda aklımıza gelen asker-sivil ilişkilerinin dönüşümü, yeni belediyecilik anlayışı, hizmet siyaseti bu kalıcı etkilerin sadece birkaç örneği.

AK Parti kendi siyaset tarzını oluşturdu.

AK Parti’nin baskın tarzı rakiplerini de dönüştürdü.

Bizim için artık normal hale geldiği için haliyle üzerinde fazla durmuyoruz ama uzun süredir Türk siyasetinde laiklik-irtica tartışmalarının olmaması bu dönüşümün sıradan bir örneği olarak zikredilebilir. AK Parti izlediği ustalıklı siyaset ile artık Türkiye’de rejim tartışmasının zemini kalmadığını gösterdi.

CHP buna uzun müddet direnmeye çalışsa da gelinen noktada onlar da Türkiye’de rejim tartışması üzerinden siyaset yapma imkânı kalmadığı gerçeğini görmediler. Son rejim krizi 2007 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde çıkmıştı.

Ordu hatırlanacağı gibi gece yarısı e-muhtırası ile sistemi tıkamıştı. O günlerde muhtırayı alkışlayarak karşılayan CHP dâhil bugün kimse 2007’nin kötü mirasına sahip çıkmıyor.

Farkında olmadan sessiz sakin yaşanan bir dönüşüm de siyasal iletişim alanında oldu. AK Parti siyasal iletişime önem verip başarılı kampanyalar düzenledikçe, CHP de AK Parti’yi modelledi ve bu alanda eksiklerini gidermeye çalıştı.

Siyasal iletişimin sadece seçimden seçime gündeme gelen bir uğraş değil, seçim zamanları haricinde de titizlikle üzerinde durulması gereken bir iş olduğunu AK Parti uygulaması ile gösterdi.

CHP genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun İstanbul yürüyüşü esnasında çekilmiş fotoğrafının etrafında dönen tartışmalar bu dönüşümün bir sonucu.

CHP artık farklı toplum kesimlerinden oy almak için onlara hitap etmeye çalışıyor, topluma farklı mesajlar gönderip dar bir seçmen havuzundan değil geniş kitlelerden oy almak peşine düşüyor. Kılıçdaroğlu’nun yemek sofrasında atletle çekilmiş fotoğrafını da bu çabaların bir ürünü olarak yorumlamak lazım. Mesaj çok açık; yıllarca seçkinlerin partisi olmuş, halka ve onun değerlerine mesafe koymuş CHP uzun süredir seçmene ‘ben değiştim’ diyor. Değiştiğini göstermek için bu türden imajların peşine düşüyor.

CHP üretmeye çalıştığı imajı seçim dönemlerinde ortaya attığı popülist söylemlerle de destekliyor.

CHP’nin imaj için de olsa halka yakınlaşmaya başlaması nereden bakılırsa bakılsın olumlu bir gelişme.

‘Yalan da olsa hoşuma gidiyor’ kabilinden bir gelişme. Lakin bu imaj CHP için ciddi riskler de barındırıyor. Kılıçdaroğlu’nun atletle çizmeye çalıştığı ‘halk adamı’ imajı ne kadar tutar belli değil. Ancak tipik CHP tabanının tutsun tutmasın böyle bir imaj oluşturma gayretinden rahatsız olacağı kesin. Siyasi vizyonu CHP’nin yanaşmaya çalıştığı halkı aşağılamaktan ileriye gitmeyen; halka bidon kafalı, göbeğini kaşıyan adam, kısa kıllı yaratık diye hakaret düzen köşe yazarlarını merakla takip eden bir tabanı var CHP’nin.

Bu riskin üstüne bir de CHP’nin yakınlaşmaya çalıştığı toplum kesiminin imaj ile hakikati ayırt etmekteki becerisini koyunca, Kemal Kılıçdaroğlu’nun son fotoğrafı iyi bir imaj olmaktan çok siyasi bir hata gibi duruyor.

[Takvim, 24 Ağustos 2017]

Etiketler: