Fiyatlar Neden Yükseliyor?

Küresel bir dalga olarak salgın sonrası fiyatlar artış eğilimine girdi ve pek çok ülke süreçten etkilendi. Üretimde problemler meydana gelirken girdi maliyetleri eski dönemlere kıyasla çok fazla artış gösterdi. Mevcut fiyat baskısının hafiflemesi için enerji ve gıdada yaşanılan krizin son bulması gerekiyor. En önemli çözüm yolu olarak ise devletlerin hane halklarına verdikleri destekleri artırmaları ve üretimi daha planlı hale getirmeleri olabilir.

ABD, İngiltere, Almanya ve Hollanda gibi gelişmiş ekonomilerde son 50 yılın en yüksek tüketici enflasyonu görüldü. Üretici enflasyonu ise pek çok ülkede petrol krizinden sonra zirve rakamlarına ulaştı. FED, Avrupa ve İngiltere Merkez Bankası ise para politikasında sıkılaştırmaya giderek fiyat baskısını azaltmaya çalışıyorlar. Ancak henüz başarılı olunabilmiş değil. Enerji ve gıda fiyatlarında yaşanılan son üç aylık yüksek düzeyli artış enflasyonla mücadeleyi güçleştiriyor. Birleşmiş Milletler küresel gıda enflasyonunun Nisanda yüzde 0.8 oranında düştüğünü açıklamasına rağmen hala rekor seviyelerde bulunuyor. Yıllık bazda yüzde 30 olan küresel gıda enflasyonuna eşik eden enerji krizi mevcut fiyat baskısını çift yönlü olarak etkiliyor. Birinci etki üretim sürecinde ortaya çıkıyor ve maliyetlerin artmasına neden oluyor. İkinci etki ürünlerin tüketiciye ulaşımında yaşanıyor ve tedarik hattında fiyatları artıyor. Buna bağlı olarak Almanya’da 1949’dan sonra yüzde 30.9 ile üretici enflasyonu en yüksek seviyesinde bulunuyor. OECD ülkelerinde de yüzde 36.4 ortalamaya sahip üretici enflasyonu üretimi daha pahalı hale getiriyor ve ürünlerin fiyat istikrarını negatif etkiliyor. Japonya’da son 40 yılın en yüksek rakamına ulaşan üretici enflasyonu fiyat baskının dünya geneline yayıldığını gösteriyor.

Salgının Yansımaları

2020’in başlarında dünyayı etkisi altına alan salgın henüz tam anlamıyla bitmiş değil. Hükümet ve merkez bankaları salgının ekonomik etkilerini azaltmak için piyasaları rahatlatacak adımlar attırlar. Hükümetler maliye politikası üzerinden harcamaları yükseltirken merkez bankaları da faizleri tarihi düşük seviyelere çekti. Böylelikle krediye ulaşım kolaylaştı ve finansa ihtiyaç duyan firmalar ayakta kalabildiler. Hükümetler de istihdam dışına çıkanlara maddi destek sağladı ve krizin boyutu sınırlı tutuldu. Tahminlere göre 10-15 trilyon dolar arasında bir rakam piyasalara verildi. Mevcut desteğin enflasyon yaratmayacağını vurgulayan FED ve Avrupa Merkez Bankası gibi aktörler fiyat istikrarını önceleyen politikaları benimseyemedi. Salgın nedeniyle ürünlerin üretimi, tedariki ve ulaşımında problemler yaşanırken pek çok ülke de ihracat kısıtlamalarına başvurdu. Mevcut korumacı önlemler fiyat istikrarına negatif yansıdı ve farklı ürün gruplarında yokluklara neden oldu. Günümüzde de etkisini sürdüren bazı ürünlerdeki yokluklar ABD ve İngiltere gibi ülkelerde daha fazla öne çıktı. Gelişmekte ve az gelişmiş ülkeler ise salgının etkilerini daha fazla hisseder hale geldiler. Güvenli limanlara çekilen yatırımcılar farklı ülkelerden paralarını çekerek gelişmiş ülkelere yöneldiler. Böylelikle az gelişmiş ve gelişmekte olan ülke para birimlerinde değer kayıpları meydana geldi ve fiyat baskısı diğer aktörlere göre daha fazla hissedildi.

Enerji Krizi ve Ukrayna Savaşı

Ukrayna savaşının başlamasıyla birlikte Rusya’ya karşı yaptırımlar devreye alındı. ABD ve Avrupa Birliği bir devlete karşı rakamsal olarak en yüksek sayıda yaptırımı Rusya’ya uyguladı. Dünya doğalgaz ve petrol üreticileri arasında kritik bir konumda olan Rusya’ya karşı uygulanan yaptırımlar enerji fiyatlarında artışı beraberinde getirdi. Yıllık bazda yüzde 50-100 arasında değişen fiyat artışları birçok devleti etkisi altına aldı ve enflasyon rakamları tarihi zirvelere tekrar yükseldi. Avrupa ülkeleri süreçten daha fazla etkilenirken enerjide farklı tedarik alternatifleri bulunmaya çalışılıyor. Ancak kısa vadede mevcut fiyat eğilimini düşürmek pek mümkün gözükmüyor ve arz ülkeleri de üretimi artırmak için anlaşmaya varamıyorlar. Salgının ekonomik etkileri henüz bitmemişken enerji kaynaklı ortaya çıkan kriz fiyatları yukarıya doğru baskılıyor. Ek olarak emtia fiyatları da tarihi zirvelerine yükseliyor. Gıda, değerli maden ve ara mallarda mevcut fiyat baskısını görmek mümkün.

Üretim sürecinin neredeyse her alanında temel bir girdi olan enerji fiyatlarının geçmiş 50 yıla kıyasla ani şekilde sıçraması gelişmekte olan ülkeleri daha kötü etkiliyor. Çünkü genelde enerjide dışarıya bağımlı olan gelişmekte olan ülkeler para birimlerinde değer kaybının etkisiyle enerji fiyat artışından daha fazla etkileniyorlar. Sri Lanka, Peru ve Kolombiya’da yaşanan toplumsal olayları tetikleyen etmenler arasında enerji fiyat artışları nedeniyle temel yaşam malzemelerine gelen zamlar örnek olarak verilebilir.

Tedarik Zinciri ve Gıda Enflasyonu

Dünya Bankası gıda enflasyonu ve tedarik zinciri krizi nedeniyle 12 milyar dolarlık ek destek paketini devreye aldı. İngiltere Merkez Bankası da gıda fiyatlarında artış baskısının artacağına dikkat çekti ve tedarikte sıkıntılı bir sürece girildiğini vurguladı. Birleşmiş Milletlerin açıkladığı gıda fiyat endeksinin son iki yılda yüzde 60’dan fazla yükseldiği göz önüne alındığında gıda fiyatlarında istikrarsızlığın sürmesi beklenebilir. Ukrayna savaşı nedeniyle buğday, yağ ve mısır gibi ürünlerde yaşanılan tarihi fiyat zirveleri de mevcut sürece eklenebilir. Hindistan ve Endonezya’nın farklı gıda ürünlerinde ihracatı kısıtlaması ve Çin’in gıda stoklamasına gitmesi yeni bir krize işaret ediyor.

Pandeminin başından itibaren küresel sebze fiyatları yüzde 150’den fazla artış gösterdi. Arpa, et ve süt gibi ürünlerde de mevcut fiyat baskını görmek mümkün. Tedarikte yaşanılan problemler ve enerji krizi ise gıda ürünlerinde fiyatları daha da yukarıya taşıyabilir. Küresel gıda fiyatlarının artmasının bir yansıması olarak az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yoksul kesimler gıdaya gelirlerinden daha fazla pay ayırmak zorunda kalabilir. Salgın nedeniyle istihdam dışına çıkan 200 milyondan fazla kişi tam anlamıyla yeniden istihdam edilmemişken tedarik, enerji ve gıdada ortaya çıkan ani fiyat artışları ülkelerde toplumsal huzursuzluğun artmasına neden olabilir.

Sonuç itibarıyla küresel bir dalga olarak salgın sonrası fiyatlar artış eğilimine girdi ve pek çok ülke süreçten etkilendi. Üretimde problemler meydana gelirken girdi maliyetleri eski dönemlere kıyasla çok fazla artış gösterdi. Mevcut fiyat baskısının hafiflemesi için enerji ve gıdada yaşanılan krizin son bulması gerekiyor. En önemli çözüm yolu olarak ise devletlerin hane halklarına verdikleri destekleri artırmaları ve üretimi daha planlı hale getirmeleri olabilir.

[Sabah, 7 Mayıs 2022]

Etiketler: