FETÖ Kaynağında Kurutulmalı

FETÖ bizlerin uzun yıllar mücadele etmek zorunda olduğumuz bir terör örgütü.

Modern dünyanın gördüğü en sinsi ve kalleş yapılardan biri Fetullahçı Terör Örgütü! O yüzden sık sık bu köşede FETÖ ile mücadelenin hangi ortamda olursak olalım tavsamaması gerektiğini vurgulamaya çalışıyorum.
Unutmayalım ki FETÖ bizlerin uzun yıllar mücadele etmek zorunda olduğumuz bir terör örgütü.
Yaklaşık 40 yıl gizli bir biçimde örgütlenmiş, devletin kılcallarına sızdırılmış bir yapıdan söz ediyoruz.
Daha dün mahkeme 7 albay, 8 yarbay, 2 üsteğmen, 3 teğmen ve 5 astsubayın FETÖ’den gözaltına alınmasına karar verdi. TSK çatısı altında muvazzaf konumda olan kişilerden söz ediyoruz.
Elbette FETÖ artık Türkiye’de öyle keyfine göre açıktan operasyon yapamıyor. Menfezlerde saklanıyor, yer altında nefes alıp vermeye çalışıyor.
15 Temmuz sonrasında FETÖ’yü öncelikli tehdit olarak gören devlet, imkanları ölçüsünce FETÖ’yle mücadele ediyor.
Bu mücadelede de çok önemli başarılar elde ediliyor.
Gelgelim FETÖ klasik bir terör örgütü değil.
Yeni nesil, melez bir terör örgütünden söz ediyoruz. Gizli, kapalı, terörize yöntemler kullanan, büyük bir ekonomik kaynağa hükmeden, katı bir lider kültünün esas olduğu, mesiyanik bir dini söylem kullanan ABD merkezli fundamentalist bir yapı FETÖ.
FETÖ ile mücadelenin ön alıcı bir tarzda sürdürülmesi son derece önemli. Nasıl ki PKK ile mücadelede 15 Temmuz sonrasında devlet ön alıcı bir terörle mücadele stratejisini hayata geçirdi ve terörü kaynağında kurutmaya başladı, aynı şeyin FETÖ için de söz konusu olması gerekiyor. Evet, FETÖ’nün de sadece Türkiye’de değil, kaynaklarında da kurutulması şart.
Bu noktada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çok ciddi gayreti olduğunu hepimiz görüyoruz.
Cumhurbaşkanı hangi ülkeye giderse gitsin o ülkedeki FETÖ varlığını ortadan kaldırmaya dönük ciddi gayretler gösteriyor.
Bu gayretin Cumhurbaşkanıyla sınırlı olmaması, dış misyonlarımızın, yurt dışındaki kurumlarımızın da FETÖ’yle mücadeleyi öncelikli faaliyet alanı olarak belirlemeleri gerekiyor.
Geleneksel dışişleri diplomatlığı devri bitti artık. Türkiye’nin ihtiyacı olan diplomatlarımızın balolarda sosyalleşmeleri, eğlenmeleri değil, sahadaki mücadelenin neferleri olmalarıdır.
Bu örgüt “pasif destekçileri”nin ve kısmen “aktif destekçilerinin” etkisizleştirilmesiyle çökertilemez.
Operasyonel kadrosuna da, liderine de etki edilmesi, doğrudan Fetullah Gülen’den talimat alan örgüt yöneticilerinin ve ordu, yargı, istihbarat, polis, finans, medya, eğitim, iş dünyası vd alanlara militan devşiren ikincil imamların yurt dışındaki Türkiye karşıtı operasyonlarının engellenmesi gerekir. Nasıl mı? Ben yazarım. Tehlikeye dikkat çekerim. Nasıl olacağının cevabını verecek olanlar belli.
Bir de şu hatırlatma ve uyarıyla bitirmek istiyorum.
Bu alçak terör örgütü 2012’de devlete karşı açıktan güç kullanmaya başladı, 2016’da ise millete karşı açıktan güç kullandı.
Bana öyle geliyor ki FETÖ 2019’a giden dönemde tek tek bireylere karşı açıktan güç kullanmaya çalışacak.
Unutmayalım su uyur düşman uyumaz…

[Sabah, 15 Mart 2018]

Etiketler: