Fedakârlık Sırası Bankalarda

Bu kadar süre faiz indirimine dair hiçbir şey yapmadan bekleyerek, bankalar önemli bir kâr ettiler. Ancak bireysel veya kurumsal kazanımın orta ve uzun vadede ülke ekonomisine de katkı yapması gerekir.

Bankalar, faiz oranları konusunda uzun süre sessiz kaldı. Faiz, tek bir kurum veya ekonomik aktörün sorumluluğuna verilemeyecek kadar kapsamlı ve stratejik bir mesele ülke ekonomisi için. Yatırım, üretim ve istihdam üzerindeki etkisinden dolayı, ekonomideki tüm aktörler elini taşını altına koymak zorunda.

Bu konuda bankalar iyi bir sınav vermedi. Bankalar uzun zamandır uyguladıkları faizlerde bir değişikliğe gitmeyerek, üç maymunu oynadı. Ancak Merkez Bankası’nın son 7 ayda faiz indirimi bankaların da faiz konusunda bir adım atmaları için üzerlerinde bir baskı oluşturdu.

Son olarak Başbakan Yıldırım’ın açıklaması üzerine, bankalar art arda faiz indirmeye başladı.

PEKİ BANKALAR, FAİZ İNDİRMEK İÇİN NEDEN BU KADAR BEKLEDİ?

Bir defa artık, ekonomide tüm kurumların ve aktörlerin önceliği ülke ekonomisi olmalı. Eğer Türkiye ekonomisinin yüksek gelirli ekonomilerden birisi olmasını hedefliyorsak, bankalar kendi pozisyonlarını korumak için ülkenin makro ekonomik öncellikleri göz ardı etmemelidir.

Bu noktada, ekonomik üretimde yatırımları finanse eden bankaların da sorumlu davranması gerekiyor. Ekonomideki iyileşme ve gelişme, son aşamada herkesi, hepimizi olumlu etkiliyor.

Dolayısıyla, Merkez Bankası’nın tek başına faiz indirmesi yeterli değil. Eğer faiz indiriminin yatırımlar ve ekonomik büyüme üzerinde olumlu etkisinin artması isteniliyorsa, bankalar da üstlerine düşen görevi yerine getirmelidir.

Geçmiş dönemlerde Merkez Bankası’nın fiyat istikrarını öne sürerek, ekonomik büyüme, yatırım ve istihdamı arka plana iten gündemi de, artık geçerli değil.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sürekli olarak faiz indirimi konusunda yaptığı uyarının ardından, Başbakan Binali Yıldırım’ın açıklamaları, bankaları harekete geçirmiş görünüyor. Demek ki, bankaların faiz indirimi manevrası yapabilecekleri bir alan vardı.

Bu kadar süre faiz indirimine dair hiçbir şey yapmadan bekleyerek, bankalar önemli bir kâr ettiler. Ancak bireysel veya kurumsal kazanımın orta ve uzun vadede ülke ekonomisine de katkı yapması gerekir.

FED FAİZ ARTIRIRSA, TOP BANKALARDA OLACAK

Amerika’dan gelen ekonomik veriler, Aralık ayında Amerika Merkez Bankası’nın (FED) faizleri artıracağı yönündeki beklentileri artırıyor. Faiz artışının olması durumunda, Türkiye’deki ekonomik verilerin olumsuz etkilenmemesi için gözler Merkez Bankası’na çevrilecek.

Ancak, Merkez Bankası’nın yanında bankalar da ekonomiye destek olmak zorunda. Yani, top bankalarda olacak.

“Bankaların görevi bu mudur?” sorusunun cevabı, çok kısa ve net: Evet. 2008 küresel ekonomik krizden sonra, ekonomik üretimi ve istihdamı teşvik eden ve koruyan, merkez bankalarının yanı sıra bankalar da önemli görevler ifa ettiler.

Ayrıca, bankaların görevi tam da budur. 2017-2019 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program’da 2019 yılı için öngörülen ekonomik büyüme rakamı yüzde 5. Bu hedefin gerçekleşebilmesi için yatırımlara, yatırımlar için de sermayeye ihtiyaç var.

Sermaye sağlayacak ilk adreslerden olan bankaların uyguladıkları faiz oranları, ülkenin ekonomik büyümesinde başlangıç noktasını oluşturuyorsa, bankalar da fedakârlık yapmalı.

Yatırımlar faiz oranlarının yüksek olmasından dolayı olumsuz etkileniyorsa, üretim ve istihdam rakamlarını aşağı çeken bir sistem varsa, bunun değişmesi kaçınılmaz. Yüksek faiz uygulamasıyla tek bir kazananın olduğu bir formülasyon, Türkiye ekonomisini hedeflerinden uzaklaştırır. Ne böyle bir lüksümüz var, ne de bunun için kaybedecek zamanımız.

Bankalar da, kendi kârlarından bir süre fedakârlık ederek, paradan para kazanma sistemini, yatırım ve üretim sistemine kaynak sağlayarak kazanmaya dönüştürmeli.

Faiz oranlarıyla doğrudan ilgili olan enflasyon konusu da var bir de. Enflasyon-faiz sarmalının kısır bir döngüde tekrar ortaya çıkmaması için de faizlerin düşürülmesi önemli.

[Yeni Şafak, 3 Kasım 2016]

Etiketler: