Fani Mustafa Kemal

Toplum normalleşmeden, olması gereken yere gelmeden, toplumu oluşturan alt gruplar bulundukları yeri kabullenip sindirmeden Mustafa Kemal'i fanileştiremeyiz.

Bir türlü beceremedik Mustafa Kemal’i fanileştirmeyi. Ve bu Kemalisti, muhafazakarı, seküleri, İslamcısı, sağcısı, solcusu hepimizin ortak beceriksizliği. Türk tarihinin kırılma noktalarından birisinde oldukça önemli bir rolü ve birden fazla kimliği olan tarihi bir şahsiyet olarak kabullenemedik.

Onu her hal ve şartta yüceltmeye çalışanları zaten biliyoruz; en iyi, en güzel, en yakışıklı, en zevkli, en nüktedan, en cesur, en yakışıklı Mustafa Kemal. Hatta bazıları için en bile yeterli değil mutlak ve yegâne.

Örneğin yegâne devlet adamı Mustafa Kemal.

Başka bir devlet adamının iyi meziyetlerinden bahsedildiğinde hemen bozuluyorlar.

Mukayese edilmediği halde Mustafa Kemal’le mukayese edilmiş de Mustafa Kemal eksik bulunmuş gibi tepki veriyorlar. Bir de tabii onu yerine göre tanrı, yerine göre peygamber, bir siyasi kişiliğin siyasi rakipleri ile tek taraflı hesaplaşması olan meşhur nutkunun iki kapak arasına girmiş halini kutsal kitap sayanlar var. Bu satırları okurlarsa Nutuk’un böyle tanımlanmasını bile hakaret olarak algılayacaklar. Yapacak bir şey yok, profesyonel yardım almalarını tavsiye etmekten başka.

Diğer tarafta ise kötülemekten fanileştiremeyenler var. Onlar için de her kötülüğün anası Mustafa Kemal.

Yolunda gitmeyen ne varsa Mustafa Kemal yüzünden, yaptığı her iş kötü ve bütün eylemleri isteyerek ve dileyerek zarar vermek için tasarlanmış. Tam zıddında ama aynı düzlemde duruyorlar Mustafa Kemal’i yüceltmekten fanileştiremeyenlerle. Yüceltenler için nasıl tanrı veya peygamber oluyorsa, kötüleyenlerin bir kısmı için şeytan veya deccal oluyor.

Kendisine ne atfediliyorsa biraz hepsi biraz da hiçbiri olan bir Mustafa Kemal var aslında. Bir Osmanlı subayı, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı, İstiklal Harbi gazisi, önemli bir komutan ve devlet adamı, zihninde toplumun hangi yöne evrilmesi gerektiğiyle alakalı bir ajanda olan bir reformcu, ajandasını gerçekleştirmek için gerekirse cebir ve şiddeti bir hak olarak gören bir yönetici, vulgar bir aydınlanmacı, radikal laiklik politikalarının en şedit uygulayıcısı, ezanın orijinalini yasaklayan camilere masa sıra koymayı hayal edip uygulayamayan bir politikacı…

Liste detaylandırılıp uzatılabilir. Yine de Mustafa Kemal’in iyi ya da kötü tüm yönlerini içeren bir tanımlama yapmak mümkün değil. Çünkü bu topraklar için zamanın oldukça hızlı aktığı bir dönemin insanı. Üstelik sıradan bir insan değil akışı kontrol edenlerin başındaki kişi.

Tam da bu nedenle Mustafa Kemal’i konuşarak Mustafa Kemal’i fanileştiremeyiz, normalleştiremeyiz.

Toplum normalleşmeden, olması gereken yere gelmeden, toplumu oluşturan alt gruplar bulundukları yeri kabullenip sindirmeden Mustafa Kemal’i fanileştiremeyiz. Toplumdaki doyumsuz çıkar grupları haksız yere elde ettikleri öncelik ve çıkarlarını artık ellerinde tutamayacaklarını anlayıp kabullenmedikçe Mustafa Kemal’i yüceltmeye devam edecekler. Diğerleri azınlık psikolojisinden kurtulup çoğunluk olduklarını anlamadıkça Mustafa Kemal’e kör bir düşmanlık beslemeye devam edecekler.

Herkes yerini konumunu anlayıp, sindirip, icaplarına göre hareket etmeye başladığında Mustafa Kemal’i fanileştirebilecek, normalleştirebileceğiz.

O zamana kadar gerçek konumlarımızda olmamamızın doğurdu sorunları Mustafa Kemal üzerinden birbirimizin yüzüne vurmaya devam edeceğiz.

[Takvim, 19 Mayıs 2017]

Etiketler: