Referandum ve Siyasal İletişim Stratejileri


  • Tarih : 23/03/2017
  • Saat : 16:00 : 18:00
  • Yer : SETA İstanbul
  • Bitiş  : 23/03/2017
  • Adres : Defterdar Mah. Savaklar Caddesi. No:41-43

  • Moderatör : Turgay Yerlikaya, SETA
  • Konuşmacılar :İsmail Çağlar, SETA

    Halime Kökçe, Star

    Kübra Güran Yiğitbaşı, Marmara Üniversitesi

SETA İstanbul Toplum ve Medya Araştırmaları Direktörlüğü, 23 Mart Perşembe günü Turgay Yerlikaya’nın moderatörlüğünde “Referandum ve Siyasal İletişim Stratejileri” başlıklı bir panel düzenledi. SETA Toplum ve Medya Araştırmaları Direktörü İsmail Çağlar, gazeteci Halime Kökçe (Star gazetesi) ve Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Kübra Güran Yiğitbaşı’nın konuşmacı olarak katıldıkları panelde Türkiye’nin içerisinde bulunduğu referandum süreci ve süreç içerisindeki siyasal iletişim stratejileri detaylı bir şekilde masaya yatırıldı.

İlk konuşmacı olarak söz alan İsmail Çağlar, referandum kampanyalarının içeriğine dair kapsamlı yorumlarda bulundu. Kampanyaların genel hatlarını siyasi ve teknik açıdan ele alan Çağlar, bir kampanyada siyasi içeriğin kuvvetli olması gerektiğini ve bu kuvvetten yoksun kampanyaların teknik açıdan ne kadar kaliteli olursa olsun toplumda karşılık bulmadığını ifade etti. AK Parti’nin kampanyaları üzerinden örnekler veren Çağlar, kampanya içeriklerini “duygusal ve somut içerik” şeklinde ele aldı. Somut içerikte nelerin yapıldığının ve hükümet devam ettikçe nelerin yapılacağının sıralandığını, duygusal içerikte ise “Büyük Türkiye” gibi sloganik bir üslupla hedef ortaklığı sağlandığını ifade etti. Somut içerikteki yeterlilikle kampanyadaki aksaklıkların kamufle edebileceğini dile getiren Çağlar, seçim kampanyalarının teknik boyutu ile siyasi boyutu arasındaki pozitif ilişkiyi “evet” kampanyası ile görmekte olduğumuzu dile getirdi. 7 Haziran ve 1 Kasım tarihlerinden örnekler sunan Çağlar, artık seçim stratejilerinin makro düzeyden mikro düzeye geçtiğini belirterek, seçim kampanyalarındaki konvansiyonel siyasal iletişim stratejilerinin bittiğini ve yapısal değişiklikler gözlemlediğini ifade etti.

Panelin ikinci konuşmacısı Halime Kökçe, Çağlar’ın bahsettiği değişimin, kampanya türünün Anayasa referandumu kampanyası olmasından kaynaklandığını ve Anayasa referandumunun kendi içinde bir zorluk taşıdığını dile getirerek konuşmasına başladı. Kökçe Türkiye’de Avrupa’ya nazaran parti asabiyesinin ve demokrasi ihtiyacının yüksek olduğunu ve bu sebeple kampanyaların konvansiyonel olduğunu belirtti. Kampanyaların lobicilik oluşturmasından ziyade direk halka ulaşmasını daha doğru bulduğunu ifade eden Kökçe, siyasetteki ana unsurun güvene dayandığının altını çizdi. Kökçe “evet” cephesinin değişimi ve demokrasi ihtiyacını, 12 seçim kazanmış siyasi aktörlüğü, 15 Temmuz’da devleti darbe girişiminden kurtaran halkı, hendek terörüne karşı gerçekleşen başarılı mücadeleyi, Batı’nın söylemlerine ve dayatmalarına karşı çıkan kanadı, vesayet ve darbelere karşı mücadeleyi ve Erdoğan figürünü temsil ettiğini dile getirdi. “Hayır” cephesinin ise statükoyu, 1950’lerden bu yana bütün demokratik seçimleri kaybetmişliği, 15 Temmuz’a tiyatro diyen ve PKK’nın söylemlerini meşrulaştıran siyasi aktörlüğü, vesayeti savunarak milletin iradesinin sandığa yansımasına mani olacak kanadı ve Kılıçdaroğlu figürünü temsil ettiğini belirtti.

Kübra Güran Yiğitbaş ise 15 Temmuz Darbe Girişimi ve Batı ile olan ilişkilerin sertleşmesiyle toplumda huzursuzluk ve güven ihtiyacı oluştuğunu, toplumun geleceğe olumlu bakmak istediğini, “evet” kampanyasının bu beklenti ve taleplere “hayır” kampanyasına nazaran daha iyi yanıt verdiğini dile getirdi. “Evet” kampanyasının “Güçlü millet!” sloganlarıyla yürütülmesini doğru bir strateji olarak gördüğünü söyleyen Yiğitbaş, “hayır” kampanyalarının kendilerine oy devşirmeye çalışan mesajlarını ve negatif bir dille oy talep etmelerini doğru bulmadığını dile getirdi. Konuşmasında genel olarak Cumhurbaşkanı’nın söylemlerine değinen Yiğitbaşı, Erdoğan’ın terörle mücadele, tek adamlık meselesi, ekonomi ve savuma sanayiine atıfta bulunmakla beraber söylemlerini tek tek anayasa maddelerini açıklama yönünde gerçekleştirdiğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Sakarya şiirini okumasını milli ve manevi değerlerin kuvvetlenmesi yönünde bir söylem olarak değerlendiren Yiğitbaşı, Erdoğan’ın “Kale içeriden fethedilir.” söylemiyle kadınların ve gençlerin rolüne yaptığı atıfa dikkat çekti.

“Referandum ve Siyasal İletişim Stratejileri” paneli soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.