2011’de birçok bölge ülkesinde olduğu gibi Yemen’de de siyasal değişim talepleri ile başlayan ayaklanmalar uluslararası güçlerin müdahalesi ile vekâlet savaşlarına dönüştü. Yaklaşık yedi yıldır devam eden ve kazananı olmayan bu hesaplaşma gittikçe daha ağır sonuçlar üretmeye devam ediyor. Birleşmiş Milletler ve çeşitli gözlemci grupların zaman zaman yayınladıkları raporlara bakıldığında Yemen’de iç savaşın muhtemel senaryolar içinden en kötüsüne doğru gittiğini söylemek abartı olmayacaktır: Ülkenin eğitim ve sağlık kurumları büyük ölçüde işlevselliğini yitirmiş durumda. 24 milyonluk nüfusun üçte ikisi açlıkla karşı karşıya ve temiz suya erişimi yok. 3.3 milyon insan kıtlık bölgesinde yaşıyor. 2 milyon çocuk yetersiz besleniyor. En az 160 sağlık kurumu ve binası saldırıya uğradı. Kamusal hizmetlerin büyük ölçüde sekteye uğraması şehirlerde çöp yığınlarının birikmesine yol açtı. Salgın hastalıklar yüz binleri etkiliyor.

Bu noktada akla gelen sorular kısaca şu şekilde ifade edilebilir: Ülke bu noktaya nasıl sürüklendi? İç savaşın tarafları kimler? Yakın zamanda iç savaşın bitmesi mümkün mü?

7 Mart Çarşamba günü SETA İstanbul’da düzenlenecek olan panelde Yemen’deki siyasi kriz ve insani trajedi bu sorular etrafında tartışılacaktır.