Darbe Davalarının Seyri

Türkiye’nin gündemi sürekli yoğun olduğu için darbe ve FETÖ davaları ile ilgili gelişmeler yeterince gündemin ön sıralarına gelemiyor.

Türkiye’nin gündemi sürekli yoğun olduğu için darbe ve FETÖ davaları ile ilgili gelişmeler yeterince gündemin ön sıralarına gelemiyor. FETÖ ile mücadeleyi ve yargılama süreçlerini ilk günden itibaren her anlamda takip eden medya organları olmasına rağmen mevcut durum bu.

Medyanın bir kısmı davaları muhabir düzeyinde bile takip etmiyor. Ajans haberleri ile yetiniyor. Bu tip medya organları, sadece yargılanan eski gazetecilerle ilgili bir gelişme olduğunda haberi öne çıkarmayı tercih ediyor. Ama öne çıkardığı husus da genelde söz konusu eski gazeteciyi koruma refleksine dayanıyor.

Örneğin, son günlerde Altan kardeşlerin yargılandığı dava ile ilgili öne çıkarılan haberlere bakarsanız, söz konusu medyanın bu konudaki tavrını kolayca anlayabilirsiniz.

Savunma yaparken mahkeme heyetinin tehdit edilmesini, bu medyanın olumlu olarak yansıttığını görürsünüz. Söz konusu kişinin, kendisini yargılayan yargıçları “giyotine göndermekle” tehdit etmesini ya da yargıçlara “hapishanede öleceksiniz” efelenmesinin yine bu medyada sorun edildiğini görmezsiniz.

***

Hem fiilî darbe davalarında hem de FETÖ yargılamalarında mahkemeler bu güne kadar çok önemli kararlar verdiler. Birçok davanın ilk derece mahkeme safahatı tamamlandı. Bizzat fiilî darbe davalarının, 48’inin ilk derece mahkeme süreçleri sonuçlandı. Başbakan Binali Yıldırım, 2 Şubat’ta darbe davalarının müşteki avukatlarıyla bir araya geldiği toplantıda, 55 ilde 298 darbe davasının görülmekte olduğunu belirtmiş ve güncel rakamları açıklamıştı.

Ankara’da Fahri Kasırga’nın kaçırılması, Türk Telekom baskını ve TÜRKSAT baskını davası gibi 9 önemli darbe girişimi davası sonuçlanmış durumda. Sadece bu 9 davanın sonucuna bile bakıldığında, mahkemelerin suçlu ve suçsuz ayrımına yönelik toptancı bir yaklaşımla yargılamaları yapmadığı açıkça görülüyor.

Örneğin bu davaların sonucunda, önemli bir kısmı müebbet ve ağırlaştırılmış müebbet olmak üzere 205 darbeci ceza aldı. Ama diğer taraftan 148 sanık da sadece bu 9 davada beraat etti.

7 Şubat’ta, Kara Harp Okulundan helikopterle Genelkurmay’a giderek darbe girişimine destek oldukları iddiasıyla 8’i rütbeli, 156’sı Kara Harp Okulu kursiyeri 164 kişi hakkında açılan dava, Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesinde sonuçlandı. Ve sanıklardan 100 askerî öğrenci hakkında “suç işleme kastı olmadığı” gerekçesiyle beraat kararı çıktı.

İstanbul ve diğer şehirlerdeki davalardan da sonuçlananlar var. Birçoğunun duruşmaları son aşamaya gelmiş durumda. 2018 sonu itibarıyla bu davaların hemen hemen hepsinin ilk derece mahkeme süreçlerinin sonlanacağı ilgili makamlarca açıklandı.

Genelkurmay Çatı, Akıncı ve İstanbul’daki Darbe Girişimi Ana Davası gibi davalar, yargılanan kişi sayısı fazla olduğu için biraz daha uzayacak gibi.

Çünkü FETÖ’cüler bu mahkeme süreçlerini örgütsel bir stratejiye dayanarak götürdükleri için savunmalar uzun sürüyor. Savunmalarında uzun uzun mesleki geçmişlerini anlatarak ama 15 Temmuz’da yaşadıklarını çok kısa tutarak yalan üzerine kurulu ve inkâra dayanan savunma taktiğini hâlâ sürdürüyorlar.

Ama bu taktiktekilerinin bir işe yaramadığını sonuçlanan her davada bir kez daha görüyorlar.

2019 sonrasında, siyasi iklimin değişeceğine yönelik, örgütün çözülmemesi için FETÖ’nün uyguladığı strateji boşa çıktı.

İttifakların şekillenme durumu ve yeni oluşumların bekleneni vermemesi, FETÖ’cülerin bahar beklentisini çoktan kışa çevirmiş durumda.

Ama tüm bunların ötesinde, FETÖ ve darbe davalarının hem siyaset hem medya hem de kamuoyu tarafından gündemin üst sıralarındaki yerinin korunması gerekiyor. Şehit ve gazi yakınlarının kendilerini yalnız hissetmemeleri için de bu duyarlılık önemli.

 

[Türkiye, 15 Şubat 2018]

Etiketler: