CHP-İYİ Parti İttifakı Başlamadan Bitebilir

Bazı büyükşehir ve illerde kazanım elde etmek için İYİ Parti'nin bırakalım iktidar alternatifi olmayı ana muhalefet olma pozisyonundan bile vazgeçerek yavru muhalefet pozisyonuna demir attığını görmekteyiz.

CHP ve İYİ Parti arasında süren ittifak görüşmeleri nihayet somut bir sonuç verdi. Çarşamba günü yapılan açıklamaya göre iki parti 21 büyükşehirde işbirliği yapma kararı aldı. İYİ Parti Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya, Aydın, Muğla, Tekirdağ, Hatay, Eskişehir, Bursa ve Adana’da aday çıkarmayacak ve CHP’nin adayını destekleyecek. Bunun karşılığında CHP de Balıkesir, Kocaeli, Denizli, Manisa, Konya, Samsun, Trabzon, Kayseri, Sakarya ve Gaziantep’te aday çıkarmayacak ve İYİ Parti’nin adayını destekleyecek. Daha önce İYİ Parti’nin aday açıkladığı Mersin, Erzurum ve Ordu işbirliği kapsamı dışında bırakıldı. Burada her iki parti de kendi adayı ile seçime girecek. Bu büyükşehirler dışında kalan iller ve metropol ilçelerde ittifak için görüşmelerin sürdürüleceği kaydedildi. Eğer işbirliği imkanı bulunamazsa partiler kendi adaylarıyla seçime girecekler. Ankara, İstanbul ve İzmir gibi üç büyük metropol başta olmak üzere aday olarak hangi isimlerin düşünüldüğü ise henüz netleşmiş değil.

Bilindiği üzere Ankara’da Mansur Yavaş ismi üzerinde bir uzlaşı sağlanamadı. Mansur Yavaş İYİ Parti adayı olmayı reddetti, CHP’yi istedi. CHP ise Yavaş’ı İYİ Parti’den aday olması halinde destekleyeceğini söyledi. Buradan çıkan sonuç Ankara’da kendi adayını çıkarmak isteyen CHP’nin Yavaş ismine sıcak bakmadığı ve işi yokuşa sürdüğü. İstanbul’da durum biraz daha farklı. Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun adaylığına nerdeyse kesin gözüyle bakılıyor. Partinin kamuoyunu İmamoğlu’na ısındırma hamleleri daha açık bir hal alırken, İYİ Parti’den bu konuda henüz lehte veyahut aleyhte bir açıklama gelmiş değil.

İYİ Parti iddiasını kaybetti

Ortaya çıkan bu tabloyu değerlendirecek olursak İYİ Parti’nin Ankara, İstanbul ve İzmir gibi sembolik değere sahip metropollerden aday çıkarmama kararı alarak ülkeyi yönetme iddiasından vazgeçmiş olduğunu söyleyebiliriz. Oysa İYİ Parti 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ortak Cumhurbaşkanı adayı çıkarma –özellikle Abdullah Gül söz konusu olduğunda– konusunda Millet İttifakı’na büyük zorluk çıkarmıştı. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener Meclis dışında kalmayı göze alarak Cumhurbaşkanlığına kendisi aday olmuştu. Bu cesur tavır CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu tarafından gösterilememişti. Ancak gelinen noktada İYİ Parti’nin ideallerinden vazgeçerek daha pragmatist bir çizgiye kaydığını söyleyebiliriz. Bazı büyükşehir ve illerde kazanım elde etmek için İYİ Parti’nin bırakalım iktidar alternatifi olmayı ana muhalefet olma pozisyonundan bile vazgeçerek yavru muhalefet pozisyonuna demir attığını görmekteyiz. Bunun parti içinde rahatsızlık uyandırdığı, özellikle MHP kökenli bazı üst düzey isimlerin istifayı dahi düşündüğü kulislerde konuşulmakta. Özetle İYİ Parti’nin rant paylaşımı adına ülkeyi yönetme ve iktidar iddiasından vazgeçtiği tespiti yapılabilir.

Hedef iktidar olmak değil rant paylaşmak

CHP kanadına baktığımızda ise Ankara, İstanbul ve İzmir’de İYİ Parti’nin desteğini almak adına ya da başka bir ifadeyle AK Parti’ye kaybettirmek uğruna haddinden fazla taviz verdiğini belirtmek gerekir. CHP Anadolu’da çok sayıda ve kritik öneme sahip büyükşehri İYİ Parti’ye bırakmış oldu. Bu durumun ilgili büyükşehirlerin parti teşkilatlarında tepki çekeceği hiç şüphesizdir. Balıkesir’de adaylığın İYİ Parti’ye bırakılmasıyla şimdiden yaşanan hırgür bunun en güzel örneği. Bu rahatsızlığın temel nedeni yerel seçimlerin milletvekili seçimlerinden farklı olarak bir rant paylaşımı boyutuna sahip olmasıdır. Yerel yönetimin bir başka partiye bırakılması tamamıyla parti teşkilatlarının kaynaklardan uzak kalmak anlamına gelmektedir.

Sonuç olarak, İYİ Parti’de rant için iktidardan vazgeçmek, CHP’de ise iktidar için rant paylaşımı noktasında haddinden fazla taviz vermiş olmak temel rahatsızlık konusu olacaktır. Bu durum İYİ Parti’de parti yönetiminin zirvesini karıştırırken, CHP’de ise alt tarafta yani yerelde homurdanmalara ve istifalara yol açacaktır. Ayrıca, iki partinin birbirini destekleme kararı aldığı yerlerde aday gösterilecek isimlerin kimlik ve ideolojik eğilimleri de sıkıntı sebebi olabilir. Bu iki durum partiler ittifak konusunda el sıkışmış olsalar bile ittifakın başlamadan sona ermesi sonucunu çıkarabilir. Şehircilik konusunda çarpıcı ve somut bir perspektif ortaya koyamamış olmak ve ittifak pazarlıklarının çok fazla uzaması gibi nedenlerle zaten bir heyecan yaratamayan muhalefet partilerini sıkıntılı günler bekliyor.

[Sabah, 15 Aralık 2018]

Etiketler: