Çağın Okur Yazarı Olmak

Dünyamızda olup bitenleri anlayabilmek, insanlığın ürettiği bilgiden haberdar olabilmek, bir kavrayış sahibi olabilmek, hakikati anlamaya doğru yolculuk yapabilmek için yapılması gereken ise “çoklu bilgi alanında birikim sahibi olmaktır”.

Hep siyaset üzerine yazılar yazıyorum. Siyasetin aktif alanı dışında da yazılar yazmak istiyorum. Eğer okuyucularım olumlu tepki verirse; aile, eş ilişkileri, psikiyatri/psikoloji alanında kitap tahlilleri, yönetim, liderlik analizleri vb. alanlarda yazabilirim. Bugün “çağın okur yazarı nasıl olunabilir?”, “Entelektüel birikim nasıl elde edilebilir?” üzerine yazacağım.

NASIL ÇAĞIN OKUR YAZARI OLUNUR?

Aslında “nasıl entelektüel olunur?”, “Nasıl çağın okur yazarı olunur?” soruları peşine düşmek benim için eski bir sorunsal. İstanbul Tıp Fakültesi öğrencilik yıllarımda da tıbbın bilgisini öğrenmek kadar, belki de daha fazla, düşünce dünyasını “bilme” ve “anlama” peşine düştüm. O zaman ki sorun, bir metodolojiye sahip olmamaktı. Dönemin İslamcılığının çeviri kitaplar üzerinden sistematik olmayan okuma tarzı, birikim oluşturmayı zorlaştırıyordu.

Dağınık ve sistematik olmayan okuma yerine benim ulaştığım metot şöyle: Birikim elde etmek istediğin alanın “giriş dersi” ile okumaya başlamak. Örneğin sosyoloji eğitimi almamış bir tıp doktoru isen, üniversitelerde “sosyolojiye giriş” adıyla okutulan ders kitabı ile başlanabilir. Bu ders kitabının, textbook, içindekiler bölümüne fazlaca vakit ayırmak gerekir. Çünkü bu kısım aşağı yukarı diğer tüm giriş kitaplarında benzerdir. Yani sosyoloji biliminin temel ilgi alanlarını görme imkanımız olur. Giriş kitabındaki bölüm başlıkları aynı zamanda diğer ders kitaplarının başlıklarıdır. Örneğin bir psikolojiye giriş ders kitabındaki bölüm başlıkları psikolojinin alt alanlarını gösterir. Örneğin, sosyal psikoloji, klinik psikoloji, bilişsel psikoloji adlarında ders kitapları vardır. Bu giriş kitapları okunurken, alanın öncü isimlerine dikkat etmek gerekir. Çünkü eğer o alanda daha fazla derinleşmek istersek, bu kişilerin eserlerini okumamız gerekir.

PSİKOLOJİ ÖĞRENMENİN YOLU

Entelektüel bilgi edinmenin en önemli engeli bir okuma sistematiğine sahip olmamaktır. Örneğin psikoloji alanına meraklı bir çok okur, işe Sigmund Freud veya Alfred Adler okumakla başlar. Bu metot kişiyi genellikle içinden çıkılmaz bir hale sürükler. Ya kısa zamanda vazgeçer. Ya da psikoloji bilgisine sadece bir pencereden bakacak bir yanılsama içine girmiş olur. Freud’dan alıntılar yaparak konuşan, ama psikiyatri ve psikoloji biliminin ürettiği bilgiyi bütüncül kavrayamayan bir çok insan gördüm. Halbuki yapılması gereken, bir psikolojiye giriş kitabı ardından psikoloji ekollerinin gelişimini karşılaştırmalı olarak inceleyen bir kitabı (örneğin Schultz’un Kaknüs Yayınları’ndan çıkan “modern psikoloji tarihi”) okumaktır. Sonrasında da Freud ve psikanaliz ile ilgili diğer metinler okunabilir.

İLİM ALANINDA GİRİŞ DÜZEYİNDE HABERDAR OL!

Dünyamızda olup bitenleri anlayabilmek, insanlığın ürettiği bilgiden haberdar olabilmek, bir kavrayış sahibi olabilmek, hakikati anlamaya doğru yolculuk yapabilmek için yapılması gereken ise “çoklu bilgi alanında birikim sahibi olmaktır”. Örneğin sadece psikoloji bilmek yetmez, sosyoloji, felsefe, edebiyat, tarih, hukuk, sanat ve doğa bilimleri vb. alanlarda da en azından giriş düzeyinde birikim elde etmek gerekir. İlk anda zor gibi gelen bu çoklu alanda birikim elde etme yaklaşımı, bir metodoloji çerçevesinde üstesinden gelinebilecek bir durumdur. Sadece bir alanda uzmanlık bilgisine sahip olmak, diğer alanlardan en azından giriş düzeyinde bilgi sahibi olmamak, çağın okur yazarı olmaya engeldir.

Yaşadığımız dünya oldukça komplike bir dünya. Etrafımızda olan bitenleri anlamak bir çaba gerektiriyor. Kendi yolumuzu bulma birikimi ve çabasına sahip olmadığımızda, olup bitenleri anlayamaz hale geliyoruz. Sürükleniyoruz. Bu sebeple “çağın okur yazarı olmak” sadece bir hobi değil bir gereklilik. Yolumuzu, inancımızı bulmak, erdemli yaşamak için bilme ve anlama çabası içinde olmak gerek.

[Star, 6 Temmuz 2015]

Etiketler: