Burası dönüm noktası.
Türkiye on altı yıl boyunca tırmandı. Bir yokuşu çıktı.
Şimdi tam tümsekteyiz. Ya o tarafa ya bu tarafa düşeceğiz.
Bıçak sırtında bir durum.
On altı yıl önce bu ülkede kişi başına düşen gelir 2000 dolar civarıydı. Bugün on bin dolara çıktı.
Fakirdik. Zenginleşiyoruz.
Zayıftık güçleniyoruz. Güvensizdik güvenlik tedbirleri alıyoruz.
Bağımlıydık. Bağımsızlaşma yolundayız. Türkiye’nin yerli bir piyade tüfeği bile yoktu.
Bugün dünyanın en iyi piyade tüfeklerinden birini üretiyoruz. Atak helikopterini satıyoruz. Altay tankını yapıyoruz. Yerli füze sistemleri üzerinde çalışıyoruz.
İnsansız hava araçlarıyla savaşıyoruz. Fırat Kalkanı ve Zeytindalı gibi operasyonlarda kendi mühimmatlarımızla vuruyoruz.
Bu ülkede hastane sorunu vardı.
Bugün dünyanın en iyi sağlık hizmeti veren ülkelerden bir olduk.
Bu ülkede yollar yoktu. Yollar inşa edildi. Köprüler ve tünellerle tüm ülke inşa edildi. Üniversite sayısı kısıtlıydı. Bugün yüzlerce üniversite var. Muazzam kampüsler kuruluyor.
Tabi biz güçlendikçe düşmanlarımız arttı. Hem içeride hem dışarıda. Türkiye güçlenmesin diye AK Parti iktidarını bitirmek istiyorlar. Erdoğan’ı indirmek istiyorlar.
Bunun için ittifak kurdular. İttifakta dört parti var gibi. Ama dahası var.
HDP de bu ittifakın bir parçası.
Kimse kusura bakmasın. En büyük destekçileri FETÖ ve onun sahipleri.
Önce Erdoğan’ı düşürmeyi hedeflediler. Baktılar olmuyor.
Meclisi kilitlemenin peşine düştüler.
Ülkeyi yönetilemez hale getirmeye çalışacaklar. Hepsi bir araya geldiler.
Aralarındaki farkları bırakıp düşmana odaklandılar.
Batılı ülkelerin desteğini aldılar. Almanya ve Amerika başta olmak üzere Türkiye’yi kontrol altında tutmak isteyen tüm ülkeler bu işin parçası. Gidin bakın batı medyasına ne demek istediğimi anlarsınız. Bugün hala Alman medyasının tek derdi Erdoğan.
Hala ona hakaret eden kapalar çıkartıyorlar. Türkçe propaganda yapıyorlar. Tek dertleri var.
Türkiye’nin istikrarlı büyümesini engellemek.
Maalesef Türkiye’de iktidar mücadelesi için kendini buna araçsallaştıracak partiler ve hareketler var. Ülkenin varmak istediği hedef umurlarında bile değil. Onlar da Erdoğan gitsin de ne olursa olsun havasındalar.
Kendilerinin iktidara gelme ihtimalini bile düşünmüyorlar.
Bakar mısınız Saadet Partisi’ne. Kime ve neye hizmet ettiklerini düşünmüyorlar.
Kendilerine etmediklerini ben söyleyebilirim. Ama doğaldır.
Olacak böyle şeyler. Sorsanız bir sürü şikayetleri vardır. Ama bu uğurda peşine takıldıklarına dönüp bir baksınlar. Görürler mi bilmem ama hiç hoş bir konumda değiller.
Türkiye’yi kurmak isteyenlerle değil yıkmak isteyenlerle birlik olmak benim şahsen hiçbir zaman hazmedemeyeceğim bir durum.
Türkiye’nin normalleşmesini sağlayacak tek şey büyümedir.
Tam da bu nedenle Türkiye’yi kontrol etmek isteyenler büyümesini engellemenin peşinde.
Ama başaramayacaklar. Bu milletin irfanını yenemeyecekler.
Bu millet büyümeye sahip çıkacak.
[Takvim, 23 Haziran 2018]
Paylaş
Etiketler:
- Siyaset
- Yorum
- 24 Haziran 2018 Erken Genel Seçim Sonuçları
- 24 Haziran 2018 Erken Genel Seçimleri
- Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti)
- Almanya
- Askeri Harekat
- Askeri Operasyon
- Başkanlık Seçimi
- Batı
- Cumhurbaşkanlığı Seçimi
- Erken Seçim
- Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ)
- Fırat Kalkanı Harekatı (FKH)
- Fırat Kalkanı Operasyonu
- Halkların Demokratik Partisi (HDP)
- İktidar
- Normalleşme
- PKK ile Mücadele
- Recep Tayyip Erdoğan
- Savaş
- Seçim Sonuçları
- Sınır Güvenliği
- Sınır Ötesi Askeri Harekat
- Sınır Ötesi Askeri Operasyon
- Suriye Sınır Güvenliği Politikası
- Takvim Gazetesi
- Terörle Mücadele
- Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)
- Türkiye'nin Suriye Stratejisi
- Türkiye'nin Terörle Mücadelesi
- Türkiye’nin Sınır Güvenliği
- Ulusal Güvenlik
- Üniversiteler