Bu Yazıyı Okumadan Oy Vermeyin!

Referandumla ilgili herhangi bir yorum yapmak yasak. Ben de referandumdan hiç bahsetmeden, daha önceden yazılmış çizilmiş, söylenmiş sözleri köşeme taşımaya karar verdim.

Malum seçim yasakları var.

Referandumla ilgili herhangi bir yorum yapmak yasak. Öte yandan Türkiye’nin gelecek yıllarını şekillendirecek bu kadar önemli bir oylama gününde başka bir konudan bahsetmek de mümkün değil. Ben de referandumdan hiç bahsetmeden, daha önceden yazılmış çizilmiş, söylenmiş sözleri köşeme taşımaya karar verdim.

***

Önce sözü eski cumhurbaşkanlarımızdan Süleyman Demirel’e verelim;

‘Üniversiteye başı kapalı giremezsiniz.

Anayasa mahkemesi koymuş, Danıştay koymuş, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi koymuş, Başı bağlı olarak okutulan yerlere git. Arabistan’da filan vardır, oralara git’

***

Protokole uygun olsun Cumhurbaşkanı’ndan sonra sözü başbakanlık yapmış Ecevit’e verelim;

‘Türkiye’de hanımların giyim kuşamına, başörtüsüne özel yaşamlarında hiç kimse karışmıyor. Ancak burası hiç kimsenin özel yaşam mekanı değildir. Burası devletin en yüce kurumudur. Burada görev yapanlar devletin kurallarına geleneklerine uymak zorundadırlar. Burası devlete meydan okunacak yer değildir. Lütfen bu hanıma haddini bildiriniz’

***

Malum demokrasilerde muhalefet önemli. Geçmişte ana muhalefet liderliği yapmış Deniz Baykal’a da kulak kabartmalı;

‘Sakın ha cumhurbaşkanı adayı olma.

Sakın ha! […] Olmaz, olmasın, oldurmayın.’ ‘Anayasa mahkemesi 367’e gerek yok doğrultusunda bir karar alacak olur ise bu Türkiye’yi çok tehlikeli bir çatışmaya sürükleyecektir.’

***

Sadece siyasetçiler değil medya da önemli. Onların da sesini duymalı.

Buyurun bakalım;

‘Akmayan çeşme başında, elindeki boş bidonu kameraya sallayarak ‘elim kırılsaydı’ diye bağırıyorsun. Hiç bağırma.

Senin paranla sana köfte ekmek ısmarladılar, hizmet sandın… Sudan ucuz senin oyun. […] Şimdi iyi dinle… Yap elini yumruk. Şeytan kulağına kurşun der gibi vur bakayım kafana iki defa… ne duydun?

‘Donk donk’ di mi? Sen önce onu doldur.

Su kolay.’ Bir başka gazeteci;

‘Ve sandık ortaya konulduğunda…

Göbeğini kaşıyan adamın dediği olur.

Çünkü demokrasi, bilinçte aşağı-yukarı eşit insanların rejimidir. Bir toplumun çoğunluğu ‘göbeğini kaşıyan adam’ ise, orada demokrasi olmaz, olamaz…’ Şimdi kapanan zamanının entel gazetesinde yazan bir yazarımız da şöyle diyordu;

‘Don paça soyunmuş adamlar geviş getirerek yatarken, siyah çarşaflı ya da türbanlı, istisnasız hepsi tesettürlü kadınlar mangal yellemekte, çay demlemekte ve ayaklarında ve salıncakta bebe sallamaktadırlar. Her 10 metrekarede, bu manzara tekrarlanmakta, kara halkımız kıçını döndüğü deniz kenarında mutlaka et pişirip yemektedir. Aralarında, mangalında balık pişiren tek bir aileye rastlayamazsınız. Belki balık sevseler, pişirmeyi bilseler, kirli beyaz atletleri ve paçalı donlarıyla yatmazlar, hart hart kaşınmazlar, geviş getirip geğirmezler, zaten bu kadar kalın, bu kadar kısa bacaklı, bu kadar uzun kollu ve kıllarla kaplı da olmazlardı!’

***

Bir zamanlar siyasi meselelerde askerlerin ne diyeceği pek önemliydi. Bir keresinde cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili şöyle buyurmuştu dönemin genelkurmay başkanı;

‘Bir diğer önemli husus, seçilecek cumhurbaşkanı aynı zamanda TSK’nın başkomutanıdır. Bu yönüyle TSK’yı yakından ilgilendirmektedir. Biz hem cumhurbaşkanımızın hem de aynı zamanda başkomutanımızın Silahlı Kuvvetler ve Türk milletinin sahip olduğu cumhuriyetin temel değerlerine, anayasamızda ifadesini bulan laik, demokratik ve sosyal hukuk devleti idealine, devletin üniter yapısına bağlı ama sözde değil özde, bunu davranışlarına yansıtacak şekilde bir cumhurbaşkanının oraya seçileceğine olan inancımı belirtmek istiyorum’

***

Evet, sandığa gidelim oyumuzu kullanalım..

[Takvim 16 Nisan 2017]

Etiketler: