Bir Zamanların Ahlakçı Avrupa’sı

Avrupalı ülkeler arası ilişkilerin durağan ve istikrarlı oluşunun medeniyet seviyeleriyle ilişkisi olmadığı görülüyor..

Savaş ve kavgayı sadece Ortadoğu ve benzeri bölgelere ait bir olgu olarak düşünmeye alıştık. Alıştırıldık. Bunu da gelişmişlik üzerinden kurguladılar. Uzun yıllar savaş ve çekişmenin Batı dünyasında ortadan kalktığı ve Batılı ülkelerin artık birbirini düşman değil sadece ekonomik rakip olarak kimliklendirdiğini iddia eden teorik çerçeveler geliştirildi. Buna göre “insanlık” yani gerçek insanlık ve aslında “Batı” ilerlemişti ve bu nedenle dış politikası da daha medeni bir seviyeye erişmişti. Bunun en ileri örneği olarak da Avrupa Birliği gösterilirdi. İkinci Dünya Savaşı’na kadar birbirini gırtlaklayan Avrupalı ülkeler kendi işlerini barışçıl yöntemlerle çözüyor ve dünyaya kendilerini ahlaki güç olarak sunuyordu. Kavga onlara değil barbarlara aitti.
Ancak son günlerdeki gelişmeler işin gerçeğini ortaya çıkarıyor. Avrupalı ülkeler arası ilişkilerin durağan ve istikrarlı oluşunun medeniyet seviyeleriyle ilişkisi olmadığı görülüyor. Doksanlı yıllardaki AB rüzgarından eser kalmadı. Ne ahlaki ne de siyasi varlık gösterebiliyor. Suriye ve benzeri kriz bölgelerinde AB’den eser yok. Askeri ve siyasi olarak eksik olduklarını zaten biliyorduk ancak bunu biz ahlaki gücüz diye geçiştiriyorlardı. Ama ahlakın da tel tel döküldüğünü gördük.
Amerika “başınızın çaresine bakın” dediği günden beri ne ahlak kaldı ne güç. Aşırı sağ yükseliyor. Yabancı düşmanlığı rutine dönüştü.
İngiltere’nin nereye gittiği belli değil. Kuzey İrlanda krizi kapıda. Katalanlar zor zapt ediliyor. Macaristan ayrı hikâye. Yunanistan apayrı. Rusya baskısı Avrupa üzerine adım adım geliyor. Orta menzilli füze anlaşması da iptal edildi. Amerika Çin’i gündeme aldıkça Avrupa’yı Rusya karşısında yalnız bırakacak gibi.
Bütün bunlar bir yere kadar. Ama en son Fransa ve İtalya arasındaki gelişmeler 1930’lara ne kadar yaklaştığımızı gösterdi. Fransa Roma’daki büyükelçisini geri çağırdı. İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana bir ilk. Gerginliğin tek nedeni de Sarı Yelekliler’e verilen destek falan değil. Mültecilerden tutun da Afrika’ya kadar birçok konuda anlaşmazlık söz konusu. Bunlar geçici krizler değil. Kartopu gibi büyüyecek olaylar zincirinin sadece birer parçası. Sadece kartopu gibi de değil. Aynı zamanda kanser hücresi gibi. Bugün Fransa-İtalya arasında olur. YarınFransa-Almanya ilişkisine sıçrar. Dönüp bakarsınız geri. 70 yıllık AB tecrübesi on yılda çöpe gitmiş. Aşağıladığınız Ortadoğu’dan daha beter bir kavgaya girmişsiniz. Unutmayalım ki, dünyanın en kanlı savaşları bu kıtada oldu. Aslında 70 yıllık süreç bir parantezdi. Şimdi o parantez açılıyor. Hep beraber göreceğiz kim barbar kim medeni? 7 yılda ortak AB kimliği fikrinden bu noktaya gelen AB, Amerika koruması olmadan bir 7 yıl sonra nereyegelecek izleyip göreceğiz.

[Sabah, 10 Şubat 2019]

Etiketler: