Bir Barzani Gider Bir Barzani Gelir

Peki Barzani gidince ne olur? Cevap verelim. Hiçbir şey olmaz. Her şey kaldığı yerden devam eder. Bazı aklı evvellere sorarsanız çok şey değişecekmiş. Barzani giderse Goran veya PKK gelirmiş.

Barzani kötü bir kumar oynadı.
Ve kaybetti. En önemli kaybı hiç şüphesiz Kerkük. “On altı yaşından bu yana kurmak istediği devletin” en önemli parçası yarım günde ellerinden kayıp gitti. O olmadan sürdürülebilir bir devlet kurabilme şansının çok zayıf olduğunu biliyor. Bu öylesine ağır bir darbe oldu ki, Barzani’nin iktidarını sarsacağını o zaman söylemiştik.
Şimdi o noktaya geldik. Barzani için yolun sonu görünüyor. Peki Barzani gidince ne olur? Cevap verelim.
Hiçbir şey olmaz. Her şey kaldığı yerden devam eder. Bazı aklı evvellere sorarsanız çok şey değişecekmiş. Barzani giderse Goran veya PKK gelirmiş.
Onlar gelirse Türkiye için işler pek kötü olurmuş.
Bunların hiçbiri doğru değil.
Barzani gitse bile bu otomatik olarak Goran ya da PKK’nın kazanacağı anlamına gelmez. Muhtemelen aynı kabileden birisi gelir. Her şey kaldığı yerden devam eder. Veya bir iktidar değişimi olsa dahi bunun Türkiye açısından Barzani’den daha kötü olacağı falan da yok. Durum Barzani ile de güllük gülistanlık değildi zaten.
Hep beraber gördük. Barzani öyle söylendiği gibi Türkiye dostu değildi. Bunu eline geçen ilk fırsatta gösterdi. Türkiye’nin onca uyarısına rağmen, bir oldubittiye getirip bağımsızlık ilan etmeye kalkıştı. Olması gereken oldu ve Türkiye Barzani’yi yalnız bıraktı.

YUMUŞATMA TAKTİKLERİ

Kaderiyle yüzleşen Barzani’nin önünde belli seçenekler var.
Bunların ilk başta geleni yumuşatma siyasetiydi. Barzani hemen buna başvurdu. Referandum sonuçlarını dondurabileceğini söyledi. Irak Merkezi Hükümeti ile görüşebileceğini açıkladı.
Dikkat ederseniz artık Türkiye’ye oynamak yerine Bağdat’a oynuyor.
Ankara‘dan destek alamayacağını bildiğinden meseleyi Irak içi bir mesele haline getirmenin peşinde. Amerika’yı masaya çekmeye çalışıyor. Böylece İran ve Türkiye devre dışı kalacak.
Bağdat ise prensip olarak bu teklifi reddetmezken, ilerlemesine devam edecek. Yani bu taktik tek başına Barzani’yi kurtarmaz. Dahası gerek.
Barzani’nin iktidardan ayrılması da bu yumuşama taktiğinin bir parçası olabilir. Barzani’nin gitmesi onun yerine başka bir siyasi çizginin gelmesi demek değil. İktidara akrabalarından biri gelecek. On yılların Barzani siyaseti her ne ise o devam edecek. Ülkemizdeki Barzaniciler o giderse Goran gelir PKK gelir demesine rağmen bunun toplumsal zemini olmadığı çok ortada.
Zaman zaman Goran’ın yükseldiği söyleniyor. Oyların yüzde 20’den 23’e çıkması yükselmeyse eğer evet yükseliyor. Ama anlamlı bir yükseliş mi? Tabii ki değil. Barzani’nin sahip olduğu yönetim zaten bir aşiret idaresidir. Kendisi gitse bile yerine aynısı gelir. Yani bir Barzani gider.
Başka bir Barzani gelir. Böyle bir durumda yeni bir sayfa açılabileceğine inanıyor olabilirler. Mesela Türkiye yanlısı olduğu söylenen (esasında iyi polis rolünü oynayan) Neçirvan gelirse ilişkilerin düzelebileceğini hayal ediyor olabilirler.
Ancak şu sıralar bu da çok gerçekçi değil. Türkiye, İran ve Irak bu tür küçük manevralarla ikna olmaz.
Yani bu iktidar değişiminde böyle bir kurnazlık varsa bile işe yaramaz. Durumu değiştirmez.
Olmaz ama iktidara kabile dışından bir güç gelirse ne olacak? Bu durum daha iyi ya da daha kötü olarak nitelenemez. Çünkü Kuzey Irak’ta her kim olursa olsun benzer bir siyaset izleyecek.
Goran da gelse, PKK da gelse, Talabani de gelse, Barzani de kalsa hepsi bağımsızlık peşinde. Gördük ki yokmuş birbirinden farkı. Yani bu anlamda iktidar değişse bile Türkiye yeni bir durumla karşılaşmayacak. En iyisi olduğu iddia edilen Barzani ilk fırsatta kazık atmaya kalkmadı mı? Kalktı. O zaman Erbil’de kimin oturduğunun önemi yok. Türkiye orada oturan her kim olursa olsun onu sınırlandırması gerektiğini biliyor.

[Takvim, 31 Ekim 2017]

Etiketler: