Batı Medyasından Yardım Dilenmek

Türkiye siyasetinde etki oluşturmak için Batı medyasında propaganda yapmaya ihtiyaç duymak bambaşka bir acziyet. Türkiye siyasetini izah çabası değil bu, düpedüz Batı'dan yardım talebi.

“Türkiye’de bir şeyler değişiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 16 yıllık seçim hâkimiyetinin ardından laiklik yanlısı CHP;
Erdoğan’ı sinir eden, muhalif seçmeni canlandıran ve partinin geleneksel tabanının dışındaki Türklere uzanan bir lider ve cumhurbaşkanı adayı buldu. (…) Yaklaşık 20 yıldır ilk defa Erdoğan yenilmez görünmüyor.” Bu satırlar iki gün önce New York Times gazetesinde yayınlandı. Satırların yazarı ise Türkiye’den bir isim. Şafak Pavey!
Hatırladınız değil mi? Hani şu 7 Haziran seçimlerinin hemen ardından TBMM bahçesinde karşılaştığı Selahattin Demirtaş’a “birlikte iyi salladık diye düşünüyorum” diyerek CHP-HDP ittifakını açık eden CHP’li vekil.
Bu satırları kaleme almak her şeyden önce büyük bir acziyetin göstergesidir. İçeride kendinizi dindar, muhafazakâr olarak tanıtacaksınız, dışarıya gelince laikçi tarafınızı öne süreceksiniz. “Laiklik yanlısı CHP“! Ne oldu, neden “dindar toplum kesimleriyle bağ kurma arayışındaki CHP” demiyorsunuz?
Yahut niçin kendinizi “muhafazakâr” olarak sunmuyorsunuz?
Komik olur değil mi? İçeride yapınca da komik oluyor, inanın!
Acziyetin ikinci göstergesi de şu.
Erdoğan’a karşı en fazla diyebildikleri ne, bir bakar mısınız?
Yaklaşık 20 yıldır ilk defa Erdoğan yenilmez görünmüyor.” Bence hâlâ görünüyor! 5 seçimdir Batı medyasında aynı propaganda yapılıyor. “Bu sefer Erdoğan’ın karşısına güçlü bir rakip çıktı” deniyor.
Sonuç? Erdoğan kazanıyor!
Yine öyle mi olacak? Evet, milletin desteğiyle öyle olacak inşallah.
Hele hele Türkiye siyasetinde etki oluşturmak için Batı medyasında propaganda yapmaya ihtiyaç duymak bambaşka bir acziyet. Türkiye siyasetini izah çabası değil bu, düpedüz Batı’dan yardım talebi.
Ne diyordu 15 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan?

Ben bugüne kadar halkın gücünden daha büyük bir güç görmedim.

***

O günler geride kaldı!

Meral Daniş Beştaş, açık açık Kürtleri tehdit etmiş.
Kim adına? Elbette PKK adına.
Beştaş’ın rahatsızlığının nedeni ne peki? AK Partililerin Siirt’in bir köyüne gitmesi.
Hepsi bu mu? Evet hepsi bu.
Bu bir seçim çalışması değildir. Attığınız her adımı duyuyoruz unutmayın ve takipteyiz…” Bu köylülere söylenmiş bir söz. Bu bir tehdit. Ve bu PKK adına yapılmış bir tehdit!
Meral Daniş Beştaş!
Geride kaldı o günler.
2015’te kameralar önünde DHKP-C bize desteğini bildirmiştir, biz de onlara selam ediyoruz dediğin, diyebildiğin günler gibi o günler de geride kaldı.
PKK’nın köy bastığı, milletten haraç topladığı, kamu otoritesi gibi davrandığı günler yok artık. CHP gibi HDP de hep korku siyasetinden beslendi.
Bu seçimde bunun sonuçlarını göreceğiz. Halkı korkutarak oy alma devri kapandı. Devlet devlet gibi davranıyor, halkını terör örgütlerine, suç şebekelerine karşı koruyor, kolluyor.
Meral Daniş Beştaş’ın, PKK’nın tehditleri sökmez artık.
Bunu en iyi Doğu ve Güneydoğu’da yaşayan Kürtler biliyor.

[Sabah, 21 Haziran 2018]

Etiketler: