Avrupa Birliği ve Almanya’nın Türkiye ile Yakınlaşmasının Nedenleri – I

Türkiye'ye yönelik negatif bir kampanyanın bayraktarlığını yapan Almanya'nın ve diğer bazı Avrupa Birliği üyesi devletlerin bu ani politika değişikliğinin arkasında hangi nedenler yatıyor?

Uzun bir aranın ardından Türkiye ile AB arasında sıcak rüzgarlar esiyor. Avrupa Birliği ve onun öncü ülkeleri olan ve Fransa ve Almanya’nın Trump yönetiminin ekonomik saldırısı altındaki Türkiye’ye yönelik destek açıklamalarına Türk tarafı olumlu mesajlar ve AB reformlarını tekrardan gündeme alarak cevap verdi.

Hiç şüphesiz ki her iki tarafında ilişkilerin düzeltilmesi için kendi nedenleri var. Türkiye, Trump yönetiminin ekonomik saldırısını bertaraf etmek ve Avrupa ile uzun dönemdir kötüleşmiş olan ilişkileri tekrardan rayına oturtmak istiyor. Dolayısıyla bu yakınlaşmanın temel nedeni Türkiye açısından ekonomik gerekçelere dayanıyor. Türkiye açısından mutlaka başka sebepler de var. Ama ben bu yazıda ve bundan sonraki yazılarda Avrupa Birliği zaviyesinden böyle bir yakınlaşmanın nedenlerini irdelemek istiyorum.

Dolayısıyla cevabını aradığımız soru uzun dönemdir Türkiye’ye yönelik negatif bir kampanyanın bayraktarlığını yapan Almanya’nın ve diğer bazı Avrupa Birliği üyesi devletlerin bu ani politika değişikliğinin arkasında hangi nedenler yattığı sorusudur.

Öncelikle AB ve Almanya açısından birçok açıdan Türkiye ile ilişkilerin düzeltilmesi önemli. Bu nedenleri Transatlantik ilişkilerde ( AB- Amerika) ortaya çıkan çatlak, Rusya’nın Avrupa üzerinde artan baskısı, Türkiye Rusya yakınlaşması, Avrupada aşırı sağın yükselmesine neden olan mülteci sorunu, terörle mücadele ve ekonomik çıkarlar olarak sıralamak mümkün.

Öncelikle hem AB hem da onun çekimser lideri Almanya, Trump yönetiminin Avrupa Birliği’ne yönelik başlattığı ticaret savaşından, İran yaptırımlarından ve NATO içerisindeki çatlaktan aşırı derecede rahatsızlar. Trump’ın bu yönde attığı adımlardan en çok Almanya’nın zarar göreceği açık. Zira Almanya, hem ekonomik büyümesi ihracata dayalı bir ticaret devleti hem de güvenliğini İkinci Dünya Savaşı sonrasında büyük oranda NATO’ya dolayısıyla Amerika’ya devretmiş durumda.

Buna rağmen ne Almanya’nın ne de AB’nin Amerikayı doğrudan karşılarına almak istemeyecekleri açık. Bu çerçevede çok taraflı diplomasiyi önceleyen bu iki aktör dolaylı yollardan Amerika’yı dengelemek ve yalnızlaştırmak için her fırsatı değerlendirecek gibi gözüküyorlar. Dolayısıyla AB ve Almanya’nın Türkiye’ye yönelik destek açıklamalarının bir nedeni transatlantik ilişkilerde ortaya çıkan bu çatlak. Bu çatlağın nereye evrileceğini, NATO’ya alternatif bir Avrupa ordusunun kurulması ile sonuçlanıp sonuçlanmayacağını bugünden kestirmek zor.

Ama Trump’ın nobran diplomatik tavrı nedeniyle Avrupa ve Amerika arasında duygusal bir kopuş yaşandığı açık. Bunun en açık örneği Trump’ın İran’la yapılan anlaşmadan çekilmesi sonrasında Merkel’in “Avrupa artık güvenliği için Amerika’ya güvenemez , kendi başının çaresine bakacak yollar bulmalı” açıklaması idi. Alman Dışişleri Bakanı Heiko Mass’ın “Avrupa, İran ile nükleer anlaşmayı kurtarmak istiyorsa Amerika’dan bağımsız bir ödeme sistemi kurmak zorunda” açıklaması da bu çerçevede değerlendirilmeli.

Özetle Transatlantik ilişkilerde yaşanan bu çatlak Türkiye ile AB arasında yaşanan yakınlaşmanın ana nedenlerinden birisi olarak görülebilir. Mülteciler, terör, Rusya ve ekonomik çıkarlar meselelerini gelecek yazılarımızda ele alalım.

[Fikriyat, 6 Eylül 2018]

Etiketler: