Aksi İspatlanıncaya Kadar Tüm Müslümanlar Suçlu mudur?

Aksi ispatlanıncaya kadar tüm Müslümanların suçlu olduğu bir ortam var Batı’da. Bu ortam İslam düşmanlığı üzerinden seçim kampanyası yürüten Donald Trump gibiler için de paha biçilmez bir fırsat.

İsimleri Yusuf Server ve Muhammed Ahmed olan Birminghamlı iki genç DAİŞ’e katılmak için İngiltere’den yola çıkar. Yola çıkmadan önce ise internetten Suriye’de hayatlarını kolaylaştıracağını düşündükleri iki kitap sipariş eder. Suriye’de isminde İslam lafzı geçen bir örgüt adına ölmek için giden bu gençler, tahmin edilenin aksine selefi-cihadiliğin temel kitaplarını sipariş etmez. Amazon’dan sipariş ettiği kitaplar ‘Aptallar için Kuran’ ve ‘Aptallar için İslam’dır. ‘Aptallar için…’ kitapları bir konuda hiçbir şey bilmeyenlere o konu hakkında temel bilgiler vermek için yazılan bir seridir. Yani bu iki genç ‘ölmeden önce Kuran ve İslam hakkında temel bilgimiz olsa iyi olur’ diye düşünmüşler.

Mart 2016’da Zaman AlWasl sitesi, DAİŞ’e katılmak üzere Suriye’ye giriş yapan yabancı savaşçıların biyografik bilgilerini içeren belgeleri yayınladı. Sitenin ele geçirdiği bu belgelerde örgüt yeni katılacaklara mesleğinden referanslarına kadar 23 adet soru soruyor. Kritik bir soru ise ‘Dini bilgilerinin derecesi’. Sonuç ise oldukça ilginç. Belgelerdeki militanların %70’i dini bilgilerinin temel seviyede olduğunu söylüyor. Diğer bir deyişle, gelmeden ‘Aptallar için İslam’ kitabını okuduk diyor. Geçenlerde ABD’nin Orlando kentinde bir eşcinsel barda ABD tarihinin en büyük toplu rastgele adam vurması (mass shooting) gerçekleşti. Son rakamlara göre 49 kişi öldü. Katil mi terörist mi olduğunu henüz kesinleştiremediğimiz kişi Ömer Metin isimli Afgan kökenli bir ABD vatandaşı. Tabi ki tartışmalar olaydan çok failin kimliğine yoğunlaşıyor.

Elimizdeki çelişkili bilgiler şunlar: Ömer Metin cinayetleri işlediği kulübün müdavimi, gay uygulamalarında hesabı var, karısına şiddet uygulayan birisi, eski karısına göre eşcinsel eğilimleri var, FBI’a göre 911’i aradığında DAİŞ’le birlikte Hizbullah ve El-Nusra’yı da desteklediğini söylemiş, daha önce sorgulanmasına rağmen terörle mücadele listesinde yok, alkol kullanıyor, kafayı bulunca babasından şikayet ediyor. Elimizdeki bu bilgilerden İslam’la ilişkili isminin Ömer olması dışında bir veri yok. Tam aksine bu bilgilerin gösterdiği tek şey, Ömer Metin’in ana motivasyonu din olamayacak kadar dengesiz bir psikopat olduğudur. Eşcinsel bara giden bir homofobik, Şii Hizbullah destekçisi, sarhoş, kadına şiddet uygulayan, DAİŞ militanı bir psikopatın bunca özelliği dururken yine herkes din hanesine takmış durumda.

Aksi ispatlanıncaya kadar tüm Müslümanların suçlu olduğu bir ortam var Batı’da. Bu ortam İslam düşmanlığı üzerinden seçim kampanyası yürüten Donald Trump gibiler için de paha biçilmez bir fırsat. Trump hemen cinayetin ana motivasyonunu ilan etti: ‘radikal İslam.’ Bunun için katilin isminin Müslüman ismi olması yeterliydi; maalesef Batı’da birçokları için de durum bu. Bir Müslüman isminin bir kişinin olağan şüpheli olarak kabul edilmesi için kafi olduğunu düşünenler var ki bunlardan bir tanesi şu an ABD’de başkanlığın en güçlü adaylarından.

Yusuf Server ve Muhammed Ahmed örneklerinin, DAİŞ’e yeni katılanların dini bilgi profillerinin de gösterdiği gibi ortada İslam yok, cehaleti radikallikle kapatma, şiddet yoluyla günahlardan arınma çabası var. Ömer Metin örneğinin de gösterdiği gibi ortada İslam yok, psikopat ve dengesiz ruh halini ve güvensizliklerini ölümle ve cinayetle örtme çabası var. Oysa çok değil sadece ‘Aptallar için İslam’ kitabını bile okusalar, bu cinayetlerin ve terörün İslam ile değil sosyoekonomik ve tarihi-psikolojik kökenleri olan, tüm dinleri aşan bir buhranla ve hastalıklı bir ruh haliyle alakalı olduğunu görürler.

Özetle, 168 kişinin öldüğü, 1995’teki Oklahoma City saldırısının failinin isminin Timothy olması Donald Trump’ı ne kadar bağlarsa, Orlando canisinin isminin Ömer olması da Müslümanları o kadar bağlar.

[Akşam, 17 Haziran 2016]

Etiketler: