AB Meleklerin Cinsiyetini Tartışıyor

Geçtiğimiz bir yıl içerisinde defalarca Ankara'ya gelen Merkel Türkiye'nin üyelik müzakerelerini durdurmaktan, diplomatik ilişkileri yavaşlatmaktan bahsediyor.

Meşhur rivayettir, denilir ki Fatih Sultan yönetimindeki Osmanlı ordusu İstanbul’u kuşattığında Bizans’ın papazları meleklerin cinsiyetini tartışıyormuş. Tartışma gerçekten yapılmış mı yapılmamış mı bilmiyoruz ama kapıda bekleyen çok daha önemli sorunlar varken boş tartışmalar yürütmenin adı ‘meleklerin cinsiyetini tartışmak’ olmuştur.

Almanya’da gerçekleşecek olan seçimler öncesinde merkezinde Türkiye’nin bulunduğu tartışmalara bakınca aklıma ister istemez Bizans’taki meleklerin cinsiyeti tartışması geldi. Almanya Avrupa Birliği’nin önemli aktörlerinden birisi hatta en önemli aktörü. Almanya’nın, AB’nin ve dünyanın kapısına dayanmış onlarca sorun varken meleklerin cinsiyeti misali Türkiye’yi tartışıyorlar. Tabii ki Türkiye bölgede ve dünyada önemli aktörlerden birisi. Bu yönüyle tartışılmayı hak ediyor.

Ancak Almanya’nın ve AB’nin Türkiye’yi tartıştığı bağlam sorunlu. Türkiye ile olası işbirliklerini veya çatışmalarını tartışmıyorlar, Türkiye üzerinden ucuz bir popülizm ve hepsinden tehlikelisi de azgın bir yabancı düşmanlığı yapıyorlar.

Avrupa’da yabancı düşmanlığı ve spesifik olarak İslam düşmanlığı almış başını giderken, eğer hala kaldıysa Avrupa’nın aklıselim siyasetçileri bu soruna eğileceklerine yabancı düşmanlığının dümen suyuna girip Türkiye korkusu ile oy devşirmeye çalışıyorlar.

Avrupa’nın Suriye ve Ortadoğu siyasetini bilen var mı? Barzani’nin referandum inadı hakkında Avrupalı liderler ne düşünüyor? Günden güne tırmanan ABD – Kuzey Kore gerilimiyle ilgili bir fikirleri var mı? Rusya’nın Avrupa aleyhine etki alanını arttırması konusunda herhangi bir planları var mı? Dünyanın gidişatına bakılırsa katlanacak artacağı görünen mülteci meselesi ve insanlık dramları hakkında bir tedbir duyan oldu mu?

Dünya gündemindeki kritik meselelerle ilgili bir politika üretememiş AB’nin Avrupa gündemi hakkında da pek bir fikri yok. İngiltere’nin birlikten ayrılması sonrasında ne gibi tedbirler alınacak? Seçmene AB’den ayrılmayı vaat eden aşırı sağ ve ırkçı partilerin hemen hemen birlik üyesi her ülkede oylarını arttırmasına karşı bir tedbir düşünüyorlar mı? Daha geçtiğimiz ay Avrupa şehirlerini peş peşe vuran terör saldırıları karşısında bir ajandaları, çözüm planları var mı? Daralan Avrupa ekonomisine karşı ne tür tedbirler düşünüyorlar?

Bu soruların hiçbirisinin cevabı yok!

Varsa yoksa Türkiye karşıtlığı… Üstelik yaptıkları Türkiye karşıtlığının da somut bir zemini yok. Geçtiğimiz bir yıl içerisinde defalarca Ankara’ya gelen Merkel Türkiye’nin üyelik müzakerelerini durdurmaktan, diplomatik ilişkileri yavaşlatmaktan bahsediyor. Bayan Merkel’e sorarlar; madem Türkiye kolayca ilişkileri yavaşlatabileceğin bir ülkeydi neden Ankara’nın yollarını ezberledin.

Nitekim sordular da… AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Mogherini ‘sorunlarımız olsa da Türkiye ile konuşmaya devam edeceğiz’ diyerek Merkel’e kibarca gidin başka yerde oyalanın demiş oldu.

Türkiye’nin AB’ye belki de hiçbir zaman üye olmayacağı hem Türkiye hem de AB tarafından kesin olarak bilindiği halde müzakereleri durdurmaya cesaret edemiyorlar. Çünkü tam da Mogherini’nin dediği gibi Türkiye önemli bir ülke, merkezi bir aktör. Ama buna rağmen Almanya dahil Avrupa’daki hemen hemen her ülkenin iç siyaseti Türkiye tartışmasına kilitlenmiş durumda. Çünkü Avrupalı siyasetçiler Türkiye düşmanlığı ve korkusu ile kendi vatandaşlarını avutuyor ve kandırıyorlar. Anlaşılan meleklerin cinsiyetini tartıştıkları günden bu yana fazla ilerleme kat edememişler.

[Takvim, 06 Eylül 2017]

Etiketler: