5 Soru: Yargı Reformu Paketi Ne Getiriyor?

Partilerin görüşüne açılan yargı paketine neden ihtiyaç duyuldu, bu paketin yargı reformundaki yeri nedir? Yargı paketinin içeriğinde neler var? Pakette temel hak ve özgürlükleri genişleten ne gibi düzenlemeler var? Yargının hızlandırılması ve performansının artırılması amacıyla öngörülen düzenlemeler nelerdir? Hukuk meslekleri ve avukatlığa ilişkin düzenlemeler nelerdir?

  1. Partilerin görüşüne açılan yargı paketine neden ihtiyaç duyuldu, bu paketin yargı reformundaki yeri nedir?

Öncelikle belirtmek gerekir ki bu kanun taslağı ya da kamuoyunda kullanılan ifade ile yargı paketi Yargı Reformu Strateji Belgesinin tamamına ilişkin değildir, sadece ilk adımlarından birisidir. Bilindiği üzere Adalet Bakanlığının yaklaşık bir yıla yakın yoğun bir hazırlık süreci sonunda hazırladığı 3. Yargı Reformu Strateji Belgesi, 30 Mayıs 2019 tarihinde Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanmıştı ve 2019-2024 yılları arasındaki beş yıllık bir süreci kapsamaktaydı. Bu hafta partilerin ve kamuoyunun gündemine giren yasa paketi ise beş yıllık stratejinin sadece bir parçasını oluşturmaktadır. Yani önümüzdeki dönemde buna benzer çok sayıda düzenleme ile karşılaşacağız. Bazı amaçlar ve hedefler yasa değişikliği ile gerçekleştirilecekken, bazıları kararnameler ve yönetmelikler gibi idarenin düzenleyici işlemleri ile, bazıları ise Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun kararları ve uygulamaları ile karşımıza çıkacaktır.

Taslağın ayrıntısına geçmeden belirtmek gerekir ki 30 Mayısta açıklanan strateji belgesi sadece bir belge olarak kalmayacak, ayrıca bir plan ile takvime bağlanacak ve Bakanlık belgenin uygulama durumunun izlenmesi için her yıl bir izleme raporu hazırlayacak. Daha da önemlisi reform sürecinde ortaya çıkabilecek sorunların giderilmesi ve izlemenin şeffaf bir anlayışla yürütülebilmesi için Bakanlık dışından ilgili kurum ve kuruluşların da katılımının sağlandığı bir kurulun kurulması ve düzenli bir denetim yapması öngörülüyor. Yıllık raporlar ve izleme kurulu Bakanlığın ve hükümetin yargı reformuna verdiği önemi ve iradeyi gösteriyor.

İşte bu yargı paketi yargı reformunda öngörülen amaçların bazılarını gerçekleştirmek için gerekli olan yasal düzenlemeleri içeriyor. Görüldüğü kadarıyla taslağa son şekli verildikten sonra TBMM’deki siyasi partilerin görüşüne açılmış ve yapılacak düzenlemenin partilerin görüşü alınarak ve azami uzlaşmayla kabul edilmesi amaçlanmış.

  1. Yargı paketinin içeriğinde neler var?

Öncelikle henüz resmi bir metin, TBMM’ye sunulmuş bir kanun teklifi olmadığını belirtmek gerekir. Şu anda üzerinde konuşulan ve tartışılan metin AK Parti’nin TBMM’deki diğer partilerin görüşüne açtığı bir taslak. Biz de medya üzerinden elde ettiğimiz bu taslak üzerinden değerlendirme yapıyoruz. Partiler arasındaki görüşmelerden sonra bu metnin değişebileceğini söyleyebiliriz.

Yargı paketi, yargı reformu strateji belgesinde yer verilen 9 amaç, 63 hedef ve 256 faaliyet ile doğrudan ilgili 15 ayrı kanunda değişiklik öngören 38 maddelik bir taslak. Türk Ceza Kanunu, Ceza Muhakemesi Kanunu, Terörle Mücadele Kanunu, Avukatlık Kanunu, Noterlik Kanunu, Pasaport Kanunu gibi bazı temel kanunlarda değişiklikler öngörüyor. Bu değişiklikleri kabaca sınıflandıracak olursak, temel hak ve özgürlükleri güçlendirecek ve genişletecek düzenlemeler, yargının hızını ve etkinliğini artıracak tedbirler ve insan kaynağının niteliğinin artırılmasına ilişkin hükümler olarak karşımıza çıkmaktadır.

  1. Pakette temel hak ve özgürlükleri genişleten ne gibi düzenlemeler var?

Yargı Reformu Stratejisi Belgesi’nde yer alan 9 amaçtan birincisi “hak ve özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesi” başlığını taşıyordu. Yargı paketinde de ilk başta hak ve özgürlüklerin korunması, kapsamının genişletilmesi ve bu alandaki bazı sorunların çözülmesi amaçlanmıştı. Bu amaçla öngörülen düzenlemelerden birincisi, temyiz yoluyla Yargıtay’a götürülme imkanı olmayan ve istinafta kesinleşen, beş yılın altında cezası olan bazı suçlar için de Yargıtay yolu açılıyor. Böylece hem adil yargılanma hakkının hem de ifade özgürlüğünün korunması amaçlanıyor. Bu düzenleme ile Terörle Mücadele Kanunu ve Türk Ceza Kanunu’nda yer alan bu tür suçlar sebebiyle ceza almış yaklaşık otuz bin kişinin temyiz imkanına kavuşacağı düşünülüyor. Basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü ile ilgili birçok davanın bu sayede Yargıtay’ın denetimine açılması bekleniyor.

Terörle Mücadele Kanunu’nun çok tartışılan terör örgütlerini övme ve meşru gösterme ile ilgili 7. maddesinin 2. fıkrasına, “Haber verme sınırlarını aşmayan veya eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları suç oluşturmaz” ifadesi ekleniyor. Böylece, zaten hukuken suç olarak kabul edilmeyen haber ve eleştirilerin, bazı yargı kararları ile cezalandırılması ve bu ceza kararlarının meydana getirdiği tartışmalar sonlandırılmak isteniyor.

İfade özgürlüğüne ilişkin bir diğer önemli düzenleme ise, özellikle “Wikipedia” isimli internet sitesine getirilen erişim yasağı ile gündeme gelen internet sitelerine erişim yasakları hakkında. Taslağa göre, artık internet sitelerine yönelik erişim engelleme kararlarında, sadece hukuka aykırılık taşıyan içeriğe erişimi engelleme yöntemi uygulanacak. Böylece bir içerik sebebiyle tüm site değil, sadece ilgili içerik engellenecek. Ancak bu mümkün değilse internet sitesinin tümüne yönelik erişim yasağı getirilecek.

Taslakta önemli tartışmalardan birisi olan tutuklama kurumuna ilişkin düzenlemelere de yer verildiği görülüyor. Soruşturma aşamasında tutukluluk süresi asliye ceza mahkemesinin görevine giren işlerde 6 ayı, ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde 1 yılı geçemeyecek. Devlet aleyhine işlenen bazı suçlar ve terör suçlarında ise süre en çok bir buçuk yıl olacak. Çocuklarda bu süreler çocuğun yaşına göre kademeli olarak düşük uygulanacak.

Taslakta suç mağdurlarını daha fazla korumaya dönük düzenlemeler de dikkat çekiyor. Cumhuriyet savcısı veya hakim tarafından ifade ve beyanının özel ortamda alınması gerektiği ya da şüpheli veya sanık ile yüz yüze gelmesinde sakınca bulunduğu değerlendirilen çocuk veya mağdurların ifadelerinin özel ortamda uzmanlar aracılığıyla alınması öngörülüyor. Dava aşamasında ise ancak maddi gerçeğin ortaya çıkarılması açısından mağdur çocuğun beyanının alınması veya başkaca bir işlem yapılmasında zorunluluk bulunması halinde bu işlem, mahkeme veya görevlendireceği naip hakim tarafından bu merkezlerde uzmanlar aracılığıyla yerine getirilecek.

Son olarak, OHAL kapsamında kamu görevinden ihraç edildikleri için pasaportları iptal edilenlere, idari ve adli yönden aklanmış olmaları veya beraat etmiş olmaları durumunda veya mahkum olup cezası tümüyle infaz edilenlere veya ertelenenlere pasaport verilmesinin önü açılıyor. Düzenlemede mahkeme kararı olmaksızın kollukça yapılacak araştırma sonucuna göre İçişleri Bakanlığınca pasaport verilebileceğinin belirtilmesi bir takım eleştirilere sebep olmaktadır.

  1. Yargının hızlandırılması ve performansının artırılması amacıyla öngörülen düzenlemeler nelerdir?

Yargı paketinde, yargıya erişimi kolaylaştıran, yargının etkinliğini ve hızını artırmayı amaçlayan çok sayıda düzenleme yapıldığı görülüyor. Türkiye’de yargıya dönük en temel eleştirilerden birisinin davaların uzun sürmesi ve adaletin geç tecelli etmesi olduğunu biliyoruz. İşte bu amaçla ceza yargılamasına odaklanan düzenlemelerin başlıcaları şunlardır:

  • Ceza yargılamasında yer alan “önödeme” kurumu genişletiliyor ve taksitle ödeme imkanı getiriliyor,
  • Kamu davasının açılmasında Cumhuriyet savcısına tanınan takdir yetkisi üst sınırı bir yıla kadar hapis cezası olan suçlardan, iki yıla kadar olan suçlara genişletiliyor.
  • İddianamenin iadesi sebepleri artırılıyor,
  • Ceza yargılamasına yeni bir kurum “seri muhakeme usulü” getiriliyor. Belli suçlar için uygulanacak bu usulde savcının seri muhakeme usulü teklifi şüpheli tarafından kabul edilirse kanunda öngörülen temel ceza yarı oranında indirilerek talep edilir. Mahkeme de şüpheliyi dinleyerek Kanundaki koşulların bulunması halinde talep edilen yaptırım doğrultusunda hüküm kurar.
  • Ceza yargılamasına ikinci bir yeni kurum “basit yargılama usulü” ekleniyor. Buna göre, üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezası olan suçlarda, mahkeme yazılı beyan ve savunmaları alarak duruşma yapmaksızın karar verebilecektir.
  • Ceza yargılamasında uzlaştırma kapsamına giren suçların sayısı artırılıyor.
  1. Hukuk meslekleri ve avukatlığa ilişkin düzenlemeler nelerdir?

Hukuk camiasında, hukuk fakültesi ve hukuk mezunu sayısının çok hızlı arttığı ve buna bağlı olarak avukat sayısının da ihtiyacın üzerinde bir artış gösterdiği uzun süredir önemli eleştiri konularından birisi idi. Bu hızlı artışın hukuk mesleklerindeki kaliteyi düşürdüğü ileri sürülüyordu. Nitekim yargı reformu belgesinde de dokuz amaçtan birisi olarak “insan kaynaklarının nitelik ve niceliğinin artırılmasına” yer verilmiş, yargıya ilişkin sorunların hukuk mesleklerinden başlayarak çözülmesi fikri benimsenmişti. Bu hedeflerin bazılarının ilk taslakta yer aldığı görünüyor.

Taslakta, bütün hukuk mesleklerine giriş için “hukuk mesleklerine giriş sınavı” isimli bir sınavın benimsendiğini görüyoruz. Buna göre hakim, savcı, avukat ya da noter olmak isteyen tüm hukuk fakültesi mezunları öncelikle bu sınava girmek zorunda olacak. ÖSYM’nin düzenleyeceği bu sınavda başarılı olanlar mesleklerin gerektirdiği özel sınavlara ya da avukatlık stajına başlayabilecek. Gerçekten de mevcut durumda hukuk fakültesi mezunu bir kimse sınavsız bir şekilde bir yıllık stajını tamamlayarak herhangi bir mesleki yeterlilik koşulu aranmaksızın avukat olabiliyordu. Bu haliyle Türkiye en kolay avukat olunabilen ülkelerden birisiydi.

Taslağa göre, hakimlik ve savcılık sınavı mülakatlarını yapacak heyete HSK Genel Sekreteri ve Adalet Akademisi Danışma Kurulundan bir kişinin eklenmesi ve mülakat kurulunun daha da çoğulculaşması amaçlanıyor. Son olarak hakim adaylarının eğitim sürecine ilişkin yeni düzenlemeler yapılıyor ve on beş yıllık avukatlara yeşil pasaport verilmesi öngörülüyor.

Etiketler: