5 Soru: 5 Aralık’ta Fransa’yı Bekleyen Büyük Grev

Fransa’yı 5 Aralık’ta ne bekliyor? Yapılacak olan greve destek ne boyutta olacak? Grev kararının temel sebepleri nelerdir? Grev kararının arkasındaki asıl sebepler nelerdir? Grevin hükümet açısından ortaya çıkaracağı sorun ve hükümetin genel greve yönelik söylemleri nedir?

  1. Fransa’yı 5 Aralık’ta ne bekliyor?

Fransa’da 5 Aralık tarihinden itibaren ülke genelinde hem genel grev hem de çeşitli protestolar düzenlenecektir. Bu yeni toplumsal eylem kararı Macron hükümetinin tasarladığı emeklilik sistemine yönelik reform düşüncesine karşı alınmıştır. Fransa’da yıllardan sonra tüm işçi, kamu ve öğrenci sendikaları, genel greve yönelik çağrı yapmışlardır. Bununla birlikte geçen Eylül ayında da aynı reforma karşı olan memur, öğretmen, avukat, postacı, hemşire gibi mesleklerden oluşan gruplar farklı günlerde protesto gösterileri düzenlemişlerdir.

Bu nedenle yarın başlayacak olan toplumsal eylemler “profesyoneller arasında gerçekleşecek olan grevin ilk günü” olarak değerlendirilmiştir. “Profesyoneller arası” olarak nitelendirilmesinin sebebi kamu sektörü ağırlıklı olmakla beraber greve farklı alanlardan katılacak çalışanlar olmuşken, “ilk gün” olarak nitelendirilmesinin sebebi çağrı yapılan grevin süresiz olduğu ve birkaç hafta sürebileceğine yapılan vurgudur.

  1. Yapılacak olan greve destek ne boyutta olacak?

Bu olağanüstü durumdan dolayı yarın Fransa’da birçok sektörde aksaklık yaşanacaktır:

  • Ulaşım Sektörü

  • Fransa demiryolları şebekesindeki tren seferlerinin yüzde 90’ı iptal edilecektir.
  • Paris metro şebekesindeki 11 hat kapatılacaktır.
  • Uçak seferlerinin yüzde 20’si iptal edilecektir.
  • Greve kargo çalışanları, ambulans şoförleri, taksiciler ve nakliyeciler de katılacağından taşınma/ulaşım işleri aksayacaktır.
  • Tarım ve gıda sektöründeki teknisyenler ve yöneticileri temsil eden Tarım Ticareti CFE-CGC Ulusal Federasyonu, “destekçilerine ve üyelerine ne olursa olsun 5 Aralık’taki toplumsal eyleme” katılma çağrısı yapmıştır.
  • Hizmet Sektörü

  • Posta işlerinde çalışanlar da greve yüksek katılım sağlayacaktır.
  • Milli Eğitimden öğretmenler, eğitim görevlileri ve psikologlar da greve çağrılmıştır. Devletin emeklilik düzenlemesine yönelik gerçekleştirilen grev öğretmenlerin yüzde 70’ini bir araya getirecektir. Paris’te greve katılan eğitimcilerin oranının yüzde 80 civarında olacağı ve 628 okuldan en az 300’ünün kapatılacağı düşünülmektedir. Ayrıca öğrenci sendikaları da greve katılma çağrısı yapmıştır.
  • Evsel atıkların toplanmasından ve işlenmesinden sorumlu olan özel veya kamu kurullarının personelinin de greve yüksek katılım gerçekleştirmesi beklenmektedir.
  • Bazı hastane personeli sendikaları greve katılma çağrısında bulunmuştur. 15 Kasım’da Fransa’daki binlerce hastane çalışanı sokaklarda protesto gerçekleştirerek kamu kurumlarının eskiliğini ve bakımsızlığını gündeme getirmişti.
  • Enerji Sektörü

  • EDF adlı ulusal elektrik şirketindeki sendikalar da grev çağrısına destek vermiştir. Bunun yanı sıra sağlık merkezleri hariç olmak üzere elektrik üretiminde azalma gerçekleşecek, kamu binalarında elektrik kesintileri yaşanacaktır.
  • 7 Fransız rafinerisi grev çağrısına destek vermiştir. Üstelik Fransa’nın batısında 28 Kasım’dan beri akaryakıt depoları inşaat firmaları tarafından bloke edilmektedir. 3 Aralık gününde 481 petrol istasyonu boşalmış ve 76 istasyon çalışamaz hale gelmiştir. Bu sayıların 5 Aralık’ta daha da artacağı düşünülmektedir.
  • Güvenlik ve Adalet Sektörü

  • Polis sendikaları da greve katılacaklarına yönelik açıklama yaparak protestolara destek vermiştir. Karakolların sembolik olarak kapatılması, ceza kesme işlemlerinin reddedilmesi veya havaalanları ile otoyol geçiş ücretlerinin tahsilatında yavaşlatma gibi eylemlerin gerçekleşmesi beklenmektedir. Söz konusu protestonun 2 Ekim’de polisler tarafından düzenlenen “öfke yürüyüşünü” takip edeceği ifade edilmektedir. Polisler öfke yürüyüşünde “işyerinde yaşam kalitesinin iyileştirilmesi”, “polislere yönelik gerçek bir sosyal politika uygulanması” çağrısında bulunmuştu.
  • Profesyonel İtfaiyeciler Birliği (SNSPP-PATS) de emekli aylığının geleceği hakkında endişeli olduğunu açıklamış ve 26 Kasım’da yapılan açıklamayla tüm itfaiyecileri 5 Aralık’taki genel greve katılmaları çağrısını yapmıştır.
  • 000 avukatı temsil eden Ulusal Baro da (CNB), genel kurulunda 5 Aralık’taki greve katılma çağrısında bulunmuştur.

Ayrıca onlarca ünlü entelektüel ve akademisyen medya üzerinden manifesto ilan ederek “hukukun güçlüye hizmet etmesi yerine sosyal adaletin başarılı bir şekilde uygulanmasını” istemişlerdir. Ayrıca Sarı Yelekliler de genel grevi desteklemektedir. Sarı Yelekliler hareketinin yaklaşık 600 temsilcisi, sendikaların başlattığı bu genel harekete katılma çağrısında bulunmuştur.

Son olarak sağcı Cumhuriyetçiler Partisi dışında tüm muhalif partiler (Sosyalistler, Komünistler, Yeşiller ve Boyun Eğmeyen Fransa Partisi gibi) greve ya doğrudan katılacaklar ya da Le Pen’in Ulusal Birlik Partisi gibi eylemi dışarıdan destekleyeceklerdir.

  1. Grev kararının temel sebepleri nelerdir?

Bu süresiz ve genel grevin temel sebebi Macron hükümetinin emeklilik sistemine yönelik gerçekleştirmek istediği reformdur. Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde de Macron daha eşitlikçi ve verimli bir emeklilik sistemi reformu konusunda vaatte bulunmuştur. Seçimin ardından Macron ve Başbakan Edouard Phillipe, Jean-Paul Delevoye’yi bu reform projesi kapsamında öneriler sunma vazifesiyle Emeklilik Reformu Yüksek Komiserliğine tayin etmişlerdir. Jean-Paul Delevoye, hazırladığı “Evrensel Emeklilik Sistemi İçin” isimli raporu 18 Temmuz 2019 tarihinde yayımlamıştır. Bugüne kadar reform projesine dair resmi niteliğe sahip tek rapor olan “Evrensel Emeklilik Sistemi İçin” adlı rapor, daha sonra “Delevoye Raporu” olarak adlandırılmıştır. Macron hükümeti yeni tasarlayacağı yasanın bu rapordan ibaret olacağını belirtmesine rağmen reform projesinin detaylarını resmi bir şekilde açıklamamıştır.

Kısaca Delevoye Raporu’nun iki temel unsuru bulunmaktadır. Birincisi, emeklilik sisteminde farklı sektörlere ait mevcut 42 farklı emeklilik sandığının tek bir emeklilik sandığı altında birleştirilmesidir. İkincisi ise emeklilik sistemindeki açığı önlemek ve tasarruf yapmak amacıyla tam emeklilik maaşı alabilme yaşının 62’den 64’e çıkarılmasıdır. Fakat bu emeklilik bütçesine de GSYH’nin yüzde 14’ünü aşmama şartı getirilecektir.

Rapora göre yeni sistemde tüm kamu ve özel sektör çalışanları, çalışma hayatları boyunca “puan” toplayacaklar ve emeklilik dönemlerinde bu puanlar emekli maaşına çevrilecektir. Mevcut sistemde ise özel sektör çalışanları için emekli maaşı hesaplanırken en yüksek maaşı aldığı 25 sene göz önünde bulundurulmaktadır. Kamu sektöründe çalışanlar içinse emekli maaşı son 6 ayda aldıkları maaşa göre hesaplanmaktadır. Reformun muğlak noktası puanların değeri kim tarafından ve hangi şartlarda değerlendirilecek olmasıdır. Macron her ne kadar puanların enflasyon yerine maaşlara endeksli olacağını açıkladıysa da çalışanların çoğu ve sendikalar, toplanan puanların değerlerinin, zamanla hükümet tarafından düşürülme ihtimali konusunda endişelenmektedir.

Aynı zamanda yapılan çalışmalara göre, Fransa’da ortalama 63 yaşından itibaren insanların sağlık durumu kötüleşmeye başlamaktadır. Ancak hazırlanan reforma göre 2025’ten itibaren tam emekli maaşı alabilmek için 64 yaşında olmak şart koşulmaktadır. Hatta rapor yıl geçtikçe bu yaş sınırının artırılabilmesini de teklif etmektedir. Bununla beraber Nobel ödüllü ekonomist Thomas Piketty raporun farklı sektörlerde bulunan çalışanların farklı çalışma koşullarına sahip olduğunu göz ardı ettiği konusunda uyarmaktadır. Başka bir ifadeyle bazı çalışanlar diğerlerden daha dezavantajlı bir duruma gelecektir.

Özetle Fransa’da çalışanlar, gelecekte hem daha düşük bir emeklilik maaşı alacaklarından hem de daha uzun süre çalışmak zorunda kalacaklarından çekinmektedir. Raporun önerdiği evrensel emeklilik sistemi, kamu sektörü ve özel sektör arasındaki farklılıkları ortadan kaldırarak yeni sistemin daha eşitlikçi olacağını savunmaktadır. Fakat rapor çalışanların farklı çalışma koşullarına sahip olmasını göz ardı ederek emekliler arasında eşitsizliğe sebep olmaktadır. Yani çalışma hayatında en yüksek maaşı alan kişi, emekli maaşında da en yüksek maaşı alacaktır. Aynı zamanda daha iyi koşullarda çalışanlar ise sağlık faktörü göz ününde bulundurulduğunda daha uzun yıllar emeklilikten faydalanabilecektir. Kısaca öngörülen emeklilik reformu iş hayatında mevcut bulunan eşitsizliği düzeltmemektedir.

  1. Grev kararının arkasındaki asıl sebepler nelerdir?

Söz konusu genel grev ve protesto kararının sadece emeklilik düzenlemesine yönelik olduğunu düşünmek yanlış olacaktır. Bu toplumsal eylemin sebebi Fransız toplumunda son dönemde sıklıkla görülmeye başlanan genel adaletsizlik duygusundan kaynaklanmaktadır. 2016 yılında “gece ayakta” eylemleri ve 2018-2019 yıllarına uzanan “Sarı Yelekliler” eylemlerinin gösterdiği gibi Fransız toplumunda ekonomik adaletsizlik duygusu her geçen gün yükselmektedir. Bir yandan önceki senelerde Macron hükümetinin geçirdiği vergi yasaları, “sadece Fransız zenginlerinin ekmeğine yağ sürecek” şeklinde algılanmış, diğer yandan Fransa hissedarlara temettülerin ödenmesi konusunda Avrupa şampiyonu ülke olmuştur. Bu kapsamda 2019 yılının ikinci çeyreğinde 46 milyar avro dağıtılmış, böylelikle Fransa tek başına dünyada ödenen temettülerin yüzde 10’una sahip olmuştur. Bu durumun sonucu olarak sıradan vatandaşlar, sosyal hizmetler ve devlet yardımları konusunda taviz vermeye yanaşmayan bir tutum sergilemeye başlamışlardır. Başka bir ifadeyle 5 Aralık grevinin ve protestolarının ilk bakışta emeklilik düzenlemesiyle ilgili olduğu düşünülse de aslında Fransa’da üretilen zenginliğinin nasıl paylaştırıldığıyla ve toplumun her kesiminin bu zenginlikten faydalanıp faydalanmadığıyla ilgili bir mahiyete sahiptir.

Protesto kararına yönelik ikinci önemli tetikleyici sebep ise siyasal sisteme yönelik var olan güvensizlik duygusudur. Aslında kamuoyunda Delevoye Raporu’nda geçen emeklilik düzenlemesine yönelik geniş kapsamlı bir bilgi bulunmamaktadır. Bununla birlikte Fransa hükümetinin bu proje konusunda 18 ay boyunca birçok sendika ile müzakere ettiği bilinmektedir. Tüm bu gelişmelere rağmen emeklilik düzenlemesine gerek vatandaşlar gerekse sendikalar tarafından şüpheyle yaklaşılmaktadır. Kamuoyunda “hükümetin gerçek niyeti aslında emeklilik sistemini düzenlemek değil vatandaşların haklarını kısıtlayarak devletin masraflarını azaltmak” şeklinde yaygın ve güçlü bir algı hakimdir. Zira bu kapsamda kamuoyunda “puan sistemine” geçilmesiyle “puan değerini kimin belirleyeceği”, “hangi şartlarda puanların tayin edileceği”, “yıl geçtikçe puanların değerinin azalıp azalmayacağı” gibi birçok soru sorulmaktadır. Bu tarz soru işaretlerinin de kaynağını oluşturan siyasal iktidara yönelik güvensizlik duygusu, son yirmi yılda gerçekleştirilen seçimlerdeki siyasal katılımın önemli oranda gerilemesi göz önünde bulundurulduğunda daha net anlaşılmaktadır.

  1. Grevin hükümet açısından ortaya çıkaracağı sorun ve hükümetin genel greve yönelik söylemleri nedir?

5 Aralık’ta gerçekleştirilecek olan süresiz genel grevin Fransız hükümeti açısından “Sarı Yelekliler” eyleminden daha sorunlu bir tablo ortaya çıkaracağı açıktır. Zira Sarı Yelekliler eylemi her ne kadar Fransa ekonomisine zarar vermiş ve bir güvenlik sorunu haline gelmiş olsa da dar kapsama sahip bir gösteri olmuştur. Fakat bu sefer protestolara destek veren kesimler sınırlı olmayacağından başta enerji ve ulaşım olmak üzere tüm sektörler grevden ağır etkilenecektir. Söz konusu çekinceler Fransız medyasında da kendisine yer bulmaya başlamış, Le Figaro gazetesi “Benzin kıtlığı olacak mı” başlıklı haberler yayınlamaya başlamıştır. Toplumsal boyutunun genişliği sebebiyle hükümetin polis ve asker gibi kolluk kuvvetlerini protestocuların karşısına çıkararak bu kapsamlı eylemi durdurması imkansızdır. Yapılacak toplumsal eylem bu yönüyle 1995’teki emeklilik ve sağlık güvencesi düzenlemeleri sonucu yapılan genel greve benzemektedir. Hatırlanacağı üzere söz konusu grevin iki ay sürmesi sonucu hükümet emeklilik düzenlemesini geri çekmek zorunda kalmıştı.

Hükümet için ikinci büyük önemli sorun ise Fransız toplumunun büyük çoğunluğunun genel grevi desteklemesidir. Söz konusu greve hem birçok sektörün destek vermesi hem de sıradan çalışanların kesimlerin talebiyle ortaya çıkması, eyleme yönelik kamuoyundaki sempatiyi ve desteği yükseltmiştir. Son anketlere göre Fransızların yüzde 55 ile yüzde 64 arası bir oranda eylemin doğru olduğunu savundukları belirtilmiştir (IFOP ve Elabe Enstitüsünün anketleri). Bu nedenle hükümet genel grevin yanı sıra “vekalet grevi” olarak adlandırılan greve fiili olarak katılmasalar da destekleyen kesimlerden de çekinmektedir.

Macron hükümeti söz konusu toplumsal eyleme yönelik iki tür söylem geliştirmiştir. İlk olarak hükümet grevden dolayı gündelik yaşamda meydana gelecek aksaklıkları ve zorlukları vurgulayarak Fransız kamuoyunun eylemcilere karşı tepki göstermesi için çabalamaktadır. İkinci olarak ise hükümet tarafından “Kara Perşembe” olarak adlandırılan grev, memur kesimi tarafından organize edilen bir “küskünlük” olarak nitelendirilmektedir. Bu görüşe göre memurların tepkisi, kendilerinin bugüne kadar özel sektörde çalışanlardan daha avantajlı bir emeklilik sandığına sahip oldukları için emeklilik sisteminin reforme edilmesine karşı olmalarına dayanmaktadır. Fransız hükümetinin bu yönde bir söylem geliştirerek kamu sektörü çalışanları ile özel sektör çalışanlarını karşı karşıya getirmeyi ve özel sektörden greve katılımları azaltmayı amaçladığı açıktır.

Etiketler: