Perspektif: 2015-2016 İlerleme Raporu ve Türkiye-Avrupa Birliği İlişkileri

Nihai ilerleme raporunda hangi hususlar ön plana çıktı? Son dönemde ilerleme raporlarında ön plana çıkan tarafgir ve sübjektif tutumun arka planında ne var? Türkiye-Avrupa Birliği ilişkilerinin geleceği nereye gidiyor?

9 Kasım 2016 tarihinde Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Türkiye’nin nihai ilerleme raporunu ilan etti. Komisyon tarafından 19. kez hazırlanan ilerleme raporu, Türkiye için ilk kez 1998 yılında ve bu tarihten itibaren ise her sene yayımlanmıştır. Her yıl farklı bir raportör ve ona bağlı bir ekip tarafından hazırlanan ilerleme raporları 2014, 2015 ve 2016 yıllarında Avrupa Parlamentosunun Macar asıllı Hollandalı üyesi Kati Piri ve ona bağlı ekip tarafından hazırlanmıştır. 2015 yılından itibaren geçen bir senelik süre zarfında Türkiye’de yaşanan siyasi, ekonomik ve toplumsal olayların değerlendirildiği ilerleme raporunda Türkiye’nin katılım müzakerelerinde almış olduğu yol incelenmiş ve raporun sonunda tavsiye edilen bazı politika önerilerine yer verilmiştir. Ancak değerlendirme ve tavsiye niteliği taşıyan ifadeler incelendiğinde Türkiye açısından eleştiriye açık birçok husus bulunmaktadır. Özellikle raporun Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ve tutuklanan HDP’li milletvekilleri ile ilgili tarafgir bir bakış açısına sahip olması Ankara tarafından eleştiri konusu olmuştur. Raporun Ekim 2015-Eylül 2016 periyodunu kapsadığı belirtilmesine rağmen Kasım ayı başında tutuklanan HDP’lilere yer verilmesi Ankara’da oldukça tutarsız bulunmuştur. Bununla ilgili olarak raportör Kati Piri’nin HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve yakın zamanda FETÖ ile bağlantısı sebebiyle Almanya’ya kaçan Cumhuriyet gazetesi eski Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ile olan şahsi yakınlığı dikkate alındığında ilerleme raporunun arkasındaki bu tarafgir dilin nedeni daha rahat anlaşılmaktadır. Bu kapsamda elinizdeki perspektif Türkiye’nin 2015-2016 dönemi için AB Komisyonu tarafından hazırlanan nihai ilerleme raporunu değerlendirmektedir.

Etiketler: